İşgal ve savaşın en vahşi yüzü: Hayalleri çalınan çocuklar 2018-08-02 09:01:12   Lilav Eli   ŞEHBA - Efrîn'de savaşın korkunç yüzüyle karşı karşıya bırakılan ve hala aynı travmayı yaşayan çocuklar, “Asla affetmeyeceğiz” diyor.    Tank, top, ağır silahlar ve bombardıman yağdırılan topraklar… Modern zamanların yıkıma uğrattığı dünyada 'büyüklerin' yıkıntılarını yaşamaya maruz bırakılıyor milyonlarca çocuk. Tıpkı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Türkiye’nin desteklediği grupların saldırıları sonucu Efrîn'de evlerini, arkadaşlarını bırakmak zorunda kalan çocuklar gibi… Masalsı dünyalarında büyülü düşler kurarken yaşam gerçekleri savaş oldu çocukların. 58 gün boyunca arkadaşlarının parçalanmış cesetlerini dahi görmek zorunda bırakılan bu çocuklardan geriye ise derin yaralar bırakıldı.    Balon, top, bilye yerine oyuncak silahlar!   Efrîn'deki savaşın yakıcılığından Şehba'ya göç etmek zorunda kalan çocukların oynadıkları oyunlarda savaşın etkileri apaçık görülüyor. Artık Efrînli çocukların ellerinde ayıcık, balon, top, bilye yerine kendi yaptıkları oyuncak silahlar var. Ellerinde taşıdıkları bu oyuncak aslında büyülü düşlerinin ne kadar parçalandığının da kanıtı oluyor.    Uçak sesinin bıraktığı travma    Bilbile'nin Xilanka köyünde yaşayan Hemo ailesi de Efrîn'den Şehba'ya göç edenlerden. 13 çocuğun bulunduğu geniş ailede çocuklar sürekli, "Neden uçak vurunca arkadaşlarımız parçalandı" diye sorarken, her geçen uçağın sesinden korkularak yatılamıyor. Aslında 13 çocuğun şahsında savaşın nasıl bir insanlık suçu olduğu ve yarattığı tahribatlar daha iyi anlaşılıyor.   ‘Çocukların günahı ne?’   8 yaşındaki Muhemed,"Cennetimiz Efrîn'e gideceğiz. Biz çocukların ne günahı vardı? Niye bizi oyunlarımızdan ayırdılar? Biz kime ne yaptık? Kendi topraklarımızda rahatça yaşıyorduk. Hayallerimizi neden yıktılar" diye soruyor.     'Oyunlarımız artık hep savaş'    11 yaşında ki Delal da, "Biz çocuğuz savaşı sevmiyoruz. Onları asla affetmeyeceğiz. Efrîn bizimdir" diye konuşuyor.  12 yaşında ki Roni ise, "Silahın ne olduğunu bilmiyorduk. Yaşadıklarımız bize gösterdi. Biz katliamlarla karşı karşıyayız. Oyunlarımız artık hep savaş" diyor.    ‘Çocuklarımızı hayallerinin çalındığı yerde büyüteceğiz’   Çocukları korumak için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Kewser Hemo, yaşadıklarını şöyle özetliyor: "58 gün boyunca TSK ve ona bağlı çete grupların saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Onlar teknikleriyle bize saldırırken biz direndik, çocuklarımızı savunmak için elimizden geleni yaptık. Bizim yaşadıklarımızı kimse yaşamadı. Çocuklarımız uçak sesinden uyumuyorlardı. Ben bir anneyim gözlerimin önünde onlarca çocuk katledildi. Onları gören çocuklarımızın psikolojisi bozuldu. Şehba'ya geldikten sonra çocuklarımız Efrîn'e gitme hayaliyle yaşıyor. Evet yerimizden toprağımızdan uzaklaştık ancak bir daha toprağımıza geri gitmek için gereken neyse yapmaya hazırız. Efrîn'de nasıl direndiysek bugün Şehba'da da direniyoruz. Efrîn'e başı dik gidip çocuklarımızın hayallerinin çalındığı yerde onları çocuk dünyasında büyüteceğiz."