Bağcılar’da kadın buluşması: Gücümüzün farkına varalım
- 21:07 14 Kasım 2025
- Güncel
İSTANBUL- DEM Parti Bağcılar İlçe Örgütü’nün düzenlediği kadın buluşmasında, 16 Kasım’da Bakırköy’de yapılacak olan Barış Kürsüsü’ne çağrı yapılarak Kürt kadın hareketinin süreç açısından önemi vurgulandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) Bağcılar İlçe Örgütü, Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Sabahat Tuncel’in katılımıyla, Bağcılar’da bulunan Bitlisliler Derneği’nde kadın buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya, barış anneleri ile çok sayıda kadın katıldı.
Buluşma, DEM Parti Bağcılar İlçe Eşbaşkanı Nurten Varnık’ın açılış konuşmasıyla başladı. Nurten Varnık, “16 Kasım Pazar günü Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapılacak olan Barış Kürsüsü’ne çağrı yaptı. Biz biraradayken güçlüyüz. En güzel devrim kadınla vardır” dedi
‘Sesimizi yükselteceğiz’
DEM Parti Bağcılar İlçe Örgütü Örgütleme Sorumlusu Hülya Güler, 16 Kasım Pazar günü Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapılacak olan Barış Kürsüsü için yapılan çalışmaları aktardı. Hülya Güler, ev ev çalışma yürüttüklerini söyleyerek 600’e aşkın aileyi ziyaret ettiklerini belirtti. Hülya Güler, “Hem bildirilerimizi verip hem çalışmalarımızı yürüttük. Bizim en önemli gündemimiz siyasi tutsaklarımız ve önderliğimizin fiziki özgürlüğüne kavuşmasıdır. O gün orada bir kürsü kurulacak, isteyen herkes söz alacak. Orada sesimizi yükseltebileceğiz. Çünkü biz o gün orada önderliğin fiziki özgürlüğü için sesimizi yükselteceğiz” diye kaydetti.
Barış Kürsüsü’ne çağrı
TJA'lı Sebahat Tuncel, uzun bir süreden sonra devletin Kürt sorununun çözümü hakkında adım attığını belirterek “Devlet Bahçeli’nin çağrısına Sayın Öcalan cevap verdi ve bir çağrı yaptı. 27 Şubat bildirisi önemli, çünkü devletin baskı politikası buna yol açtı. Gelinen koşulda mücadele biçimimiz değişiyor. Biz artık silahlı mücadele yerine demokratik bir siyaset başlatıyoruz” dedi. Devletin hukuki adımları atması gerektiğinin altını çizen Sebahat Tuncel, şöyle devam etti: “Türkiye’de yaşayan herkesi Türk sayan bir anlayışla demokratik siyaseti yapmak pek mümkün görünmüyor. Kürtler yurttaş olsa anadil sorunu da hukuk sorunu da çözülecek. Devlet fiilen Kürtler’i tanıyor ama hukuken tanımıyor. Kürt sorununun barışçıl çözümü meselesi önemlidir. Bunun barışçıl sürece evrilmesinin yolu da Sayın Öcalan’ın özgürleşmesinden geçiyor. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü bu halkın özgürlüğüdür. O yüzden 16 Kasım’da Bakırköy’de bunu ifade edeceğiz.”
Kadın hareketinin önemi
Şimdiye kadar süreç açısından Kürt siyasetinin adım attığını ancak devletten yana herhangi bir somut adımın atılmadığının altını çizen Sebahat Tuncel, “Siyasi tutsaklar hala cezaevlerinde. Şimdi devlete adım attıracak bir güç önemli. Kadın hareketi bu noktada çok önemli. Bu dönemin başarıya ulaşması bizlerin elinde. Dikkat ettiyseniz barış süreçlerinin sonu hep zorlu geçmiştir. Üç dönem kayyum rejimi uygulandı. Ama bütün bunlara rağmen halk direndi. Eğer bu süreç bozulursa çok daha sert süreçler yaşayabilme ihtimalimiz var. Barış meselesi bizim için bir tercih değil, zorunluluk. Beklemeden çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘En büyük şiddet kadın emeğinin yok sayılması’
En büyük şiddetin kadının emeğinin yok sayılması olduğunu söyleyen Sebahat Tuncel, “Kadınların görünmeyen ev içi emeğinin değersizleşmesi bağlamında kadınlar da kendi emeklerini görünmez kılıyor. Dilovası’nda katledilen o kadınlar tedbir alınsaydı yaşayacaklardı. Patronun yapacağı tek şey oraya pencere açmak. Olası bir tehlikeye karşı onları koruyacak hiçbir şey yok. Kadınlar, ücretli ürettikleri şeylerin bile karşılığını alamıyorlar. Üstelik erkeklerden daha az kazanıyorlar. İş yerlerinde uygulanan mobbing, baskı, şiddet çok ciddi problemlere yol açıyor” diye belirtti.
‘Gücümüzün farkına varalım’
Özel savaş politikalarına da değinen Sebahat Tuncel, gençlerin fuhuş, çete, mafya bataklığına da düştüklerini belirterek kadınlara çocukları hakkında tavsiyelerde bulundu. Sabahat Tuncel, gençlerin politikleşmesi gerektiğine de vurgu yaparak şunları kaydetti: “Politik olan gençler mutlaka okur, araştırır, bir sorunu olursa paylaşır. O yüzden gençlerin mutlaka politikleşmesi gerekiyor. Kadınlar olarak da biz örgütlenmek zorundayız. Eskiden daha örgütlüydük mutlaka örgütlenip kadına yönelik şiddetle de mücadele etmemiz gerekiyor. Hele ki bütün dünya hareketine ‘Jin, Jiyan, Azadi’ felsefesiyle öncülük eden bir hareketiz. yeter ki gücümüzün farkına varalım”
Buluşma, katılımcıların soru cevaplarıyla son buldu.







