Cihan Bilgin ve Nazım Daştan İstanbul’da anıldı 2025-12-19 11:53:37     İSTANBUL - Gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan için MKG, DFG ve DİSK Basın-İş tarafından yapılan ortak açıklamada, barış gazeteciliği ve hakikatin peşinden gitme kararlılığı yinelenerek, Özgür Basın'ın susturulamayacağı mesajı verildi.    Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve DİSK Basın-İş Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Aralık 2024’te SİHA ile katledilen Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ı, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirdikleri basın toplantısı ile andı. Salonda “Özgür Basın susturulamaz” yazılı pankart asıldı.   ‘Mesleğinin gereğini yapıyorlardı’   Gazetecilerin özel savaş propagandasına karşı direnişin sesi oldukları için hedef alındıklarını dile getiren Saliha Aras, “Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn'den sonra Nazım ve Cihan'ın ölüm haberini aldık. Onları katledenler, o gün onların gazeteci olmadıklarını iddia ettiler. Oysa Nazım ve Cihan'ın geçtiği haberlere, gazeteciliklerine herkes gibi bizler de günlerce tanıklık ettik. Bizler Nazım'ı kah Tişrîn Barajı'nda, kah sivilleri hedef alan saldırılara fotoğraf makinesini çevirirken gördük. Yine Cihan, yerle bir edilmiş kentleri gösterirken tam da hakikatin sesi, mesleğinin gereğini yapıyordu. Onlardan geriye parçalanmış bir araçtan kalan fotoğraf makineleri de bunun en büyük kanıtıydı” dedi.    ‘Geride kalanları korkutacaklarını sandılar’   Hakikati dile getiren gazetecilerin katledildiğini, tutuklandığını, gözaltına alındığını kaydeden Saliha Aras, “Nazım ve Cihan'ı katledenler sandılar ki geride kalanları korkutacak, mesleklerini yapamaz hale getirecekler. Ancak tam da buna karşı daha büyük bir dayanışma ile onların gazeteci olduklarını haykırdık. Elbette sesimizi susturmak için eyleme katılan arkadaşlarımızdan bazıları tutuklandı, bazılarına ise dava açıldı. Ancak arkadaşlarımız tutsaklıklarında da, mahkeme salonlarında da hem gazeteciliği hem de arkadaşlarımızı savunmaya devam etti. Çünkü biliyoruz ki hakikatin ışığı ve sesi ne kadar gür olursa, faşizm o kadar korkar, halkları karanlığa boğmak isteyenler o kadar azalır” sözlerine yer verdi.   ‘Hakikat haberciliğinden vazgeçmeyeceğiz’   Türkiye’nin Düşünce ve İfade Özgürlüğü sıralamasında her yıl daha da geriye gittiğini, gazetecilerin buna karşın bütün yargı kıskacına rağmen gerçekleri dile getirmeye devam edeceklerini ifade eden Saliha Aras, “Biliyoruz ki bizlere yönelik saldırının en önemli boyutu halkın haber alma hakkını gasp etmektir. Halkı habersiz, iktidarların insafına bırakmaktır. Bu yüzden her yıl onlarca gazeteci ya yargılanıyor ya tutuklanıyor. Hesapları engelleniyor, haberlere erişim engeli getiriliyor. Hedef gösteriliyor ya da Hakan Tosun gibi şüpheli şekilde hayatını kaybediyor. Bizler ne katledilen arkadaşlarımızın hesabını sormaktan ne de hakikat için habercilik yapmaktan vazgeçeceğiz” dedi.   ‘Barış gazeteciliği yapmaya devam edeceğiz’   Onurlu bir barış için barış gazeteciliği yapmaya devam edeceklerini, halkların savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz ve birlikte yaşadığı bir ülkenin gazetecilerin de özlemi olduğunu belirten Saliha Aras, “Özgür bir ülkede özgürce haberler yapacağımız güne kadar da görevimizin başında olmaya devam edeceğiz. Mahkeme salonlarında dediğimiz gibi gazetecilik suç değildir ve gazeteciler de 'terörist' değildir. Buradan bir kere daha Nazım ve Cihan'ın gazeteci olduğunu dile getirirken her ne olursa olsun düşündükleri dünya için mücadele edeceğimizin de sözünü vermek istiyoruz” diye konuştu.   ‘Onların kalemini yerde bırakmayacağız’   Ardından gazeteci Serpil Ünal söz aldı. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine dair açıklama yapmak istedikleri için tutuklandıklarını dile getiren Serpil Ünal, “Bu baskılar hiçbirimizi yıldıramaz, yazmaya devam edeceğiz. Bizim var oluşumuzun sebebi gerçekleri yazmak. Katledilen tüm yol gösterici gazeteci arkadaşlarımızı anıyoruz. Onların kalemleri yerde bırakmayacağız. Onların kalemleri mikrofonları olmaya devam edeceğiz” şeklinde ifade etti. Katledilen gazetecileri anmanın onların mücadelesini sürdürmek anlamına geldiğini ifade eden Gazeteci Pınar Gayıp da, “Katledilen arkadaşlarımız bize pusula olmuştur. Biz gazeteciler olarak haberlerimizde gerçekleri yazmakla mücadelemize devam edeceğiz” diye belirtti.    Açıklama, “Özgür Basın susturulmaz” sloganı ile sona erdi.