‘Kürt sorunun çözümü halkı yoksulluktan kurtaracak’
- 09:07 12 Ocak 2024
- Emek/Ekonomi
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR - 2024 bütçesi ve asgari ücrete ilişkin değerlendirme yapan DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Zehra Vezan Karabulut, yoksulluğun bitmesinin Kürt sorunun çözümüyle mümkün olacağını vurguladı.
Meclis Gelen Kurulu’na 11 Aralık 2023 tarihinde gelen 2024 Yılı Merkezi Bütçesiyapılan görüşmelerin ardından 25 Aralık 2023’te AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi. “Mili Savunma” ve “güvenliğe” bütçenin onda biri ayrılırken, Diyanet Başkanlığı’na ayrılan bütçe, 6 bakanlığa ayrılan bütçeyi geçti. 2024 yılı bütçesiyle toplam 11 trilyon 89 milyar liralık kamu kaynağını harcama yetkisi iktidara verildi. Bu harcama yetkisiyle 8 trilyon 437 milyarı vergi ve vergi dışı gelirlerle karşılanacağı, gelirle gider arasındaki 2 trilyon 652 milyarlık açık ise iç ve dış piyasalardan yapılacak borçlanmalarla finanse edileceği belirtiliyor. Bütçe görüşmelerinin ardından da asgari ücret 2024 yılı için 17 bin 2 lira olarak belirlendi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Eşbaşkanı Zehra Vezan Karabulut, bütçeyi ve asgari ücreti değerlendirdi.
‘Bütçe sınır ötesi operasyonlara harcanıyor’
Bütçenin onda birinin savunmaya ayrılmasından bahseden Vezan, bu durumda belirlenen bütçenin bir savaş bütçesi olduğunu vurguladı. Savunmaya ayrılan bütçeyle iktidarın, Kürt sorununu demokratik yollarla değil, savaşla çözmeye çalıştığını söyleyen Vezan, “Barışçıl çözüm yolları varken, bunlar tüketilmemişken bu şekilde bir çözüm yaratmak, bütçeyi savaş araçlarına ayırmak halkın, yoksulun, emekçinin, bu ülkede yaşayan ezilenlerin, çocuk haklarının, kadın haklarının bombalara ayrılması anlamına gelmektedir. Oysaki Kürt sorunu barışçıl yollarla çözülebildiği zaman hem ülke refah kazanacak, halk yoksulluktan kurtulacak aynı zamanda halka verilen asgari ücret artacak. Asgari ücret politikası genel bir ücret politikası olmaktan çıkacak. Asgari ücret bir ülkede en az düzeyde verilecek rakamı ifade eder. Oysaki Türkiye’de asgari ücret şu anlama gelmektedir; bütün çalışanlara, emekçilere, işçilere asgari ücret verilecek. Aslında emekliler ve bazı çalışanlar asgari ücretin altında ücret almaktadır. Ama bütçe hala sınır ötesi operasyonlara harcanıyor” dedi.
‘Kürt sorunu tüm halkların meselesidir’
Yaşanan sorunların çözümünün Kürt sorununun çözümünden geçtiğine dikkat çeken Vezan, Kürt sorununun çözümünün sadece Kürt halkının meselesi olmadığını belirtti. Vezan, “Türkiye’de yaşayan tüm halkların meselesidir, bütün yoksulların, emekçilerin meselesidir. Çünkü o zaman savaş bittiğinde, sınır ötesi operasyonlar yok olduğu zaman, halkımız refah seviyesine ulaşacak barış ve huzur içerisinde yaşayacaktır” şeklinde konuştu.
‘Diyanet’e bu kadar bütçe ayrılmasını kabul etmiyoruz’
Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçenin Türkiye’nin laik bir ülke olmadığının göstergesi olduğunu söyleyen Vezan, laik ülkelerde Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kavramların olmadığını kaydetti. Halktan alınan vergilerle oluşturulan bütçenin Diyanet’e gittiğini vurgulayan Vezan, şunları söyledi: “Ne alınıyor? Diyanet Başkanlığı’na, Diyanet’te çalışanlara lüks araçlar alınıyor. Verilen fetvalarla, camilerde yapılan konuşmalarla halk birbirine düşman ediliyor. Yoksul halkın yiyeceği ekmekten çalınan paralar Diyanet’in propaganda aracına gidiyor ve sadece Diyanet bir dini temsil ediyor. Yoksul halkın vergileriyle Diyanet, seçim aracına dönüştürülüp yine seçimlerde iktidarın politikalarını yaygınlaştırmaya çalışan ve cemaatlere teslim edilen bir kuruma bu kadar bütçe ayrılması Müslümanlığa da sığmayan adaletsiz bir biçimdir. O nedenle Diyanet’e bu kadar bütçe ayrılmasını kabul etmiyoruz.”
Kadına bütçe yok
Bütçenin okullara, çocukların gıdasına ayrılması gerektiğine dikkat çeken Vezan, halkın savaşa ve Diyanet’e ayrılan bütçe nedeniyle yoksul olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin kara para aklayanların olduğu bir ülke haline gelmesi nedeniyle sicilinin bozulduğunu belirten Vezan, bütçede kadına dair bir şeyin olmadığını söyleyerek “Bu hükümet biz kadınların çok yakından bildiği gibi kadın düşmanı bir hükümet. Bu iktidar zamanında İstanbul Sözleşmesi iptal edildi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde önemli bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti, cinayetleri önlemek, kadının toplumsal alanda kendini ifade edebilmesi için önemliyken bu iktidar bunu kaldırmıştır. Kadının yerine aileyi getirmiştir, kadın tek başına var olamazmış gibi. Aile olmadan kadının yeri yokmuş gibi Aile Bakanlığı koymuştur. Bunun yanı sıra kadına yönelik şiddetin, cinayetin sıradan bir olay haline gelmesi bu iktidar zamanında olmuştur. O nedenle bu iktidardan kadına yönelik bir bütçenin çıkmasını beklemek bence büyük bir hayaldir” şeklinde konuştu.
Devasa hastaneler değil halkın ulaşacağı, ücretsiz sağlık sistemi
Bütçenin öncelikle eğitime, sağlığa, halkın refahına ayrılması gerektiğini dile getiren Vezan, sağlık alanında yaşanan sorunlardan da bahsederek şu ifadelere yer verdi: “Şu anda ‘Şehir Hastaneleri’ diye bir ucubeler silsilesi oluşmuştur. Bütün hastanelerde şehrin içindeki hastanelerin içleri boşaltılıp şehir hastanelerine sağlık çalışanları gönderilmektedir. O şehir hastanelerine gitmek ayrı bir bütçeyi gerektirir. Aynı zamanda doktorları yoktur, imkânları yoktur. Halkın ulaşabildiği alanlardaki hastaneler işlevsizleştirilmeye başlanmıştır. Yani sağlığa devasa hastaneler açmak yerine mahallelerde, kentlerin içinde halkın kolaylıkla ve ücretsiz ulaşabileceği sağlık sisteminin kurulması, bütçelerin bunlara ayrılması gibi önerilerimiz var.”