Serhat Bölgesi cezaevi ihlal raporu: Gözlem kurullarına son verilmeli

  • 15:59 27 Eylül 2024
  • Güncel
 
BEDLÎS – İHD, Serhat bölgesindeki cezaevlerine dair açıkladıkları hak ihlali raporunda “Hukuka aykırı olan ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’ ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir” denildi.  
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan, Bedlîs ve Tetwan Şubeleri, ziyaret ettikleri Van T, F Tipi ile Yüksek Güvenlikli, Patnos L Tipi, Ahlat T Tipi, Iğdır S Tipi, Erzurum Dumlu 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli cezaevleri ile Erzurum H Tipi Cezaevi’ne yönelik hak ihlali raporunu açıkladı. İHD Bedlîs Temsilciliği’nde düzenlenen basın toplantısına, çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı. 
 
‘İnsanlık dışı muamele biçimi’ 
 
Toplantıda konuşan İHD Tetwan Temsilcisi avukat Mazlum Aydık, en insani hakların dahi askıya alındığını belirtti. Cezaevlerindeki tecridin en üst düzeye çıkarıldığını söyleyen Mazlum, “Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpuslar beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur. AİHM ise, duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir” şeklinde konuştu.
 
‘Mahpuslar ifade özgürlüğü hakkından faydalanamıyor’ 
 
Dış dünya ile iletişim kurma araçlarının başında süreli ve süresiz yayınların geldiğini kaydeden Mazlum, “Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerini bir parça da olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak kitaplara getirilen kısıtlamalar, dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir. Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta ve bu durum mahpus ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Bu sebeple daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır” diye belirtti. 
 
Hasta tutsaklara dikkat çekildi  
 
Hasta tutsakların durumuna da değinen Mazlum, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hapishanelerde yüzlercesi ağır olmak üzere binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların sağlık hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemler yapılmalıdır. Yine bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalıdır. Hukuka aykırı olan ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’ ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.”