Çiğdem Kılıçgün Uçar: Eşit ve özgür bir yaşam mümkündür

  • 17:38 19 Temmuz 2025
  • Güncel
DÊRSIM –  “Analar Çalıştayı”nda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bu topraklarda yaşayan tüm halklar için eşit ve özgür bir yaşam mümkündür. Alevilik de bu dönüşümün en güçlü dayanaklarından biridir” dedi.
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi, Dêrsim’de “Hakikat Ana Yoludur” şiarıyla düzenlediği “Analar Çalıştayı” konuşmaları dördüncü oturumla devam ediyor. Bu oturumda Sevim Şaylı’nın moderatörlüğünde “Ana Kadın Kemaletiyle Ocak Kültürünü Yeniden İnşa ve Görevlerimiz” başlığı üzerine DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu.
 
Konuşmasına, Gültan Kışanak’ın sağlık gerekçesiyle etkinliğe katılamadığını belirterek başlayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Gültan Kışanak’ın selamlarını iletti. 19 Temmuz’un Rojava Devrimi’nin yıldönümü olduğuna dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kadınların öncülüğünde gerçekleşen bu devrim, Ortadoğu'daki en büyük özgürlük mücadelelerinden biridir. Rojava'da kurulan sistem, Alevi itikatının da tarihsel değerlerinden etkilenmiştir” dedi.
 
‘Alevi kadınlar tarihî bir misyon üstleniyor’
 
Kadınların tarih boyunca hem itikat içinde hem de toplumsal direnişlerde kurucu bir rol oynadığını vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Alevi inancının erkek egemenliğe karşı doğal bir alternatif sunduğunu söyledi. “Kadınların öncülüğüyle yeni bir yaşam inşa edilebilir. Ocak kültürü, kadınların emeğiyle büyümüş, kadın eliyle şekillenmiştir” ifadelerini kullandı. 
 
Ocakların yalnızca inanç merkezleri değil, aynı zamanda öz savunma, dayanışma ve eğitim merkezleri olduğunu dile getiren Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Ocaklar, Alevilerin tarih boyunca kendini var etme biçimiydi. Ulus-devletlerin ve erkek egemen sistemin baskılarına karşı bir direniş biçimi olarak gelişti” sözlerini kullandı. 
 
‘Devletin sunduğu masa, sandalye Aleviliği temsil etmez’
 
Aleviliğin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Cemevi Başkanlığı gibi yapılarla tanımlanamayacağına dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Alevilik gönül genişliğidir. Birliğin, eşitliğin, doğayla ve evrenle bütün yaşamanın ifadesidir. Devletin masa, sandalye ve badana önerisi bu itikadın ruhuna aykırıdır” ifadelerini kullandı.
 
Demokratik toplumun anahtarı: Alevi itikadı ve kadın öncülüğü
 
Demokratik bir toplumun inşası için Alevilikteki cem, müsahiplik ve rızalık anlayışlarının örnek alınabileceğini vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Alevilik, toplumların barış içinde bir arada yaşamasının anahtarını sunuyor. Bugün komünal yaşam, eşitlik ve inançlar arası uyum arayan herkes bu mirasa ihtiyaç duyuyor” ifadelerine yer verdi. 
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar ayrıca, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını hatırlatarak, “Bu topraklarda yaşayan tüm halklar için eşit ve özgür bir yaşam mümkündür. Alevilik de bu dönüşümün en güçlü dayanaklarından biridir” şeklinde konuştu.
 
‘Tehdit değiliz, toplumsal alternatifiz’
 
Alevilerin sürekli tehdit olarak gösterildiğine dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Biz bir tehdidi değil, bir alternatifi temsil ediyoruz. Kadınla erkeğin eşit olduğu, inançların yan yana yaşayabildiği bir sistem mümkün diyoruz. İşte bu yüzden hedef haline getiriliyoruz” dedi.
 
Konuşmasını, Alevi kadınlarının ve ocak analarının tarihsel emeklerine vurgu yaparak bitiren Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bugün itikatımıza sahip çıkma, onu geleceğe taşıma zamanıdır. Bu yalnızca Aleviler için değil, tüm halklar için yaşamsal bir görevdir” diye kaydetti. 
 
‘Neden yokuz?’
 
Sistemin farklılıkları bastırmaya yönelik yaklaşımını eleştiren Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Her sözü, her talebi, her ibadeti suç sayılacak bir halk olarak yok sayıldık. Neden yokuz? Bu ülke kurulurken demokratik bir toplum için çaba gösteren halklar, hangi hakla inkâr edildi? Biz bu kadar güçlü bir alternatif isek, niye bunu büyütmeyelim? Niye yan yana getirmeyelim? Sistemin kendini var edebildiği tek şey; bu farklılıkları birbirinden ayırt etmek, farklılıkların yan yana gelmesini engellemek üzerine kuruldu.
Ama öyle bir zaman dilimindeyiz ki; değil sadece Türkiye'de, Ortadoğu'da, dünyada dağılmış, yayılmış ve sürgün olmak zorunda kalmış bütün halklar ve inançlar artık herkesin kendi kimliğiyle var olabileceği bir sistemin acil bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu. 
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar, iktidarın Alevilere, kadınlara ve Kürtlere yönelik politikasının aynı merkezden beslendiğini belirterek, “İtikadını yaşayamamak, dilini konuşamamak, kadın kimliğiyle söz kuramamak aynı saldırı biçimleriyle karşı karşıya. Bu gerçeklik bile bizim yan yana durmamızı zorunlu kılıyor” dedi.
 
‘İtirazların hakikatle buluşma zamanı’
 
Türkiye’de kadınların, Alevilerin, Kürtlerin itirazlarının uzun yıllardır sürdüğünü ifade eden Uçar, “Bu itirazlar bugün tahayyül edilen hakikatle buluşmaya çok yakın. Ya yüzyıl öncesinin tekrarını yaşayacağız ya da bu itikadın bize yüklediği sorumlulukla yeni bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz.
 
Yeni bir yaşamı, yeni bir yüzyılı hep birlikte inşa etmenin yolunu, yöntemini bulacağız. Bu ülkede itirazlar hiç susmadı. Alevilerin itirazı, kadınların itirazı, Kürtlerin itirazı, diğer kimliklerin itirazı… Bu itirazların her biri bugün hayal edilen, tahayyül edilen hakikatle buluşmaya çok yakın.
 
Niye böyle söylüyorum? Ülkede dayatılan savaş gerçekliği başka bir forma girdi” ifadelerini kullandı.
 
‘Çözüm de demokratik birlikteliktir’
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar devamında, “Kürt meselesi silah bırakmaktan ibaret değilse, Aleviliğin ihtiyacı da yalnızca cemevlerine indirgenemez. Sorunlar derin, çözüm ise demokratik birlikteliktir” diye ekledi.
 
‘Kendimize, tarihimize ve mücadelemize güveniyoruz’
 
Alevilerin tarihinin yazılı olmadığını ve sürekli dış müdahalelere açık hale getirildiğinin altını çizen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sürekli yönlendirilen, algıyla yönetilen bir topluluğuz. Bu nedenle süreci kimseye bırakmamalı, kendi itikadımıza ve geleceğimize sahip çıkmalıyız” çağrısı yaptı.
 
Kadınların tarih boyunca özgürlük mücadelelerinin öncüsü olduğunu hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Alevi itikadının da bu mücadelenin en önemli ışığı olduğuna işaret ederek, “Bu süreçte kadınların öncülüğüyle yeniden inşa mümkün. İtikadımız yaşayacak. Gelecekte hep birlikte yeniden kurulacak”  dedi.
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar, bu tartışmaların büyütülmesi ve kolektif sorumluluk bilinciyle sürdürülmesi gerektiğini paylaştı.  
 
Konuşmaların ardından çalıştayın ilk günü sona erdi. 
 
Çalıştay yarın devam edecek.