Yaşam hakkı ihlalleri ve çocuklar: Çözüm itiraz 2024-12-12 09:02:56   İSTANBUL - Çocukların yaşam haklarının hâlâ tartışılmaya devam ettiğini ve bu tartışmalar sonucunda çocukların ihmaller nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten ÖHD Çocuk Komisyonu avukatı Yasemin Soydan, “Türkiye, çocuk hak ve özgürlüklerinin çocuklara sağlanmadığı bir ülke. Bu sorunların üstesinden gelmenin ilk adımı, ısrarla itiraz etmektir” dedi.   Türkiye ve Kürdistan’da insan hakları ihlalleri her geçen gün artıyor. İktidar politikalarının en çok zarar verdiği kesim ise çocuklar. Hem günlük yaşamda hem de cezaevlerinde pek çok hak ihlaline maruz kalan çocukların durumunu, 10-17 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası öncesinde Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Çocuk Komisyonu üyesi avukat Yasemin Soydan değerlendirdi.   ‘Hâlâ çocukların yaşam hakları tartışılıyor’    Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre çocuklar için belirli yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini ancak bunların uygulanmadığını belirten Yasemin Soydan, “Dünya genelinde çocuk hakları ve özgürlükleri, imzalanan sözleşmeler kapsamında yaşamın korunması, gelişim haklarının sağlanması, ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınması gibi yükümlülükler içermektedir. Ancak Türkiye, gerek idari gerek yargısal ve kamu gücü bağlamında çocuğa yaklaşımında gerekli hassasiyeti hiçbir zaman göstermemiştir. Özellikle Kürdistan bölgesinde çocukların ekonomik ve sosyal haklarını bile tartışamayacak kadar ağır ihlaller yaşanmaktadır. Çocukların yaşam hakları hâlâ tartışılırken, ihmaller sonucu yaşamını yitiren çocuklar, sözleşmelerin imzalandığı süreçten bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilmediğini göstermektedir” dedi.     36 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi   İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Çocuk Hakları İhlalleri Raporu’na atıfta bulunan Soydan, 2023-2024 yılları arasında 36 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini hatırlattı. Raporda, çocukların kendilerini ifade edemediklerinin ve polis baskısı altında pek çok ihlale maruz kaldıklarının yer aldığını belirtti. Yasemin Soydan, “Bu rapor, durumun yalnızca küçük bir kısmını yansıtmaktadır. Çocukların fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir ortamda yaşayabilmesi için gerekli koşullar sağlanmamaktadır. Özellikle çatışma sürecinin etkisiyle şehir içlerinde ağır silahlar ve zırhlı araçların varlığı, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Türkiye, çocuğun üstün yararını gözeterek bu güvenlik politikalarını derhal değiştirmek ve şiddetin hiçbir türüne maruz kalmamalarını sağlamak zorundadır” diye belirtti.    Yargı sisteminde çocuklar   Son dönemde çocuklara yönelik gözaltı ve tutuklama kararlarının arttığına dikkat çeken Yasemin Soydan, yargı süreçlerinde çocukların haklarını kullanabilmeleri için mekanizmaların işletilmediğini ifade etti.  Yasemin Soydan, “Yargı karşısında çocuğa yaklaşım cezalandırma amacıyla olmamalıdır. Çocuk her zaman korunması gereken bir bireydir. Bir soruşturmada çocuğun taraf olması durumunda ilk refleks, çocuğu korumak ve güvenlik tedbirlerini onun yararına işletmek olmalıdır. Ceza Kanunu’nun uygulanmasında çocukların menfaatlerini korumak için Çocuk Koruma Kanunu düzenlenmiştir. Zaten ceza hukuku terminolojisinde ‘suça sürüklenen çocuk’ ifadesi kullanılır. Çocuğun ceza sorumluluğunu değerlendirirken öncelikle algılama yeteneğinin tespit edilmesi gereklidir. Bunun için Sosyal İnceleme Raporu ve Adli Tıp Raporu hazırlanmalı, ardından hukuki işlemler ve tedbirler devreye sokulmalıdır” sözlerini kullandı.     Cezaevinde çocuklar   Cezaevi süreçlerinde yaşanan sorunlara değinen Soydan, şu tespitlerde bulundu:“Hem gözaltı hem de tutuklama tedbirleri çocuklar için ancak ‘son çare’ olarak düşünülmelidir. Öncelikle adli kontrol tedbirlerinin uygulanması gereklidir. Ancak açık kanun hükümlerine rağmen bu kriterler görmezden gelinerek keyfi bir şekilde çocuklar hakkında tutuklama kararı verilmektedir. Çocuklar, korunmak yerine kötü koşullara sahip cezaevlerine gönderilmektedir. Cezaevlerinde çocuklar akran zorbalığına uğramakta, koğuş arkadaşlarından ve cezaevi yönetiminden fiziksel ve psikolojik şiddet görmektedir. Cinsel şiddet vakaları ise cezasızlık politikaları nedeniyle artış göstermektedir. Yargı, bu tür durumlarda çocuğu koruyucu bir yaklaşım sergilemek yerine daha da mağdur eden bir tavır sergilemektedir. Bu ağır ihlaller nedeniyle çocuklar ömür boyu taşıyacakları travmalar yaşamaktadır. Bu durumun acilen sonlandırılması gereklidir.”   Türkiye çocuk haklarını sağlamayan bir ülke   “Türkiye, çocuk hak ve özgürlüklerinin sağlanmadığı bir ülkedir” diyen Yasemin Soydan, çocukların ekonomik krizden, ırkçılıktan, cinsel istismardan ve uyuşturucudan etkilenerek yaşamlarını sürdürdüğünü belirtti. Yasemin Soydan, “Bir çocuk, kendisi için bir gelecek öngörememektedir. Son dönemde ciddi boyutlara ulaşan intihar vakalarına tanık olmaktayız. Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve diğer uluslararası düzenlemeler, tam da bu noktada çocukların hak ihlallerine uğramasını önlemek için oluşturulmuştur. Ancak bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, Türkiye’yi hem ekonomik hem toplumsal hem de uluslararası anlamda bir kriz ortamına sokmaktadır” şeklinde konuştu.     Çözüm yolu: ısrarlı itiraz   Çocuklara yönelik sorunların üstesinden gelmek için itirazın önemine vurgu yapan Yasemin Soydan, şu önerilerde bulundu: “Çocuk haklarını ve özgürlüklerini önemseyen herkesin bu konulara yoğunlaşması gereklidir. Çocuk hakları alanındaki çalışmalar, çocukların sahip olduğu kültürel ve coğrafi koşulları göz önünde bulundurmalı, onların katılım hakkını ve özne olma durumunu ihmal etmemelidir. İnsan hakları ihlallerinin sonlandırılması için hukukçular olarak süreci ilgili tüm kurumlara taşımak, gündemde tutmak ve kabul etmediğimize dair ısrarımızı sürdürmemiz gerekmektedir.”