Hukuksuzluğu meşrulaştırma aracı: Yandaş medya 2024-11-03 09:04:15        Roza Metîna    HABER MERKEZİ- Yandaş medya iktidarın hukuksuzluğunu meşrulaştırma seferberliğini en son Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasında gösterdi ve rolünü oynadı.    Medyanın toplumsal yaşamda özel bir yeri var. Etkisiyle topluma şekil verebildiği gibi topluma yol da açar. Yine toplumun bilinçaltına ve psikolojisine de önemli etkide bulunuyor. Toplumu uyarır ve alternatif bilgi edinmeyi sağlar. Bu özelliği ile de sürekli olarak gündemde kalabiliyor. Bu yüzden de medya insanın ve toplumun yaşamında önemli bir yer tutar.    Ancak medyanın olumsuz yanını da unutmamalıyız. Bu olumsuz yan daha çok kendini kalıcılaştırmak isteyen iktidarlardan kaynaklanıyor.  İktidarlar her zaman medya yolu ile toplumu adeta robotlaştırmak istemişlerdir. Toplum ve insan robotlaştığında da o zaman iktidarın kontrolü altına girer.  Bu da yetmez, aynı zamanda iktidar kontrolü altındaki medyayı suça da sürükler. Bu suç da halkı kin ve düşmanlığa teşvik eder. İktidar medya eliyle kindar, dindar ve nefret eden bir nesil şekillendirmek istiyor.    Huhuksuzluğun aracı: Yandaş medya   Bu şekillendirilen nesil hukuksuzluktan uzak olmaz. Zaten burada esas amaç da hukukusuzluğu normalleştirmek. Hukuksuzluğun meşrulaştırılması, normalleştirilmesi ile iktidarın yaptığı tüm haksızlıkların da medya eliyle gizlenmesi anlamına geliyor ve bu isteniyor. Hukuksuzluğu meşrulaştırmanın en görünür olanı ise yandaş medya. Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasında da bunu net bir şekilde gördük. Zaten halkın iradesini gasp eden sistem kayyımın atanmasından önce yandaş medyayı devreye sokuyor, yani yandaş medya devreyi giriyor. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer “örgüt üyesi” olmak iddiasıyla tutuklandıktan sonra İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyım olarak atandı. Yandaş medya  “banka hesaplarındaki hareketlilik ve örgüt üyeleri ile görüşmeleri tespit edilmişti” gibi haberlerle halkın iradesinin gasp edilmesini ve kayyım atanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.    ‘Sözde gazeteci’ söylemi ile haksızlıkları meşrulaştırma yolu açıldı    Daha önceleri de birçok kez yandaş medya “sözde gazeteci” söylemi ile özgür basın çalışanlarının gözaltına alınması ya da tutuklanmasını meşrulaştırmak istedi. İktidar bunu haksızlıkları meşrulaştırmak için bir yol olarak tercih ediyor. Bunun nedeni olan çıkar sağlamayı da hatırlamak gerek. Kayyım atanan belediyelerde gördük ki milyonlarca lira  AKP-MHP iktidarının yandaş medyasına aktarıldı. Bir rant alanı olarak görülüyor. AKP-MHP iktidarı yandaş medyasını güçlendirmek için milyonlarca lira belediyelerden aldı ve bu basın da manipülasyon rolünü üstlendi. Belediyeleri borç altında bıraktılar.   Yandaş medyanın sanatı manipülasyon ve hedef almak   Yandaş medyanın manipülasyon ve hedef alma sanatı bitmiyor. En son yaşananlardan biri de Wan Büyükşehir Belediyesi’nden milyonlarca lira para alıp yiyen yandaş basın belediyenin el değiştirmesi ile karalama kampanyasına girişti. Yine Amed Büyükşehir Belediyesi’nin daire başkanları yandaş basın tarafından “örgüte yardım” ettikleri iddiasıyla hedef alındı. Hukuki ve insani haklar böylelikle birçok kez ihlal edildi. Ancak bu iktidar ağzını açtığında da onlardan demokratik olan kimse yok.    İktidarın hukuksuzluk örnekleri   Bu söz üzerine gelin bu iktidarın söylemlerini çürüten bazı örneklere bakalım. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ve gazeteci Sedat Yılmaz 3 Mayıs Dünya Gazeteciler Günü’nde tutuklandı. JINNEWS muhabiri Rabia Önver özel savaş politikalarını teşhir eden haber yaptığı için hedef oldu. Yine Mezopotamya Ajansı muhabirleri Heval Önkol ve Ceylan Şahinli 13 Ekim’de yapılan “Özgürlük mitinginde” haber takibi yaptıkları esnada polislerin saldırısı uğradı. Birçok gazeteci de şu anda hukuksuz bir şekilde yargılanıyor. Bu özgür basın çalışanları iktidarın yolsuzlukları, yandaş basının manipülasyonlarını teşhir ettikleri için hedef alınıyor, engelleniyor. Bunlar hukuksuzluğa sadece birkaç örnek. Bu türden örnekler çoğaltılabilir.    Yandaş medya katilleri koruyor   İktidarın mevcut medyası bu hukuksuzlukları çocuklara karşı da yapıyor ve çocukların katillerini koruyor.  Katlidilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın olayında bu yandaş medyanın olayı nasıl magazinel bir hale çekmek istediğini gördük. “Narin annesi ve amcasının ilişkisi var” söylemi ile Narin’in katledilmesinin özeri örtülmek istendi. Bu çocukların haklarını koruma yaklaşımından uzak. Gerçek fallireni ortaya çıkmaması için bir kandırma girişimi. Yine yandaş baın Rojin Kabaiş’in katledilmesinde de “intihar etti” söylemini öne çıkarmaya çalıştı. Ancak Rojin’in ailesi buna karşı çıktı. Yandaş basın iktidarın ideoloji ve çıkarlarına hizmet ettiği çin kadınların katledilmesinde de hukuksuzluğa yol açıyor ve buna zemin hazırlıyor.    Özgür basın çalışanlarının mücadele ve direnişi   Yandaş medyanın toplumu kandırma girişimleri de yine özgür basın çalışanlarının mücadele ve direnişi ile son bulacak. Devletin sistematik özel savaşını görmeyen, kadına yönelik şiddetin yolunu açan, toplumu umutsuzlaştıran yandaş medya asla amacına ulaşamayacak. Özgür basın çalışanlarının kalemi ve duruşu her zaman canlı kalacak ve hakikatin izinde yürümeye devam edecek.