İhmallerin nasıl ölüme götürdüğünü anlattı! 2025-11-10 09:08:38   Elfazi Toral   İSTANBUL - Dilovası ilçesinde bulunan Ravive Kozmetik’te çıkan yangında aralarında çocukların da olduğu 6 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından ihmaller zinciri kaldı. Eski çalışan Hilal Yılmaz, “İki zabıta geliyor, eline parfüm şişeleri veriliyor, konu kapanıyor. Devlet bunu da kapatacak” diyerek denetimsizliğe tepki gösterdi.   Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde, 8 Kasım günü Mimar Sinan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi’nde bulunan Ravive Kozmetik parfüm doldurma işletmesinde çıkan yangında, 2’si çocuk 4 kadın yaşamını yitirdi. 7 kişi ise yaralandı. Yaşamını yitirenlerin isimleri ise şöyle: Cansu Esatoğlu (16), Nisa Taşdemir (17), Tuğba Taşdemir (18), Şengül Yılmaz (55), Esma Gikan ve Hanım Gülek (65).   Yangının ardından SGK Kocaeli İl Müdürü, SGK İl Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü, Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü, İŞKUR Dilovası Hizmet Merkezi Müdürü, İŞKUR CİMER’den Sorumlu Şube Müdürü ve bir personel açığa alındı.   Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında iş yeri sahibi K.O. ve vardiya amirlerinin de bulunduğu 3 kişi gözaltına alındı. Soruşturma derinleştikçe 8 kişi daha gözaltına alındı ve böylece gözaltı sayısı 11’e yükseldi.   Yangına dair tepkiler sürerken, siyasi partiler, sosyalist kurumlar, sendikalar ve sivil toplum örgütleri yaşananı bir iş cinayeti olarak nitelendirerek sorumluların cezalandırılmasını istedi.   Daha önce aynı işyerinde çalışan kadınlar ile çevredeki yurttaşlar, işletmede çocuk yaşta çalıştırılanların olduğunu, sigortasız işçi istihdam edildiğini ve iş yerinin usule uygun olmayan bir konumda faaliyet gösterdiğini aktardı.   İşletmede yangın merdiveni ve tahliye koridorunun bulunmadığı, yangın tüplerinin olmadığı ve çok sayıda güvenlik ihmalinin olduğu belirtildi.   Ayrıca, işverenin yalnızca kadın işçi çalıştırdığı, erkek işçi kabul etmediği ve işçilere düşük ücret verip yemek sağlamadığı da öne çıkan bilgiler arasında yer aldı.   Yaşamını yitirenlerin eski çalışma arkadaşlarından Hilal Yılmaz, işletmede yaşananlara dair JINNEWS’e  konuştu.    İşletmedeki çalışma koşullarına dikkat çeken Hilal Yılmaz şunları söyledi: “Ben bir buçuk ay orada çalıştım. Baktım koşullar hiç iyi değil, ondan dolayı işten ayrıldım. Çalışanlara hiçbir şekilde yemek verilmiyordu. Bütün kadınlar kendi imkanlarıyla evden getirdikleri yiyeceklerle idare ediyordu. İşçilerin yarısı çocuğuydu. Bir meyve suyu, bir poğaça ile bütün günü geçiriyorlardı. Çok kötü şartlarda çalışıyorlardı. Bir molayı bile çok görüyorlardı.   Bu işyerinde ihmal vardı, denetim yoktu. Altı tane çınar yandı. Ben onlarla aynı yemeği yedim, aynı sofrayı paylaştım, güldük eğlendik. Hepsi benim arkadaşlarım, kız kardeşlerim. Ben onları unutamıyorum. Onların hakkını ben savunacağım.”   ‘Devlet neredeydi?’   İşletmedeki eksikliklere değinen Hilal Yılmaz, “Orada yangın merdiveni yoktu, havalandırma yoktu, yangın tüpü yoktu. Adam bir sürü kimyasal malzeme getirmişti, gidecek ve kaçacak bir yer yoktu. Çünkü ben orada çalıştım, koşullara şahidim. Adam herkese köle gibi davranıyordu. Hepsi küçük kız çocukları… 14-15 yaşındaki çocukları kaçak çalıştırıyordu. Kimsenin sigortası yoktu, herkes aç ve susuzdu.Bunlar ne için öldüler? Hepsi yoksulluktan ve ekmek davası için öldüler. Devlet o zaman neredeydi? Devlet gelip bu çocuklara, bu kadınlara sahip çıksaydı…Bu kadınlar neden öldü? Bu çocuklar neden okuyup bir savcı, bir hakim, bir öğretmen olmadılar? Olan yetimlere, annelere, babalara, yoksullara oldu. Burası canlı bir bombaydı.”   ‘İki tane zabıta geliyor, eline parfüm şişelerini veriyor, konu kapanıyor’   “Kadınlar neden ölüyor?” diye soran Hilal Yılmaz, bunun bir katliam olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Bas bas bağırıyorlardı, ‘Gelin bizi kurtarın!’ diyorlardı. Hiçbir şey yapamadık, hiçbirini kurtaramadık. Devlet iki takım elbise giyip gelip insanların içinde gezmesin. Devlet en başından itibaren neden onlara bu yetkiyi verdi, neden denetimi yoktu? İki tane zabıta geliyor, eline parfüm şişeleri veriliyor, konu kapanıyor. Devlet bunu da kapatacak. Ben çıkmasaydım belki ben de orada ölecektim. Biz neden buna susuyoruz? Kadın her zaman eziliyor, yok sayılıyor ve yanıyor. Bu devletin hatasıdır. Devlet denetleme yapsaydı bugün burada bu kadınlar ölmezdi.   Suç devlette. İşçilerin hiçbir hakkı yoktu orada. Sözün bittiği yerdeyiz. Devlete şu çağrıda bulunuyorum: Bu genç kadınlar ve çocuklar hepsi yoksulluktan öldüler. Ekmek davasına gittiler, yandılar kül oldular.”