Nisêbîn- Qamişlo sınırı: Rojava’nın mücadelesi onurlu bir yaşam mücadelesidir 2024-12-24 15:26:44   MÊRDÎN - Türkiye ve bağlı SMO, Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük devam eden saldırılarına karşı Mêrdîn'in Nisêbîn ilçesindeki Qamişlo sınırında başlatılan nöbet eylemi 12’nci gününde devam ederken, burada yapılan konuşmalarda, Rojava’nın mücadelesinin onurlu bir yaşam mücadelesi olduğu kaydedildi.    Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu'nun (SMO), Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük devam eden saldırılarına karşı Mêrdîn'in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesindeki Qamişlo sınırında başlatılan nöbet eylemi 12’nci gününde devam ederken, sabah saatlerinde sınırda toplanan yüzlerce kişi sloganlarla eylemi sürdürdü. Devam eden nöbet eyleminde şarkılar seslendirilirken, Şirnex’ten de nöbete destek verildi. Eyleme katılanlar "Rojava onurumuzdur", "Bijî bexwedana Rojava" ve "Savaşa hayır barış hemen şimdi " yazılı önlükler giyerken, nöbet eyleminde "Bı rihê seferberîyê em ê şoreşa Rojava bi parêzin" pankartı açıldı. Eylemciler söylenen şarkılar ve sık sık atılan "Bijî berxwedana Rojava", "Jin Jîyan Azadî" ve "Bêdengî mirine bê deng nemîne" sloganları atarken, DEM Parti milletvekilleri Zeki İrmez ve Beritan Güneş Altın da nöbet eylemine katıldı.   ‘Rojava’da tüm dünyaya örnek bir model inşa edildi’   Nöbet eyleminde yapılan basın açıklamasında konuşan TJA Aktivisti Gülser Yıldırım, Qamişlo sınırında devam eden nöbet eyleminin bir onur eylemi olduğunu vurguladı. Gülser Yıldırım, “Bilindiği gibi Rojava’da bir savaş yürütüyor. Biliyoruz ki bu savaş halkın kimliği üzerinde yürütülen bir savaştır. Biz de buradan sesleniyoruz; Rojava halkı kime ne zarar verdi? Yine bu soruya cevap vermek gerekirse, Rojava tekçi zihniyeti yıktığı içi bu saldırılara maruz kalıyor. Rojava öyle bir alternatif yarattı ki tüm dünyaya ve insanlara örnek bir model inşa edildi. Bu sebepten Rojava’nın mücadelesi onurlu bir yaşamın mücadelesidir. Çünkü orada eşit bir yaşam var. Yine onlara saldıranlar da insan değil. Hiç bir hak ve hukuk yok. Halkımızı evlerinde katlediyorlar. Bu bir gerçektir ve biz gerçekleri dile getirdiğimiz de suçlu konumuna konuluyoruz. İki gazeteci arkadaşımız haber takibi yaparken katledildi. Onların suçu neydi? Onlar halkın direnişini yansıtıyorlardı. Zulümkarların tarihinde her zaman yenilmek vardır. Bugün Kürt halkı varlık ve özgürlük mücadelesi veriyor. Her halk statü sahibi ama neden söz konusu Kürt halkı olunca statüsü tanınmıyor? AKP MHP iktidarı hak ve hukuk tanımıyor. Biz var olduğunuz sürece varlık mücadelemize devam edeceğiz” dedi.   ‘Kürt halkının tek talebi kendi ülkelerinde özgür bir yaşam’   Ardından konuşan DEM Parti Şirnex Milletvekili Zeki İrmez ise 12 gündür sınırda nöbet eylemine devam eden yurttaşları selamladı. 2011 yılından bu yana Suriye’deki karışıklığa karşı Rojava halkının direndiğine dikkat çeke Zeki İrmez, “Kürt halkı varlığını ve onurunu savundu. Hiç bir yere saldırmadı sadece kendini savundu. Ne rejime karşı ne de hov çetelere karşı saldırıda bulunmadı. Ama insanlık üzerinde vahşet yaratan DAİŞ’e karşı insanlığın onurunu savundu. Kobanê'de DAİŞ yenildi. Yüz yıllardır Kürt halkına düşmanlık edenlerin hepsi tek tek kaybetti. Saddam, Esad gibi isimler gibi DAİŞ de kaybetti. Biz de diyoruz ki AKP-MHP zihniyeti de katliamlara devam ederse onlar da kaybedecektir. Çünkü Kürt halkı haklıdır. Kendi ülkesinde özgür bir yaşam sürdürmeli. Halkın tek talebi budur. Esad düştükten sonra herkes Suriye'de özgür bir yaşam istiyor. Ama bu gün Suriye'de istikrarı bozanlar yine AKP-MHP iktidardır. Bizler Kürt halkına sesleniyoruz, birliğimiz ile halkın özgürlüğünü sağlayın. Birlik ve beraberlik sağlanabilirse yaşanan katliamlar da son bulacaktır. Birlik sağlanabilirse Kürt halkı tüm halklarla barış ve demokrasi içinde yaşayacaktır” ifadelerine yer verdi.   ‘AKP-MHP iktidarı İmralı’nın kapılarını açmalı’   Zeki İrmez, son olarak şunları söyledi: “Sayın Öcalan Rojava için söylemler söyledi. Uygun şartlar sağlanırsa çözüm için hazırım diyor. Bir an önce AKP-MHP iktidarı İmralı’nın kapılarını açmalı ve Sayın Öcalan ile görüşmeli. Halkların özgürlüğü ve barışı sağlansın. Eğer Türk devleti bu yüzyılın stratejisini katliamlar üzerinde devam ettirirse ne Kürt halkı ne de başka bir halk destek vermez onlara. Ebu Leyla’nın Kobanê'de attığı ‘Biji berxwedana Rojava’ atarken aynı sloganlar şu an tüm dünyaya yayıldı ve her yerde yankı buluyor. Tekrar söylüyorum iktidar bir an önce saldırılara son vermeli ve Rojava halkı ile masaya oturmalı.”