15 bin üyesiyle kitleselleşen kadın mücadelesinin sembolü İKD

  • 09:09 3 Haziran 2020
  • Tarihte Bugün
İlerici Kadınlar Derneği, 1970’lerde “demokratik kitle örgütlerinin” oluşması sürecinde doğuyor. Sol sosyalist hareketler içerisinde yer alan kadınların örgütlenerek 3 Haziran 1975’te kurduğu dernek, 12 Eylül 1980 darbesine kadar da kadınların bir araya geldiği bir çatıdır.
 
İlerici Kadınlar Derneği kadınların bağımsız örgütlenmesine, “sınıf mücadelesini parçalayacağı düşüncesiyle” karşı durulduğu bir süreçte kurulur. 1960’lardan itibaren sendikalaşmanın, emek mücadelesinin, sosyalist mücadele güçlenirken, kadınlar da bu mücadelenin aktif sürdürücüleri oluyor. Kadınların sınıf, emek mücadelesindeki misyonlar, bu mücadele içerisindeki yerleri, özgün örgütlenmeye karşı çıkılmasını, sınıf mücadelesinin parçalanması inancını beraberinde getirir.
 
Ancak tam da bu tartışmalar sürerken, Uluslararası Demokratik Kadınlar Federasyonu’nun önerisiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla 1975 yılı Uluslararası Kadınlar Yılı ve 1975-1985 yılları arası da Uluslararası Kadınlar On Yılı ilan ediliyor. Tüm dünyada kadın mücadelesi tartışılırken, bu tartışmalar Türkiye’de de yankılanır. Kadın Yılı ve Kadın On Yılı’nın etkisiyle dernek fikri ete kemiğe bürünür. 1975 yılından sonra, özellikle İKD’nin kuruluşundan itibaren daha yaygın olarak sosyalist kadın dernekleri kurulmuş ve ayrı kadın örgütlenmesinin 'sınıf mücadelesini böleceği' söyleminden yavaş yavaş uzaklaşılmaya başlanmıştır. Daha doğrusu, kadınların özgül sorunlarından yola çıkarak onları 'sınıf mücadelesine' katmanın yolları aranmıştır. İKD ise o dönemde kurulan ilk sosyalist kadın derneğidir.
 
‘İdeolojilerin üstünlüğü savunuldu’
 
“Kadın sorununun”, yalnızca “kadın hakları” temelinde ele alındığı 1970’li yıllara ilişkin olarak Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği Başkanı olarak konuşma yaptığı bir konferansta Suna Kili şu ifadeleri kullanır: “1960’lı ve 1970’li yılların ideolojik ortamında, bu doğrultuda eylemlere katılan kadınlar haklarını değil, inandıkları ideolojinin üstünlüğünü savunmuşlardır. Bu eylemlerin dışında olan ve kadın haklarıyla ilgilenenler bu hakları Atatürk Devrimi’nin sağlamış olduğu çerçeve içinde görmeyi sürdürmüşlerdir.”
 
‘İlerici Kadınlar Derneği’ doğar
 
1974 yılında Türkiye Komünist Partisi’nde (TKP) yürütülen tartışmalar ışığında dernekleşmeye kararı alınır. Bu süreçte farklı ideolojilerden kadınları bir araya getirme fikriyle kimi görüşmeler yapılsa da tam başarı sağlanamaz. 8 Mart 1975’te kurulması planlanan derneğin kuruluşu bu nedenle gecikir. Adı “Demokratik Kadın Derneği” olarak düşünülen derneğin kuruluş izni alınırken sorun çıkmaması amacıyla derneğin adı “İlerici Kadınlar Derneği” (İKD) olarak belirlenir. Derneğin başkanlığını ise 1965’de İleri Kadınlar Derneği’ni kurmuş olan Bakiye Beria Onger yapar.
 
15 bine yakın üye sayısı
 
30 kadın tarafından kurulan ve 3 Haziran 1975 tarihinde resmi olarak kuruluşu onaylanan İKD’nin ilk merkez binası İstanbul’un Çeliktepe semtinde tek odalı bir gecekondunun giriş katında açılır. Kuruluşundan yaklaşık bir ay sonra da yayın organı olan “Kadınların Sesi” gazetesini çıkarmaya başlar. İKD’nin kuruluşundan dört yıl sonra (1979) üye sayısı 15 bine yaklaşır, 33 şubesi ve 35 temsilciliği olur. 
 
İKD’nin hedef kitlesi
 
İKD, tüzüğünde herhangi bir siyasi görüşe bağlı olmadığına dikkat çekse de bu durum örgütlenme biçiminde farklı bir tabloyu açığa çıkarıyor. İKD’nin üye profiline bakıldığında, çoğunluğun işçi ve emekçi kadınlardan oluşması dikkat çekiyor. Zaten örgütleme çalışmaları da daha çok fabrikalarda yoğunlaşıyor. Dernek üyeleri okuma yazma kursları, mahalleye doktor götürmek, dergi ve gazete satışları, eğitimler vermek, mahallenin hangi sorunu varsa o sorunun çözümüne ilişkin kampanyalar düzenlemek, sağlık konusunda kadınları bilinçlendirmek için özel toplantılar düzenlemek gibi dinamik bir örgütlenme tarzı ile kadınlarla bir araya geliyor. Mücadele talepleri de “kadınlara tanınan hakların uygulanması” olan dernek, kadına yönelik şiddete karşı bir tutum belirlemez, gündemine almaz.
 
Öte yandan dernek, Kadınların Sesi’nde “burjuva kadın”-“emekçi kadın” ayrımını yapması ile kadın mücadelesinde birleştirici bir rol oynamamasıyla da eleştirilir.
 
‘Evlat acısına son’ mitingi
 
İKD’nin en ses getiren ve bilinen eylemlerinden biri “Evlat acısına son” mitingi olur. 1975 yılından itibaren artan siyasi cinayetlere karşı 1976’da Ankara’da kadın örgütlerinin birleşerek düzenlediği mitingden sonra, 26 Şubat 1977’de İstanbul’da İKD ve CHP Kadın Kolları miting düzenler. Mitinge Türkiye genelinde binlerce kadın katılır.
 
‘Kadının görevleri’ anlatılıyor
 
Derneğin yayın organı olan “Kadınların Sesi” gazetesinde yer alan yazılar, kadına mücadele çizgisi sunmaktan ziyade, kadını erkeğin “hizmetine sunar. Dergide, kadının “grevde olan kocasına nasıl davranması, hizmet etmesi” gerektiği anlatılır. Kadın, “kocası grevden döndüğünde ona iyi davranmalı, sofrasını hazırlamalı, kocasının canını sıkacak konulardan bahsetmemeli ve onu rahatlatmaya çalışmalı”. Bu yönüyle dernek, eril sistemi de besleyen bir yerde durur.
 
Sıkıyönetimde kapatılan ilk dernek İKD
 
28 Nisan 1979 tarihinde İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatılan ilk dernek olan İKD, hem Kadınların Sesi etrafında toplanarak hem de farklı örgütlenme anlayışları oluşturarak 12 Eylül 1980’e kadar çalışmalarını ve varlığını sürdürür. 15 bine yakın üyeye ulaşan ve kadın mücadelesine önemli katlılar da sunan İKD, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kitlesel bir biçimde kutlayan, 8 Mart kutlamalarını Türkiye’nin gündemine getiren ve yerleştiren kurum olarak ifade ediliyor. Ayrıca çok sayıda İKD’li, 1980’den sonra gelişen feminist mücadele içerisinde yer alır.
 
Kaynak: Birsen Talay Keşoğlu, 1970’lerin En Kitlesel Kadın Örgütü: İlerici Kadınlar Derneği, Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar Sayı 12 (2010)