İrade gaspına tepki: Dersim kazanacak, siz kaybedeceksiniz 2024-11-23 13:16:09   DÊRSIM - Dêrsim’de kayyım protestosuna katılan siyasi parti temsilcileri, kayyımların siyasi darbe olduğunu dile getirerek, birlikte mücadele etmenin önemine dikkat çekti.  Burada yapılan konuşmalarda, “Dersim kazanacak, siz kaybedeceksiniz” mesajı öne çıktı.    İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla 4 Kasım’da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mêrdîn Büyükşehir, Êlih ve Xelfetî (Halfeti) belediyelerine kayyım atanmasının ardından dün de Dêrsim ve Pulur (Ovacık) belediyelerine kayyım atandı. Dün akşam saatlerinden bu yana kentte başlayan protestolar bugün de devam etti. Kentte Sanat Sokağı’nda bir araya gelen çok sayıda kişi, buradan Seyit Rıza Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Keskin Bayındır, DEM Parti milletvekilleri, DEM Parti bileşenleri, Dersim Belediye Eşbaşkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak ile sivil toplum örgütlü temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.   ‘Seyit Rıza gibi baş eğmeyeceğiz’   Yürüyüşün son bulduğu Seyit Rıza Meydanı’nda kitleye hitap eden DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Belediyelerimize kayyım atandığında beton bloklarla belediyeleri çeviriyorlar. Belediyeler kışla değildir. Belediyeler halkın evidir. Belediyeler karakol değildir. Biz halk olarak o belediyelere elimizi kolumuzu sallayarak girmeliyiz. Haklıysanız ve gerçekten bir hukuka dayandığınızı düşünüyorsanız, neden halkın iradesine yasak getirip belediyeyi betonlarla çeviriyorsunuz? Bakın, alay edercesine... Cezaevine girenler bilir o resimleri: Hapishane duvarlarına mavi deniz dalgaları çizerlerdi yanılsamalı bir özgürlük yaratmak için. İşte belediyelerimizin birçoğunda, o yükselen beton bloklara o yükselen deniz dalgalarını çizerek halkın iradesiyle bir kez daha alay ediyorlar. İstedikleri kadar kayyım atasınlar, kayyım rejimini başımızda Osmanlı kılıcı gibi sallandırmaya devam etseler de biz, Türkiye halkları, tıpkı Dersim’de olduğu gibi irademize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bizler, demokratik taleplerimizden ve demokrasi mücadelesinden asla geri durmayacağız. Seyit Rıza gibi, nasıl baş eğmediyse bizler de baş eğmeyeceğiz” dedi.    ‘Gelin bu otoriter rejime karşı mücadelemizi daha da büyütelim’   Tülay Hatimoğulları devamında herkesi kayyım saldırılarına karşı şu şekilde bir arada olmaya çağırdı: “Şunu bilesin ki, sen kayyım atadıkça, bizlere sokak ortasında işkence yaptıkça, gözaltı yaptıkça, tutuklama yaptıkça biz direnmeye devam edeceğiz. Biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler, Seyit Rızaların, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların, Mazlumların yoldaşları olarak direnmeye devam edeceğiz. Sadece Dersim’de değil, Türkiye’nin dört bir tarafında; sadece kayyım atanan kentlerimizde değil, her yerde kayyım rejimine ve faşizme karşı mücadelemizi daha da büyüteceğimiz bir zamandayız. Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerine ve anayasanın çiğnendiğini düşünen her kesime çağrımızdır: Gelin, kayyım rejimine ve faşist otoriter rejime karşı mücadelemizi daha da büyütelim. Dayanışmayla başaracağız ve direnişimiz mutlaka muzaffer olacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”   ‘Dersim gibi direneceğiz’   Ardından EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sevda Karaca, “Dêrsim’den, kayyım efendinin betonlarının arkasına gizlendiği; bizim ittifakımızın ise bütün cesaretiyle ‘Sana orayı bırakmayacağız’ dediği güçle herkese selam gönderiyoruz” dedi. Sevda Karaca, “Bu kent ne zulümler gördü, baş eğmedi, boyun eğmedi. Halkın haklarını gasp edenlere karşı, emek, demokrasi ve barış güçlerinin ‘Biz varız’ dediği kentlerden birini gasp etmeyi kolay mı zannediyorsunuz?” diye seslendi. Kayyım valiye seslenen Sevda Karaca, “Bu darbe devam edecekse, biz, atadığınız her kayyımda bir bütün olarak öfke duyan halkın bir gövdeye kavuştuğunu göreceksiniz. O öfke, bu ülkede geçinemeyen milyonların gövdesi haline gelecek. Gelin bu talan düzenini birlikte değiştirelim. Kayyımı birlikte göndereceğiz. Bu talan, yalan, zulüm iktidarını göndermek için Dêrsim gibi direneceğiz. Dêrsim’i izleyip, ‘Bizim başımıza gelmez’ diye düşünenlere sesleniyoruz: Bütün muhalefetin, eşitlik ve özgürlük isteyen herkesin artık birlikte mücadele oluşturmasının zamanı geldi. Dêrsim ve Pulur birdir. Esenyurt ve Mêrdîn birdir. Bugün Dêrsim’in ittifakına göz dikenlere karşı birlikte mücadeleyi büyüteceğiz, bu duvarlarınızı birlikte yıkacağız” sözlerini kullandı.    ‘Kardeşlik için eşitlik olmalı’   EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, "Meclis’te ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyor. O polisleri, betonları oraya yığdığınızda egemenlik nasıl milletin oluyor? AKP de zamanında 'sandıktan çıkıyoruz' dedi. Şimdi Kürt halkının sandıktan çıkmasını neden kabul etmiyorsunuz? Egemenlik kayıtsız şartsız halkın ise Kürt'ün oyu ile Türk'ün oyu aynı olmalıdır. Barış, kardeşlik olacak ise Kürt'ün ile Türk'ün dili eşit olmalıdır. Kardeşlik için tam demokrasi ve eşitlik olmalıdır. Biz bu çizgide direneceğiz. Tek vücut, tek yumruk olursak bu iktidarı da kayyımları da gönderebiliriz” ifadelerini kullandı.    ‘Faşizme karşı omuz omuza verelim’   ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, kayyım atanan kentlerde direnenleri selamlayarak, “Bu direniş bizi bugünlere getirendir” dedi. Murat Çepni, "Dêrsim halkı ser verip, sır vermeyen bir halktır. Asla sizin oyunlarınıza boyun eğmeyecektir. Demokratik, halkçı belediyecilik bizim esasımızdır. Edip Solmaz’lardan Selçuk Mızrak’lara bu mücadele sürdü, sürecek. Şimdi Dêrsimli olma, yan yana olma zamanıdır. Şimdi faşizme karşı omuz omuza verme zamanıdır” dedi.   ‘Dêrsim kazanacak’   SYKP Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, "Değerli Dêrsim halkı sizi direniş ve mücadeleniz ile tanıyoruz. Kayyım sizlere diz çöktürmeyecektir. Kayyım gasptır, talandır. Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına darbedir. Kabul etmiyoruz. Ülkeyi soyup soğana çevirdiler. Ülkeyi yönetemiyorlar. Belediyeleri gasp ederek, talanlarına devam etmek istiyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Seçimde kazanamadığı ve bükemediği bileği, kayyımlarla gasp etmeye çalışıyorlar. Kadınlar, gençler artık buna dur demeliyiz. Umudumuzu diri tutarak, hep birlikte mücadele ile kayyımları göndereceğiz. Kayyım gidecek, Dêrsim kazanacak" diye konuştu.   ‘Birlikte direnmek zorundayız’   CHP Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, darbecilerin aklına gelmeyen uygulamaların AKP döneminde devreye konulduğunu vurguladı. Sezgin Tanrıkulu, "Bu darbeyi bu coğrafyanın dışına İstanbul’a da taşıdılar. Burada iradenize darbe indirdiler. Kayyım siyasi darbedir. Halkın seçme seçilme hakkının ortadan kaldırılmasıdır. Tam bir faşizm uygulamasıdır. Buna karşı birlikte direnmek zorundayız. AKP, kutuplaştırma, ayrıştırmadan beslenen bir rota çiziyor. Biz de bunun karşısında dayanışmayı büyüterek, mücadele edebiliriz. Bizleri ayırmaya, algı oluşturmaya çalışacaklar, aynı fotoğraf çatısında görmemek için elinden geleni yapmaya çalışacaklar. Ama bizler birlikte durmak zorundayız” ifadelerini kullandı.   ‘Beton bariyerlerin arkasına saklanıyorlar’   KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz ise, “Seçme ve seçilme hakkımız için direniyoruz. Madenciler yerin 500 metre altında özelleştirme olmasın diye direniyor. Korkuları direnenlerden. Tek adam rejimi ‘Her şeye ben karar veririm’ diyor. O yüzden beton bariyerlerin arkasına saklanıyorlar. Bir ülkede demokrasi yoksa emek mücadelesi yürütülemez. Demokrasi yoksa kadınlar insanca yaşayamaz. Ülkede demokrasi yoksa sendikal mücadele yürütemezsiniz. Bir önceki seçimde 48 belediyeye kayyım atadı. Bir kayyım rejimi var. Ülkenin batısına bunu anlatamadık. Ne zaman ki Esenyurt’a kayyım atandı, meselenin kriminalize edilmediği; aslında rantı kaybettikleri için kayyım atandığı ancak o zaman anlaşıldı. Üyelerimiz, Dêrsim’de, Mêrdîn’de oyunu kullanamıyorsa, Ankara’da, İzmir’de kullanmasının bir anlamı yoktur. Bu nedenle kayyıma karşı mücadele edeceğiz. Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz” ifadelerine yer verdi.    ‘Dersim ittifakına yenileceksiniz’   Son olarak konuşan, yerine kayyım atanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, Dêrsim’de halka zulüm yapıldığını belirtti. “Bu zulmü Mereş’ten, Gazi’den, Roboski’den biliyoruz” diyen Birsen Orhan, “Binamızı işgal eden sömürge valisine diyorum ki; Kürtlere, Alevilere, gençlere, jin, jiyan, azadî diyen biz kadınlara, Dêrsim ittifakına yenileceksiniz” dedi.   ‘Kürt sorununu çözmediğiniz sürece çözüm olmayacaktır’   Son olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şu ifadelere yer verdi: “Biz bugün buraya gelerek kayyımı tanımadık. Biz kayyımı 1938’den bu yana tanıyoruz. O zihniyet, 1938’de dedelerimizi ve nenelerimizi katletti. Biz bugün kendi dilimizi konuşamıyorsak bunun sebebi kayyımdır. Bu devlet, 1938’den bu yana Kürt halkı üzerinde kayyım politikası yürütüyor. Bu yüzden diyoruz ki biz kayyımı tanıyoruz. Seyit Rıza ne yaptı? Çökmedi. Ana Zarife ve Alişer ne yaptı? Direnişlerini yükselttiler. Biz de onlar gibi yapacağız. Sanmasınlar ki yolumuzdan geri döneceğiz. Bizim yolumuz belli. Biz yüzümüzü gerçeklere çevirdik. Bizim gerçekliğimizde özgürlük, barış, adalet ve birliktelik var.   Eğer Alevilerin değerini biraz bilseydiler, biz bunları yaşamazdık. Biz biliyoruz ki mesele sadece kayyım meselesi değil. Asıl mesele Kürt sorunudur. AKP iktidarına sesleniyoruz: Siz Kürt sorununu çözmediğiniz sürece çözüm olmayacaktır. Şimdiye kadar hangi iktidar Kürt sorununu çözmediyse iktidardan düştü. Şimdiki iktidarlar da onlar gibi gidecek. Eğer bir devlet halkın iradesine kayyım atıyorsa o devlet bitmiştir. Bu yüzden biz kaybetmedik. AKP-MHP iktidarı, Dêrsim halkı ve kadınların direnişi karşısında kaybetti.”   Açıklama ardından kitle, Seyit Rıza Meydanı’nda nöbet eylemine başladı.