Wan’da halk iradesine sahip çıkıyor: Gaspa karşı nöbetteler 2025-02-12 13:18:29            WAN- Wan’da  24 saattir belediye önünde nöbet eyleminde olan yurttaşlar, iradesine sahip çıkmaya devam ederken, nöbete destek için gelenler arasında yer alan siyasetçiler de iktidara çağrı yaparak, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Belediyelerimizden elinizi çekin” dedi.    Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a verilen ceza ve kayyım atama girişimlerine karşı Wan halkı, 24 saattir belediyenin önünde nöbet tutuyor. Gece boyunca soğuğa rağmen nöbet tutan halk, sabahın erken saatlerinde halkın belediye önüne akın etmesiyle birlikte kalabalık binleri aştı.  Büyük bir coşkuyla devam eden nöbet eylemini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti Belediye eşbaşkanları, milletvekilleri ziyaret etti. Büyük bir coşku ve sloganlarla karşılanan eş genel başkanlar, ardından eylemin sürdüğü belediyenin önüne geçti.      ‘Haklı olan ve demokrasiyi savunan biziz’   Burada ilk olarak konuşan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, “Wan halkı bu soğuk havaya rağmen iradesini savunuyor. Halkın iradesine saldıranlar ve zulmedenler bu yaptıklarından utanmıyorlar. Yolsuzluk, hırsızlık yapanlar bu kentte yaşayan 1 milyon 200 insanın iradesini çalıyor ve ‘sizi tanımıyoruz’ diyorlar. Bu halkın iradesini ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Biz bu kadar asil bir mücadelenin parçası olan bizler, demokrasi, barış ve adalet mücadelesi verenler bu utanmazlık karşısında onurumuzu savunacağız. Bize onursuzluğu dayatanlara nasıl onurlu olduğumuzu göstereceğiz. Haklı olan ve demokrasiyi savunan biziz. Yürütülün sürecin kumpas olduğunu çok iyi biliyoruz ve AİHM de buna karar verdi. Kumpaslarla yeniden halkın iradesine çökmeye çalışıyorlar” dedi.    ‘Hukuki bir tutum değil’   Ardından konuşan DBP Wan İl Eşbaşkanı Cemal Demir ise, “Bu iktidar demoklesin kılıcı gibi zulümlerini bu halkın üzerinde salladılar. Biz bunu kabul etmedik ve itirazlarımızı hep dile getirdik. Seçimde halkımız önemli bir sonuç ortaya çıkardı. Tarihte olmayacak şekilde 14 belediyenin tamamı aldık ve AKP’yi bu memlekette tabela partisi yaptık. Yine bir kumpasla halkın iradesine tekrar çökmeye çalışıyorlar. Bir hukukçu olarak bu davayı değerlendirmek gerekirse; bu dosya içi boş bir dosyadır ve hiçbir zaman istinaf tarafından kabul görülmemiştir. Gerek bilirkişi raporları gerekse de askerlerin ifadeleri her ne kadar olumlu yönde olsa bile savcılık ve mahkeme heyeti ceza talep etti. Bu tutum siyasi bir tutumdu, hukuki bir tutum değildir” diye konuştu.    ‘Kaybeden onlar olacak’   Daha sonra konuşan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak da şunları söyledi: “Wan halkının onurunu ve gururunu kimse görmezden gelemez. Kayyım sistemi bir kumpas sistemidir. İktidar bu kayyım sistemin bir ders çıkarmamıştır. Wan halkı iradesinin yanında durdu. Bu halk mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacak. Kazanan biz, kaybeden onlar olacak. Biz Amedliler olarak 31 Mart’ta direnen ve 14 belediyeyi alan Wan halkının yanındayız. Mazbatayı vermek istemeyenler bu kentin güler yüzlü çocuklarının mücadelesi ile karşılaştılar. Wan rûmeta me ye.”   ‘Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var’   Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise, “Kürtler 100 yıldır özgürlüğe yürüyor. Şimdi Wan’daki çocuklar ve kadınlar demokrasinin gereğini yapıyor. İktidar, seçim sürecinde her türlü hileye başvurdu, seçmen taşıdı ancak Wan halkı sandıkta onlara gereken dersi verdi. Wan o dönem; devlet aklının kayyım, savaş, inkar ve asimilasyon politikalarına bir ders verdi. Kayyımın ömrü bir seçime, Kürt halkının ömrü bin yıllara bakar. Bu ülkenin hukukunda Kürtler, Kürtlerin kimliği var mı? Bizim olmadığımız hukuk egemenlerin hukukudur. O yargı kararı Kürtler nezdinde yok hükmündedir. Hiçbir belediye başkanımızın suçu yok. Suçu olanlar devlet aklıdır. Yeni bir toplumsal sözleşme ve hukuka ihtiyaç var. Biz Wan’ı iki kez kazandık. Şu an üçüncü kayyım girişimiyle karşı karşıyayız. Ancak bunu da halkın iradesiyle boşa çıkaracağız” dedi.    ‘Bu direnişin sonu özgürlüktür’   Türkiye’nin en önemli sorunun Kürt sorunu olduğunu söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bu ülkede yeni gündemler inşa etseniz de temel sorun Kürt sorudur. Siz kumpaslar kurdunuz ama Kürtler demokrasi dersi verdi. Şimdi Kürt halkı ve Kürt halk önderi Sayın Öcalan ile yeni dönemi konuşacağız. Yeni dönemin adı demokratik çözümle, barışla anılmalı. Kimseden bir ses yok ama İmralı’da 12 metrekare alanda büyük bir çaba var ve bizim bu çabayı destekleme zamanıdır. ‘Kürt sorununun çözümü mümkün değil’ diyen akla şunu söyleyelim; Kürt halkının direnişi, demokratik ulus direnişidir. Özel savaş politikalarına karşı Kürt halkı Sayın Öcalan’ın paradigması ile mücadele edecektir. Bu direnişin sonu özgürlüktür” dedi.    ‘Belediyelerimizden elinizi çekin’   “Wan halkının direnişini selamlayan Tülay Hatimoğulları, 'Türkiye’de hiçbir ilde tüm belediyeler tek bir parti tarafından kazanılmamıştır. Ancak Wan, 14-0 yaparak büyük bir başarı elde etti. İşte, iktidar bunu hazmedemiyor. Wan’a ilk kumpas mazbata verilmemesiyle kuruldu. Ancak Wan halkı, o gün iradesine güçlü bir şekilde sahip çıktı. Sadece Türkiye değil, Avrupa ve tüm dünya bu sesi duydu. Wan, uluslararası gündeme oturdu. Bu başarı sizindir. Kayyımın yaptığı tahribatı ve halkına işkence eden o kayyımcı zihniyete karşı belediye eş başkanlarımız çalışmıştır, hizmet etmiştir. Belediyelerimizden elinizi çekin, biz hizmet üretmek istiyoruz hizmet! Sayın Zeydan’a ceza vererek bir şeylerin yolunu döşüyorlar. u ceza, bizim de halkın da hatta yasaların da gözünde yok hükmündedir. Verilen ceza sadece Wan halkının iradesini gasp etmek değil, aynı zamanda kendi anayasalarını da çiğnemektir. Bilirkişinin raporu ortada olduğu halde derhal beraat alması gerektiği halde ceza vermek başka bir şeyin yolunu döşemektir. Biz bunu dün de kabul etmedik, 31 Mart’ta da karşı çıktık, şimdi de hep beraber karşı çıkıyoruz, kabul etmiyoruz” diye konuştu.    ‘Belediyemizin etrafını sarmışlar’   Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını engellemeye çalışan bu iktidar, açıkça ‘Siz Wan halkını yönetemezsiniz’ mesajı veriyor” diyen Tülay Hatimoğulları, “Bu iktidar bir siyasi darbe yapmaktadır. Şu an verilen bu karar bir siyasi darbenin yolunu döşemektir. Bugüne kadar atadıkları kayyımlar siyasi darbedir, 12 Eylül askeri cuntasıdır.  Tankıyla, topuyla, postallarıyla sokağa indi şimdi ‘askeri vesayet rejiminden kurtaracağım’ diyerek iktidara gelen AKP daha beterini yapıyor. Polisiyle, akrebiyle, coplarıyla bakın yine belediyemizin etrafını sarmışlar. Kayyım atadıkları belediyeleri gece, hırsız gibi gelerek polislerini yerleştirmiştir. Bizler Wan’da asla buna izin vermeyeceğiz. Hep birlikte kendi irademiz için burada sonuna kadar kazanana kadar hep beraber Wan halkı olarak burada nöbet tutmaya devam edeceğiz. Her direnişin sonu zaferdir her kararlı duruşun sonu başarıdır.    Bütün Türkiye sizi örnek alıyor. Lütfen bir saniye olsun bunu aklınızdan çıkmasın. Buradaki kayyımcı, talancı, halkın iradesine çökmeye çalışan anlayış her yerde cirit atıyor. İstanbul’da kent uzlaşısı kapsamında kazanılmış belediyelere sabah şafak operasyonu çektiler. Aralarında belediye başkan yardımcılarının ve meclis üyelerinin olduğu çok fazla insan gözaltına alındı. Cumhuriyet Başsavcısı bu gözaltının gerekçesinde kent uzlaşısını suç olarak göstermiş. Uzlaşmayı suç olarak gösteren başka bir ülke var mı? İnanın krallıkla, padişahlıkla yönetilen ülkelerde bile ‘sen neden uzlaştın’ dememiştir. Ama bu iktidar herkes birbiriyle kavga etsin istiyor. Bizlerin kent uzlaşısına tahammülleri yok. Aynı zamanda aynı cumhuriyet başsavcısı aynı dosyada ‘Türk ve Kürt kardeşliğini tesis etmek istiyorlar’ diye bir ibare geçiriyor” dedi.   ‘AKP diyalog sürecini dinamitliyor’   AKP’nin süreci dinamitlediğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “1 Ekim’de Sayın Devlet Bahçeli Türk Kürt kardeşliğinden bahseden mesajlar vermeye başladı. İmralı ile görüşmeler oluyor ve Kürt Sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için diyalog süreci konuşuluyor. Bugün Türk ve Kürt kardeşliği üzerinden başlatılmış olan bir diyalog sürecine bu şekilde kayyımla bu şekilde belediye eş başkanlarımıza ceza vererek bu diyalog süreci dinamitlenmektedir. Bunu kabul etmiyoruz. Biz DEM Parti olarak Kürt halkı olarak Türkiye halkları olarak barış ve diyalog sürecinin devam etmesinden yanayız. Ama bu iktidar 14-0 kazanan belediyenin eş başkanına ceza vererek bu süreci dinamitlemektedir. Ey saraylılar şunu bilin ki kayyım atayarak cezalar vererek her sabah bir şafak operasyonuyla DEM Partilileri muhalifleri gözaltına alarak hiçbir şeyi başaramazsınız. Bizler DEM Parti olarak Kürt halkı olarak Türkiye halkları olarak bu ülkenin aydınları demokratları olarak bu ülkenin onurlu muhalefetini yürütenler olarak onurlu bir barış ve diyalogdan yanayız. Bu diyalogun barışla taçlanmasından yanayız. Ama bizlere her sabah şafak operasyonu çekerek belediye eş başkanlarımıza cezalar yağdırarak, belediyelerimize kayyım atayarak bu diyalog sürecini dinamitlemektesiniz. Saraya buradan çağrı yapıyoruz” dedi.    ‘Direnerek kazanacağız’   Türkiye’nin dört bir yanında Wan halkıyla dayanışmaya devam edeceklerini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Türkiye’nin doğusu batısı kuzeyi güneyi herkesin yüreği şuan Wan için atıyor. Herkes Wan’ın önümüzdeki süreçte neler yaşayacağını dört gözle izliyor. Abdullah Zeydan, Neslihan Başkan ve bütün seçilmişlerimiz bizlerin onurudur. Sizden en büyük ricamız belediyemizi iradesini gasp etmek isteyenlere karşı, bu meydanı, bu bahçeyi, bu çadırı terk etmeyelim. Direnerek kazanacağız, mücadele ederek kazanacağız, kararlılıkla kazanacağız, kendimize ve kentimize hizmet etmek için kazanacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.