DİP ekonominin McKinsey’e teslim edilmesini protestosu etti

  • 14:35 4 Ekim 2018
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL - DİP, hükümetin ekonomi yönetimini ABD’li yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey’e teslim etmesini protesto ederek, anlaşmanın iptal edilmesi çağrısında bulundu. 
 
Devrimci İşçi Partisi (DİP), hükümetin ekonomik krizden kurtuluş için çözüm olarak sunduğu ABD’li yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey Anlaşması’nı Şişli Tekfen Tower’da bulunan McKinsey Genel Merkezi önünde protesto etti. “Türkiye işçi sınıfı bu zilleti kabul etmez”, “McKinsey&Company anlaşması iptal edilsin” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet”, “Krizi yaratan bedelini ödesin” sloganları atıldı. 
 
‘Beştepe ayda 38 bin asgari ücretlinin maaşını yutuyor’
 
Açıklama yapan DİP Üyesi Naz Şakar, işçi ve emekçilerin "mutfakta yangın var" diyerek feryat ettiğini belirterek, Eylül ayı itibariyle yıllık enflasyonun arttığını ve enflasyon canavarının saldırmaya devam edeceğini kaydetti. İktidarın hayat pahalılığından dem vuranlara, “Bunlar hep algı” diyerek tepki verdiğini ifade eden Naz, “Esas; halka karşı kendi deyimleriyle ‘algı operasyonu’ yapanlar bizzat onlardı. Sayıştay’ın Saray masraflarıyla ilgili raporu da enflasyon rakamları ile aynı gün basına düştü. Vatandaş kuruşun hesabını yapar hale gelmişken, rapora göre 2017 yılında 658 milyon masraf eden Beştepe günde 1,8 milyon lirayı, ayda 38 bin asgari ücretlinin maaşını yutuyor” dedi. Şakar, “Erdoğan Beştepe’yi savunurken itibardan tasarruf edilemez demişti. Ama şimdi devlete tasarruf ettirmek için Amerikan McKinsey ile anlaştı. Milletin itibarını ayaklar altına aldılar” ifadelerini kullandı.
 
‘İşçi sınıfı bu zilleti kabul etmez’
 
İşçi sınıfının sabır taşının çatlamak üzere olduğunu vurgulayan Naz, “İşçi sınıfı; emperyalizme teslim olup işçinin ekmeğine musallat olanları, devleti sermayenin hizmetine koyup ekmek mücadelesi verenlerin koluna kelepçe takanları affetmez. Sınıfın biriken öfkesi örgütlenmeli ve sınıf bilinciyle kuşanmalıdır. Türkiye’nin önünde artık tek seçim vardır. Ya emperyalizmin, sermayenin ve istibdattın boyunduruğunda zillet ya da işçi sınıfının iktidarı ve hürriyet” diye konuştu.