Irak Kadın Konferansı'nda çözümün adresi: Jin jiyan azadî

  • 08:25 26 Temmuz 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ -  “Ortak mücadele ile kadın kırımına karşı özsavunmanın sesi ol” şiarıyla düzenlenen Irak Kadın Konferansı sona erdi. Konferansta, “Jin jiyan azadî” felsefesinin tüm sorunların çözümü olduğu vurgulandı. 
 
Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) ve Irak Kadın Vakfı öncülüğünde “Ortak mücadele ile kadın krımına karşı özsavunmanın sesi ol” şiarı ile Bağdat’ta çok sayıda kadının katılımıyla düzenlenen 3’üncü Irak Kadın Konferansı sona erdi. Konferansın ardından sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirge, TAJÊ Diplomasi Komitesi Üyesi Suham Şengalî tarafından okundu.
 
Beyaz Soykırım 
 
Suham, erkek egemen zihniyetin halklar, kültürler ve inançlara yönelik katliamlar gerçekleştirdiğini ve Êzidîler, Feylî Kürtler, Kakailer, Araplar, Hıristiyanlar’ın da zulümlerle karşı karşıya kaldığını belirtti. Fermanın yaralarının henüz sarılmadığını belirten Suham, “Şengal sürekli Türk devletinin bombardımanlarına maruz kaldı. Türk devleti Êzidî toplumu, gençlere ve özellikle de Êzidî kadınlara yönelik soykırım politikasını sürdürmektedir. Biz de Êzidî toplumu olarak bu politikaya ‘Beyaz Soykırım’ diyoruz. Türk devletinin Şengal’e ve tüm Irak’a yönelik saldırılarını kınıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Irak topraklarındaki soykırımı besliyor’
 
DAİŞ’in ulus-devlet zihniyetinin bir ürünü olduğu ve kadınlar ve halklara düşmanlık beslediğine dikkat çeken Suham, ulus devletlerin halkların iradesini ezmeye devam ettiği sürece, DAİŞ’in soykırım tehlikesinin devam edeceğini kaydetti. Suham, “Bu süreçte, Türk devleti DAİŞ terör örgütüne destek veriyor. Ancak bugüne kadar sorgulanmamış veya yargılanmamıştır. Bu durum Irak topraklarındaki işgali ve soykırımı beslemektedir. 2014 soykırımı bugüne kadar 13 ülke tarafından resmen tanınmıştır. Bu durumu son derece önemli buluyoruz” dedi.  
 
Özsavunma vurgusu 
 
Suham, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar hakkında yürürlükte olan yasalar, egemen erkek zihniyetinin etkisi altındadır. Ulus-devlet sistemi kadınların her alanda yaşamlarını tehdit ediyor. Kadınlar, özgür, kendi iradeleri ve sahip oldukları kimlik ile yaşamıyorlar. Kadınlar her alanda şiddet, istismar ve hak ihlallerine maruz kalıyorlar. Buna karşı, Irak topraklarında yaşayan tüm kadınlar ortak mücadele yürütmelidir. Kadınlar ve halklar öz savunma geliştirmedikçe, kendilerini savunma bilincine sahip olmadıkça, soykırım, ferman ve ulus-devlet zihniyetinin saldırı tehlikesi devam edecektir. Topluma karşı reva görülen zulümler karşısında kadınlar başta olmak üzere ezilen tüm toplumların öz savunmalarını sağlamaları meşrudur.”
 
‘Jin jiyan azadî felsefesi tüm sorunlara çözüm’
 
Kadınlar özelinde toplumun ciddi ve ağır sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Suham, kapitalist sistemin her alanda büyük bir kriz içinde debelendiğini ve kendisini bu krizden kurtarmak için her türlü savaş politikasıyla kadın ve halklara saldırdığını söyledi.Suham, ‘Jin jiyan azadî’ felsefesinin tüm sorunların çözümü olduğuna değinerek, “Irak’ta yaşayan halkların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda yaşadığı tüm sorunların aşılması, eşit, özgür ve demokratik bir yaşamın inşası için demokratik ulus tek çözüm yoludur. Halkların iradesi tanınmadıkça, kadınlara yönelik soykırımlar sona ermedikçe, egemen erkek zihniyetinin kadın üzerindeki baskısı sona ermedikçe ne savaş sona erecek ne de bir çözüm mümkün olacaktır. Demokratik bir çözüm ile eşit ve özgür bir yaşamın inşa edilmesi kapsamında konferansımızda kadınların rolü ve öncülüğü tartışılmıştır”  sözlerini kullandı. 
 
Açıklamanın ardından, konferansta alınan kararlar şöyle: 
 
“*Êzidî toplumu Irak topraklarında soykırıma uğradı. Bu nedenle Irak hükümetinden 3 Ağustos 2014’te Êzidî toplumuna yönelik soykırımın resmen tanınmasını talep ediyoruz.
 
*Soykırımı resmen tanıyan ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan, DAİŞ çeteleri ve onların işbirlikçilerinin yargılanması ve uluslararası mahkemelerde yargılanması için harekete geçmelerini talep ediyoruz.
 
* 3 Ağustos 2014 soykırımında 3 bin 504 kadın, 869 erkek ve çok sayıda çocuk olmak üzere yaklaşık 7 bin Êzidî, DAİŞ çetelerinin eline düştü. Hala binlerce kız, kadın, çocuk ve Êzidî erkek DAİŞ’in elinde ve akıbetleri bilinmiyor. Bu nedenle, bu kişilerin özgürleştirilmesi için ilgili kurumlara, özellikle Irak’taki kadınlara çağrıda bulunuyoruz.
 
* 2017 yılından bu yana Türk devleti savaş uçakları ve insansız hava araçlarıyla defalarca Şengal’i bombaladı ve katliamlar gerçekleştirdi. Türk devletinin saldırıları soykırımın devamıdır. Irak hükümeti ve uluslararası güçlerden Şengal hava sahasını Türk devletine kapatmalarını talep ediyoruz.
 
* Toplumlar yalnızca kendi topraklarında inançlarını, kültürlerini ve varlıklarını koruyabilirler. Binlerce Êzidî, soykırımda zorla yerinden edildi ve hala kamplarda yaşıyor. Halkımıza Şengal’e dönmeleri ve hiçbir gücün dönüşlerini engellememeleri çağrısında bulunuyoruz.
 
* Irak’taki tüm demokrasi ve insan hakları yanlısı çevrelere, Şengal’e karşı devam eden soykırım politikalarına karşı seslerini yükseltme çağrısında bulunuyoruz. Özgürlük bilincine sahip olmak ve irademizi güçlendirmek, kadınların en önemli savunma güçleridir.
 
* Irak’ta kadınlar, erkek egemen sistemin etkisiyle birçok konuda haklarından mahrum bırakılmıştır. Kadınların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel haklarının tanınması ve bu hakların garanti altına alınması için kadınlar her alanda özgür ve eşit bir şekilde yer almalıdır.
 
*Kadına yönelik şiddetin temel nedeni cinsiyetçi zihniyettir. Cinsiyetçi zihniyetin sonlandırılması için yasal düzenlemeler yapılmalı ve şiddeti körükleyen kültürel normlar değiştirilmelidir.
 
*Kadınlar üzerindeki ekonomik baskıların sona erdirilmesi için kadınların ekonomiye katılımlarını sağlamak amacıyla özel projeler geliştirilmelidir.
 
* Kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı artırılmalı ve kadınlar siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda daha aktif rol almalıdır.
 
*Kadın hakları savunucuları, sivil toplum kuruluşları ve kadın örgütleri ile iş birliği yapılarak kadınların haklarının korunması ve geliştirilmesi sağlanmalıdır.
 
*Eğitim sistemi, cinsiyet eşitliğini teşvik edecek şekilde yeniden yapılandırılmalı ve kız çocuklarının eğitimine erişimi sağlanmalıdır.
 
* Kadınların sağlık hizmetlerine erişimi artırılmalı ve kadın sağlığı konusundaki farkındalık çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.
 
* Kadınların istihdam edilmesi teşvik edilmeli ve işyerlerinde cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır.
 
* Kadınların hukuki haklarının korunması ve şiddet mağduru kadınların hukuki destek alması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
 
* Irak hükümeti ve uluslararası toplum, kadınların haklarını korumak ve kadınlara yönelik şiddeti önlemek için gerekli adımları atmalıdır.”