PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan çözüm perspektifi 2024-10-24 09:01:17     HABER MERKEZİ - “Kürt sorunu nasıl çözülür, neler yapılmalı, ilk etapta hangi adımlar atılmalı” sorularına Abdullah Öcalan’ın 24 Haziran 2013 tarihinde yapılan görüşmede çizdiği çerçeve güncelliğini koruyor.    PKK Lideri Abdullah Öcalan Türkiye’ye uluslararası komplo ile kaçırılarak Türkiye’ye getirildiği 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Abdullah Öcalan’dan hiçbir haber alamama durumu da 44’üncü ayına giriyor. Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ederken, Türkiye’de son zamanlarda kimi tartışmalar yürütülmeye başladı. İktidarın ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki gün Meclis’te yaptığı konuşma ile Abdullah Öcalan’ın meclise gelerek açıklama yapmasını istedi.    Orta Doğu’da savaşın giderek derinleşmesi, Kürt sorununun küresel bir hal alması ve nasıl çözülür tartışmalarına en çarpıcı cevabı Abdullah Öcalan veriyor. Abdullah Öcalan, 2013 yılında yapılan görüşmelerde başlangıç için 8 noktaya dikkat çekti. Peki Abdullah Öcalan, ne dedi, başlangıç için   yapılması gerekenleri nasıl dile getirdi?   İşte Abdullah Öcalan’ın 24 Haziran 2013 tarihinde şu 8 noktayı belirtti:   “1- Gerilladan sonra onun yerine ikame edilecek demokratik siyaset için Hukuk Komisyonu: Bir çerçeve hazırlayacağız. Sayın Başbakan “Demokratik siyasete, fikir mücadelesine gelin” diyordu ya, işte onun çerçevesi. Demokratik siyaset nedir, kurumlan nelerdir? Önce biz tartışacağız, sonra Bakanlar Kuruluna gidecek. O nedenle sizin bu yirmi beş maddelik paketiniz biraz duracak. Yerelliği, yerel referandumu, buna benzer birçok ilkeyi belirleyeceğiz. Yasalara ve anayasaya bunu hangi hukukla taşıyacağız? Türkiye’de demokratik siyaset yok zaten. Seçimler, partiler, bunlar hep tartışılmalı. Siz de tartışmalara müdahil olup bunlardan haberdar olacaksınız. Hem AKP’ye hem de size gelecek, tartışıp sizler sonuca bağlayacaksınız.    2- Sosyo-ekonomik Komisyon: Vahşi kapitalizm şimdiden harekete geçti bile. Barajlar, yatırımlar vb. Bu sekiz başlığın her biri birer konferans konusudur aynı zamanda Ekonomi-politik ve Komünal Ekonomi Konferansı gibi. Urfa’daki işsizlik vb. Örnek olarak söylüyorum. Bunlar nasıl çözülecek? Siz gerçek toplumsal bir parti iseniz, bunlara çare bulacaksınız. HES’lerle köyleri arazilerini boşaltıp bunlara el koyuyolar. Mezopotamya tarih boyunca herkesi beslemiş. Şimdi mi besleyemeyecek? Ahmet Pelda “Yabancı yatırım gelecek, biz de payımızı alacağız” diyor. Öyle ekonomi olmaz. Bu, ekonomisizliktir, Kadınlar daha da felaket durumundalar ekonomik olarak. Mesela İsrail’deki komün deneyimini inceleyin. Yerimizde Ermeniler olsa cennete çevirmişlerdi şimdi. Partiniz bu sorulara bir yanıt vermeli. Bir kez daha gerillaya yapın demiyorum, siyasi çözümler bulun. İşte Taksim bir yerellik sorunudur. Ben ana başlıkları vermiş olayım. Türkiye’nin kalburüstü bütün ekonomistlerini çağırıp tartışın. Kooperatif gibi çözümler üretin. Hevvler’deki kuleler birer felakettir, Hevvler’i ikinci bir Dubai yapacaklarmış. Diyarbakır’a da öyle yapmak isteyecekler.   3- Misak-ı Milli Komisyonu: Aslında bu bir Kürt-Türk misakıdır ve birlikte kurtuluştur. Meclis bu misakı onayladı. Kürtler bölünmeyecekti ama ayırdılar. Bu sınırları değiştirmek artık öyle kolay değil. Ama sınırları faydaya çevirebiliriz; ekonomik birlik, kardeşlik sınırına dönüşür, Suriye sınırı Brüksel gibi olur.   4- Kadın Özgürlük Komisyonu: Kadın sorunu Ortadoğu’nun kadim sorunudur. Bu konudaki düşüncelerim çokça bilindiğinden açmayacağım. Kadını özgür olmayan bir toplum özgür olamaz demiştim ya, o çerçevede.    5- Ekoloji Komisyonu: Taksim-Gezi’de ortaya çıktı ki, ekoloji Türkiye’nin de sorunudur. Bölgede de HES, maden aramaları vb. biliniyor. Bir ekoloji konferansında bunlar tartışılabilir.   6- Sivil Toplum Komisyonu: Kürt sorunu devleti paylaşma, yani devleti federe hale getirecek bir çözüm şeklinde olmayacak. Kürtler bu devlet içinde kendilerini sivil toplum olarak örgütleyecekler. İlk defa size söylüyorum: Toplumu sivil hale getirerek devleti çözüme zorlayacağız. Devletin bir parçası üzerinden değil, Kürtleri demokratik bir sivil toplum olarak örgütleyeceğiz. Demokratik özerklik de bunun içindedir.   7- Güvenlik Komisyonu: Çok önemlidir. İlk defa açıyorum: Gerilla şu anda Kürtlerin tek güvencesidir. Sonrasında ne olacak? Kürtler için bir güvenlik konferansı yapılmalı. JİTEM, asimilasyon, kültür ve doğa tahribatı... Kim Kürtlerin güvenliğini sağlayacak? Genel güvenlikte Kürtlerin temsilcisi olacak mı? Mesela bir MİT Müsteşar Yardımcısı Kürt Hareketi’nden olabilir mi? Seçimle işbaşına gelen bir köy güvenlik birimi mesela. Belediyelere bağlı trafik polisi, zabıta, bekçi gibi.   8- Hakikatleri Araştırma ve İzleme Komisyonu: Faili meçhuller, geri dönüşler, toplu mezarlar gibi konular var. Çatışma sonrası sürecin izlenmesi, karşılıklı af, hoşgörünün geliştirilmesi için çalışacak. Önerim bunlar. Devlete sundum, kararlarını verecekler. Uygun görürlerse hemen tartışıp Ekim ayı ortalarında tartışmayı bitiririz. Sizler de AKP ile, STK’lar ile tartışırsınız. Sizin sunduğunuz paket bu tartışmalar ile birlikte sonra ele alınır. CHP gelirse onlarla da tartışırsınız. Sonuç olarak bu projeden çok sayıda yasa çıkarılır, anayasa dahil değişiklikler olur.   Yasalar çıkarsa ikinci aşama bitmiş olur. Bu arada geri çekilme de paralel yürür. Karşılıklı siz bize, biz size öneriler yaparız. AKP şunu bilmeli: Gerilla kısmen içeride kalsa bile bu yanıltmasın. İstesek gerilla halkın içinde bile saklanır. Buna kafayı çok takmasınlar, önemli olan çatışmasızlıktır. KCK operasyonları olursa siyaseten siz, gerilla operasyonları olursa gerilla cevap verir. Proje yasalaşırsa normalleşme aşamasına geçilir. İçeride, dışarıda kimse kalmaz. Öyle genel af olmayabilir. Meclis bir yolunu bulmak zorundadır. Yönetici-militan ayrımı yapmadan bir yolunu bulmak zorunda. Hasta tutuklular hemen bırakılmalıdır. Biz nasıl elimizdekileri hemen bıraktıysak, Bakan bey de olumlu yaklaşmalı.”