‘Halk barış istiyor, iktidar kayyım atıyor’ 2025-02-18 09:03:10   İZMİR - Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepki gösteren kadınlar, kayyım atamasının 15 Şubat tarihinde yapılmasının bir anlamı olduğunu vurgulayarak, baskılar karşısında sessiz kalmayacaklarını söyledi. Kadınlar, sürecin iktidara göre işlemesi durumunda kayyımların ve hak gasplarının devam edeceğini belirtti.   Wan Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik irade gaspının ardından belediyeye 15 Şubat tarihinde kayyım atandı. Sabah erken saatlerde polis tarafından ablukaya alınan belediye binasında nöbet tutan yurttaşlara biber gazı ile saldırılırken, çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı. Kayyım atanmasının ardından sokaklarda kayyımı protesto eden çok sayıda kişi, şiddete maruz bırakılarak gözaltına alındı. Wan sokaklarında direniş devam ederken kayyıma yönelik tepkiler de artıyor. İzmir’de Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepki gösteren kadınlar, kayyımın PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo yıldönümünde atanmasının bir anlamı olduğunu söyledi. Kadınlar, kayyıma karşı sessiz kalmayacaklarını ve mücadele edeceklerinin altını çizdi.    ‘Kabul etmiyoruz’   Sözlerine Wan Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımı kabul etmediklerini söyleyerek başlayan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayşenur Eker, iradenin gasp edilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Ayşenur Eker, “Uzun zamandır bir direniş sergileniyor Wan’da. Kayyım geldi, oturdu, gayrimeşru bir şekilde. Bunu bizim kabul etmemiz isteniyor. Bunu kabul etmediğimiz gibi bunun karşısında duracağımızı ve bu anlamda mücadelemizi büyüteceğimizi belirtmek isteriz. Halkın uzun zamandır büyük bir coşkuyla belediyesini sahiplenmesi, kendi iradesini sahiplenmesi, karşısında geliştirdiği tavrı ve direnişi gerçekten takdire şayan. Bu anlamda İzmir’den, Ege’den Wan’daki yoldaşlarımıza selamlarımızı ve dayanışma gücümüzü gönderiyoruz” dedi.   Tarihin 15 Şubat’a denk gelmesinin bir anlamı var   Wan Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımın, 15 Şubat tarihinde atanmasının ayrıca bir anlam taşıdığına dikkat çeken Ayşenur Eker, “Sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümünde yapılması Wan’daki 14’te 14 dediğimizin bir misillemesi ve bir intikamı olarak özellikle 15 Şubat’a denk getirilmesi, bugünün beklenmesi de ayrıca anlaşılması gereken bir durumdur. En son Wan olmak üzere, bundan önce de kayyım atanan tüm belediyeler, halkın iradesinin gasp edildiği tüm belediyelerimiz için de bundan sonraki süreçte de bunun karşısında kadınlar olarak bunun karşısında duracağımızı, bu mücadeleyi buradan yükselteceğimizi ve hiçbir baskının hiçbir dayatmaların karşısında da dilsiz kalmayacağımızı belirtmek isterim” şeklinde konuştu.   ‘İktidar Kürtlere seçme ve seçilme hakkınız yok diyor’   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu üyesi Ayşe Özdamar da, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a verilen cezanın kayyım atamasına gerekçe edilmesine dair konuştu. Ayşe Özdamar, “Abdullah Zeydan ceza almadı, ceza verdiler. Ortada bir ceza verme olayı var. Her şey o kadar bariz ve o kadar açık ki sözün bittiği yer. Wan’da DEM Parti eşbaşkanlarının ve eşbaşkan adaylarına, halkın tamamı oy verse bile seçtirtmeyeceği konusunda iktidarın bir kararı vardı ve bu gerçekleşti. İki aydır gözünü Wan’a dikmişti ama halk çok iyi direndi hala da direniyor. Bu halkın iradesine yönelik bir saygısızlık diyeceğim ama bu çok hafif kalıyor. Bir gasptır, bu da bir çeşit hırsızlık bence. Hükümet şöyle diyor; ‘Ey Kürtler, sizin seçme ve seçilme hakkınız yok.’ Bunu ne yazık ki 21’inci yüzyılda denmesi çok korkunç bir olay” diye ifade etti.   Süreç iktidara göre işlerse kayyımlar da gelir   Kayyım atamalarının var olan süreçle değerlendirildiğinde, önemli olanın barışı elde etmek için halkların talebinin ne olduğunun gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Ayşe Özdamar, “Yani süreç iktidarın iki dudağı arasında işlediği sürece bence kayyımlar da birbiri peşi sıra gelecektir, daha büyük hak gaspları da gelecektir. Ama biz bunu halklar olarak bir barış, huzur ve özgürlüğe dönüştürebilirsek işte o zaman gerçekten bir barışı görebiliriz. Barış gelmez diyorlar ya çok doğru, barış elde edilir” diye belirtti.   ‘Halk barış istiyor, onlar kayyım atıyor’   İktidarın Kürt halkının iradesini gasp ettiğini dile getiren Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Fahriye Aydın, Kürt halkının hakkının elinden alındığını ve Kürt halkına haksızlık edildiğini söyledi. Fahriye Aydın, “Biz bunu istemiyoruz, bunu kınıyoruz. Halk barış istiyor, onlar kayyım atıyor. Madem barış istiyorlar niye kayyım atıyorlar? Biz bunu değil, barışı istiyoruz. Halkımız iradesiyle kazanıyor ama kayyım atıyorlar. Biz bundan razı değiliz, hakları yok Kürt halkına bunu yapmaya. Kürt halkı kötü bir şey istemiyor, barış istiyor. Kürt halkı barış demekten başka bir şey demiyor” diye konuştu.   ‘Halka hizmeti değil, rantı ve talanı sürdürmek istiyorlar’   Kayyımın halkın iradesinin gaspı ve bir tür hırsızlık olduğunu ifade eden İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şube üyelerinden Tuğçe Ceylan ise “Madem kayyım atayacaklardı neden oy kullandık? Neden seçimlere gittik? Bu illere kayyım atanmasının birinci nedeni bu illerin sınır bölgelerinde yer alması, ikincisi eşbaşkanlık sistemine karşı olmaları. Bu aynı zamanda eşit temsili yok saymak demektir, çünkü kayyım tekçi bir zihniyete sahiptir. Özellikle iktidar belediyelerdeki ilişkileri de gasp etmek istiyor. Önceki Amed kayyımı makamına banyo yaptırmıştı, baklavalar almıştı. Halka hizmeti değil, rantı ve talanı sürdürmek istiyorlar” şeklinde konuştu.    Kayyımın Kürt halkının ana dil hakkını da hedeflediğini ifade eden Tuğçe Ceylan, kayyımın belediyenin ana dil çalışmalarını da engelleme çabası olacağına işaret etti.