Sanat alanında özel savaş politikalarına karşı inşanın önemi

  • 15:36 5 Ekim 2024
  • Kültür Sanat
 
İSTANBUL - Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, “Kültür politikaları ve sansür” başlıklı ikinci oturumda, sanat alanında özel savaş politikalarının uygulandığına dikkat çekilerek demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma içerisinde bir sanat inşasının önemi vurgulandı.
 
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, “Sansür ve otosansür baskısında kültürel kapan” başlığıyla Şişli ilçesinde bulunan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde iki gün sürecek olan bir buluşma gerçekleştiriliyor.“Kültür politikaları ve sansür” başlıklı ikinci oturumun moderatörlüğünü Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Diren Yurtsever gerçekleştirdi. "Kültür Politikaları ve Sanatta Sansür: Süreklilikler ve Kesintiler" başlıklı sunumu akademisyen Banu Karaca, "Çağdaş Sanat ve Katılımcı Kültür Politikaları" başlığını sanat kuramcısı Ezgi Bakçay ve "Kürt Sinemasında Sansür ve Otosansürün Etkileri" başlıklı sunumu da yönetmen Kazım Öz gerçekleştirdi.
 
 ‘Bu alanda da özel savaş politikası var’
 
Buluşmada ilk olarak “Kürt Sinemasında Sansür ve Otosansürün Etkileri" başlığında yönetmen Kazım Öz söz aldı. Kürt sinemasının varlık-yokluk tartışması gerçekleştiriliyor diyerek sözlerine başlayan Kazım, “Şuan Kürtçe bir şeyler izleyemiyoruz. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da özel savaş politikası var. Uluslararası festivallerde bile aykırı olmayacak, devletle bağlantısı olabilecek insanlar gidebiliyor. Sanatçı ikilem ile karşı karşıya kalıyor. Nasıl yöntemler ile sansürün içiresinden çıkmalıyız” dedi.
 
 ‘Sanatsal ifade özgürlüğüne dair madde uygulanmıyor’
 
Devamında “Kültür Politikaları ve Sanatta Sansür: Süreklilikler ve Kesintiler" başlıklı sunumu gerçekleştiren akademisyen Banu Karaca, söz aldı. Banu, “Kültür politikalarını devletin nasıl şekillendirildiğine dair 20 yıldır çalışma yürütüyorum. Kültür politikaları, sanat ve iletişim arasında ciddi bir bağlantı var. Sanatın izleyiciyle buluşması için baskı mekanizması kurmamız gerekiyor. Türkiye’nin kültür politikasının olmadığının aksine Türkiye’nin kendi hanesine artı yazan politika uyguluyor. Anayasada ifade özgürlüğünün yanı sıra sanatsal ifade özgürlüğüne dair madde var ama hiçbir şekilde uygulanmıyor. 15 sene önce sansürle mücadele etme yöntemlerinde bu maddeleri öne sürerdik ama bunu şimdi yapamıyoruz. Sansür hep keyfi. Ermeni Soykırımına dair 10 tane iş yapıyorsunuz ama 11’nci işe dava açılıyor bu da sansürün keyfi olduğunu gösteriyor. Sanata saldırı olduğunda ‘sanat özgürdür müdahale edilemez’ diyerek konu orada bırakılıyor. İfade özgürlüğünün bir mücadele ağıda aramızdaki bağı güçlendirmek” şeklinde konuştu.
 
‘Özgürlük tanımını geri almak lazım’
 
Son olarak “Çağdaş Sanat ve Katılımcı Kültür Politikaları" başlığında sanat kuramcısı Ezgi Bakçay sunun gerçekleştirdi. Ezgi, “Neoliberalizm, özgürmüşsünüz gibi hissettirmeye çalışıyor. Neoliberalizm ile yalnızlaşan, işçi, sanatçılar kendini özgürmüş gibi hisseder. Sanatçı performans öznesine dönüşmüş durumda. Sanatçı kendisinin hem efendisi hem kölesi olmuş. Bir süre sonra ortaya öz yıkıma neden olan şiddet çıkıyor ve devrimci olacak öfkeyi depresif hale getiriyor. Özgürlük tanımını geri almak lazım. Özgürlük dostlar arasında olmaktan başka anlam taşımıyor. Kişisel özgürlük anca topluluk içinde mümkündür. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma içerisinde neden bir sanat geliştirilmesin.  Bağımsızlığımızı yitirmek uğruna büyük olanı hedef ediniyoruz” diyerek kültür sanat politikasının ana akslarının neler olabileceğine dair önerilerde bulundu.
 
Buluşma soru-cevap ile devam ediyor.
 
Buluşmanın ilk günü son oturumun ardından bitecek.
 
 Buluşmanın üçüncü oturumu “Kürt sanatında sansür ve direniş” başlığını taşıyor. Bu oturumun moderatörü gazeteci Nezahat Doğan olacak. Sunumlar ise şu şekilde:
 
*"Kürt Tiyatrosu: Sansür Değil Kıyım" başlıklı sunumla oyuncu Ömer Şahin konuşacak.
 
*"Kürt Müziğinin Sansür ve Otosansür Karşısında Direnme Biçimleri" başlıklı sunumu müzisyen Nurhak Kılagöz gerçekleştirecek.
 
*"Yayıncılıkta Sansür ve Mücadele Biçimleri" başlığıyla Ventus Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Serkan Eker sunum yapacak.