Ejegul Ovezova'nın yaşamını yitirdiği yerde iki yıl sonra keşif!

  • 10:57 19 Temmuz 2025
  • Güncel
Şehriban Aslan
 
AMED – Amed’de iki yıl önce şüpheli şekilde yaşamını yitiren Ejegul Ovezova'nın yaşamını yitirdiği yerde polisler tarafından iki yıl sonra keşif yapıldığı belirtildi.
 
İstanbul’da üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ı katleden eski polis Cemil Koç, olayın ortaya çıkmasının ardından altı kişiyle birlikte tutuklandı. Bu gelişmeyle birlikte, Cemil Koç’un iki yıl önce Amed’de yaşanan şüpheli kadın ölümüyle bağlantılı olduğu, ancak o süreçte tutuklanmadığı da ortaya çıktı. İstanbul’daki kadın katliamının ardından yeniden gündeme gelen soruşturma, 4 Temmuz’da iddianameye dönüştü. İddianame iki gün önce Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ayşe Tokyaz’ı katletmekten tutuklu bulunan Cemil Koç hakkında, Ejegul Ovezova davası kapsamında da tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılarak, Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Amed’de ifadesi alındı.
 
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde 24 Temmuz 2023 tarihinde Cemil Koç’un dini nikâhla birlikte yaşadığı Ejegul Ovezova, gece saat 24.00 sıralarında bir binanın 8’inci katındaki dairenin penceresinden şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetti.
 
Olayın hemen ardından yaptığımız araştırmada tanıklar, ölümün intihar olabileceğini öne sürerken, “Adam zengin ve ensesi kalın, size bilgi verilmez” şeklinde yanıtlar aldık. Şüpheli ölüm sonrası gözaltına alınan Cemil Koç, güçlü şüphelere rağmen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
 
Ejegul Ovezova’nın yaşamını yitirdiği site sakinlerinden aktivist Arin Zümrüt, iki yıl önce yaşananları JINNEWS’e anlattı.
 
‘Kadının yardım çığlığı duyulmuş’
 
İki yıl önce şüpheli şekilde hayatını kaybeden Ejegul Ovezova ile aynı sitede olduğunu söyleyen Arin Zümrüt, olayın yaşandığı anda evde olmadığını, fakat komşularının her şeyi net bir şekilde kendisine ilettiğini belirtti. Arin Zümrüt, “Şehir dışından geldim, komşularım bir kadının 8’inci kattan atıldığını söylediler. Bunu duyar duymaz olayı soruşturdum; ne oldu, kim veya kimler oldu diye araştırmaya başladım. Sonra polis Cemil Koç’un ve yanında yabancı uyruklu bir kadın olduğunu öğrendim. Evi tutarken de nişanlı olduklarını ve evlilik hazırlıkları yaptıklarını söylemiş. Sonrasında da evde sürekli tartışmaların yaşandığını, komşular tarafından söylendi. Komşularım, kadının öldürüldüğü gün çok şiddetli bir kavganın olduğu, kadının yardım çığlığı attığını, ittirildiğine tanıklık ettiklerini söylediler” dedi.
 
İki yıl sonra keşif
 
Komşuların anlatımına dair, Ejegul Ovezova düştükten sonra failin çok soğukkanlı bir şekilde indiğini ve hiç şaşırmadığını belirttiklerini söyleyen Arin Zümrüt, failin daha sonra yukarı çıkıp üstünü değiştirdiğinin, komşuların dikkatinden kaçmadığını ifade etti. Failin delilleri karartmak için yukarı çıkmış olabileceğine değinen Arin Zümrüt, “Bir sürü şey yapmış olabilir. Bir cinayet işlendiğinde ya da birinin öldüğünü gördüğünüzde gidip üstünüzü değiştirmezsiniz. Aslında ortada çok açık bir cinayet vardı ama ne yaptıysak kanıtlayamadık. Ben bugün eski siteme gittim. Komşular, dosyanın yeniden açıldığını ve polislerin gün içinde gelip keşif yapacaklarını söylediler. Olayın üzerinden iki yıl geçmiş. O evde ya da o sitede delil mi kalır?” diye sordu.
 
‘Tanıkların korkutulduğunu düşünüyorum’
 
Arin Zümrüt, komşularının anlatımı üzerine hemen JINNEWS’i aradığını kaydederek, “Ben de bunu öğrenir öğrenmez hemen JINNEWS’e haber verdim. Muhabir arkadaşlar geldi. Habere dair komşulardan tanıklık için röportaj istediler, fakat bana ilk gün her şeyi anlatan komşularım ikinci gün konuşmadılar, korkmaya başladılar. Aslında o insanların bir şekilde korkutulduğunu düşünüyorum. Yani şu an tüm olayların seyrine baktığımızda, var olan tüm durumu ve gerçekleri gösteriyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Öldürüldüğünü kanıtlayamadık’
 
Olayın ardından birçok kadın kurumuna ulaşmaya çalıştığını, fakat bir sonuç alamadığına vurgu yapan Arin Zümrüt, “Ailesine ulaşmaya çalıştık fakat yabancı uyruklu oldukları için gelemeyecekleri ve cenazenin gönderileceği söylendi. Yine gazeteci arkadaşlar bir ay boyunca haber yaptı, ama bir türlü öldürüldüğünü kanıtlayamadık. Yani neredeyse kadın arkadaş öldürülmedi denilmeye getirildi. Hiçbir yerde sesimizi duyuramadık, haliyle artık bir şey de yapamadık. Sonrasında 2-3 gün önce İstanbul'da işlenen cinayetten isim ve soyadını görünce bana tanıdık geldi ama yine de çok emin olamadım” ifadelerine yer verdi.
 
‘Diyarbakır’a gönderilmesi tesadüf değildir’
 
Arin Zümrüt, konuşmasının devamında, “Ardından arkadaşlarla iletişime geçtik. Eski bir polis memuru olduğunu, Amed’e gelirken çalıştığı ve buradayken ihraç olduğunu öğrendim. Şimdi biz basından öğreniyoruz ki bu zaten suça meyilli bir insanmış ve çalıştığı yerde aslında görevden uzaklaştırılması gerekirken, daha rahat suç işleyebileceği bir kente gönderilmiş. Yani ben Diyarbakır'a gönderilmesinin çok tesadüf olduğunu da düşünmüyorum. Eğer arkanızda devletin, sistemin gücü olduğuna inanıyorsanız, daha çabuk üstünü örtebiliyorsunuz. Olayın peşine düşüp bilgilere ulaşamamamızın ve olayın üstünün kapatılma nedeni de bundandır” şeklinde konuştu.
 
‘Örgütlenmemiz yükselmeli’
 
“Ayrıca bu durumun ortaya çıkmamasının nedeni sadece katil korunduğundan değil, kendi içimizde var olan örgütlenmenin de azalmasındandır” diyen Arin Zümrüt, “Yani kendi sorumluluğumuzu da gören bir yerden bakmak gerekiyor. Kadınlar olarak iki yıl önce kurduğumuz Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı ve DAKAP sistemini tekrar aktif hale getirip kendi kendimizi koruyabilecek yöntemler bulmamız gerekiyor. Yani buna engel olabilirdik. Biz 2 yıl önce yeterince ses getirebilseydik, bugün bir kadın arkadaşımız katledilerek bir valize konulup bir sokağa atılmayacaktı. Bir yere gömülmeyecekti. Bu noktada öfkeli olmak yetmiyor. Öfkeli olmanın ötesinde bunu çözecek bir şeyler yapmamız gerekiyor” diyerek örgütlenmenin yükselmesi gerektiğini söyledi.
 
‘Bu kişi seri katil olabilir’
 
Arin Zümrüt, faili öğrenir öğrenmez hemen yaşadığı eski sitesine gittiğini ve komşularına, “Eğer hep birlikte konuşsaydık bunlar olmayacaktı. Benim bir kızım var. Öldürülen kişinin benim kızımdan bir farkı yok demeliyiz. Yani toplumsal olarak bunu oluşturabildiğimiz zaman biz kadınları koruyabileceğiz. Bu noktada herkesin gerçekten yeniden bir kendine gelmesini, ‘Ben ne yapıyorum?’ demesini, bunu durdurabilmek için daha güçlü tepkiler dile getirmesini istiyorum. Bu şahsın kendisi seri katil olabilir. Biz şu anda sadece iki kişiyi biliyoruz ve düşünün, iki yıl içerisinde iki kadın öldürebiliyorsun. Eğer Ayşe Tokyaz’ın kız kardeşi İstanbul'daki olayda feryat figan edip derdini anlatmaya çalışmasaydı, o deliller karartılacaktı ve bir sonraki kadını öldürmek için uygun bir zemin oluşturulacaktı” dedi.
 
Cezasızlık politikasının bir şekilde erkeği koruduğuna dikkat çeken Arin Zümrüt, şu sözlere yer verdi: “Kadınların katledilmesinde erkeğin korunması ayrı, toplumun susması ise başka bir şekilde etki ediyor. Bunların bir parçası olmamak adına, başka kadınların öldürülmemesi için bir an önce mücadelenin yükseltilmesi gerekir. Özellikle devlet memurlarının, kolluk kuvvetlerinin bir suç işlediği zaman hemen soruşturulup o meslekten uzaklaştırılmaları gerekiyor. Bir yerden başka bir yere ödüllendirilir gibi gönderilmemeleri gerekiyor. Sonra da hep birlikte kalkıp ‘Neden bu kadar arttı kadın cinayetleri?’ diyoruz.”
 
‘Bizim bizden başka çözümümüz yok’
 
Arin Zümrüt son olarak, “Bizim bizden başka çözümümüz yok. Biz birbirimize çözüm getirebiliriz. Yani sistemin değişmesi, hukukun değişmesi, hükümetin değişmesi... Bunların değişmesi süreç alabilir ama biz kendimizden başlarsak, daha kısa sürede toparlanıp bu cinayetleri önleyebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.