Öz savunma, örgütlülük ve mücadele ile 25 Kasım’a (18) 2024-11-18 09:01:27   Efrîn’de şiddete karşı direniş var!   Mîdye Miqted   ŞEHBA - 25 Kasım dolayısı ile Efrînli kadınlara yönelik şiddet, katliam, işkence ve tecavüz olayları ve kadınların direnişini değerlendiren Avukat Roşîn Hido, uluslararası kurumlardaki kadınlara birlik olma ve şiddete karşı seslerini yükseltme çağrısı yaptı.    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yaklaşırken, kadınlar her yerde şiddete karşı mücadele kararlılıklarını bir kez daha ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddet, gündemdeki yerini korurken, kadına ve topluma yönelik şiddetin en yoğun olduğu yerlerden biri de Efrîn. 2018 yılında Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların saldırılarıyla başlayan süreçte, kente yerleşen bu gruplar şiddeti adeta günlük hayatın bir parçası haline getirdi. Kadına ve topluma yönelik işkence, talan, kaçırma, taciz ve tecavüz olayları uluslararası kurumların raporlarıyla da belgelendi.   Haziran ayında Basûfan köyünde yaşayan Xezal Derwîş Erebo'nun evine baskın yapılarak eşinin elleri ve kolları bağlanırken, Kora köyünden Zeyneb Şêxo’nun evine Ehrar El Şariye grubunca yapılan baskında, işkence sonucu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesi, kadınlara yönelik şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. Aynı şekilde Sultan Murad isimli grubun Dêrsiwan köyünde bir kadını ve çocuğu silahla taraması ve aynı grubun insan kaçakçılığı yaptığı sırada bir kadına sınırda tecavüz etmesi, kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet ve katliamın yalnızca birkaç örneği.   Dosyamızın bu bölümünde Avukat Roşîn Hido bu tablodan yola çıkarak 25 Kasım’a giderken konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘Efrîn’de savaş suçu var’   Efrîn’de birçok savaş suçu işlendiğini belirten Roşîn Hido, kadınların yoğun şiddet gördüğünü söyledi. Roşîn Hido, “Efrîn’in işgalinden bu yana kadın, çocuk ve doğaya karşı birçok suç işlendi. Tüm kamuoyunun gözleri önünde bugüne kadar da bu durum devam ediyor. Sadece insan ve doğa da değil, yer altı ve yer üstü tüm zenginlikler ve değerler şiddetle karşı karşıya kalıyor. Efrîn’in tarihi eserleri çalındı tüm bunlar uluslararası kurumların raporlarında da insanlığa karşı suç olarak tanımlandı. Bu da Efrîn’de savaş suçu olduğunu gösteriyor. Bu savaş suçuna ve kadına yönelik şiddete karşı birlik olmalıyız ve direnmeliyiz” sözlerini kullandı.     ‘Kadınlar cezaevlerinde hücrelere konuluyor’   Efrîn’de şiddetin en büyüğü ile kadınların yüz yüze kaldığını dile getiren Roşin Hido, “İşgal altındaki 7 yıl içerisinde en çok kadınlar şiddete maruz kaldı. Birçok kadın kaçırıldı, katledildi, gözaltına alındı, işkenceye maruz kaldı, tecavüze ve psikolojik saldırıya uğradı. Birçok çocuk Efrîn’in işgalinin ardından evlendirildi. Özerk Yönetim içerisinde yer aldıkları gerekçesi ile birçok kadın tutuklandı, cezaevine konuldu. Hücrelerde tutuldu” diye belirtti.     ‘Kadınlar özgürlükten yoksun bırakıldı’   Efrîn’de saldırı öncesinde kadınların özgür olduğunu ifade eden Roşîn Hido, şu anki durumu ise şu sözlerle özetledi: “Efrîn işgal edilmeden önce Özerk Yönetim güçlü bir şekilde inşa edilmişti. Kadınlar bu projede çok aktif olarak yer aldı, kimliklerini sahip çıkıyorlardı. İşgalden önce Efrînli kadınlar özgürlük yolunda önemli bir gelişim kat etmişti. Ancak işgal ile bu değişti. İşgalden günümüze kadar kadınlar her türlü şiddet ile yüz yüze kaldı. Özgürlüklerinden yoksun bırakıldı. Zindana dönüştürülen evlerde korku içinde yaşıyorlar. Yine Efrîn’de ‘intihar’ olayları giderek artıyor. Bu ‘intiharlar’ baskı ve kentte güvenli bir ortamın olmamasının sonucu.”   ‘Efrînli kadınların şiddete karşı mücadelesi sürüyor’   Şiddetin artarak devam etmesine karşı Efrînli kadınların buna karşı mücadelesinin de sürdüğünü ifade eden Roşîn Hido, “15 Eylül’de Efrîn’in Kaxir köyünde kadınlar şiddete karşı alana çıktı. Yapılan saldırı sonucu birçok kadın yaralandı. Efrînli kadınların şiddete karşı mücadelesi sürüyor. Efrînli kadınların bu cesareti Arîn Mirkan’ın fedailiğine ve YPJ içinde yer alan kadınların direnişine dayanıyor. Onlar en şiddetli teröre boyun eğmedi. Kadınların fedailiği, bugün tüm dünyada yankılanıyor. Bu yüzden Türk devleti ve çeteleri Efrînli kadınlardan intikam almak istedi. Ancak buna karşı Efrînli kadınların mücadelesi sürüyor” şeklinde konuştu.    ‘Efrînli kadınlara yönelik saldırı ve şiddet sürüyor’   Efrîn’de kadın, çocuk ve yurttaşlara karşı sistematik bir saldırının olduğunun altını çizen Roşîn Hido, şunları dile getirdi: “25 Kasım’a giderken yine kadınlara yönelik saldırı, işkence var. Her ne kadar uluslararası kurumlar ve imzalanan antlaşmalar olsa da hiç kimse kadına yönelik şiddete karşı çıkıp sorumluluğunu yerine getirmedi. Hala kadına yönelik şiddet, öncü ve siyasetçi kadınların imha edilmesine yönelik saldırılar sürüyor. Şimdi Efrîn’de Türk devleti ve çeteleri kadın, çocuk ve yurttaşlara yönelik saldırılarını sürdürüyor.”   ‘Uluslararası kadın kurumları sorumluluklarını yerine getirmeli’   Roşîn Hido, son olarak dünyadaki kadın örgütlerine çağrı yaparak sorumluluklarını yerine getirmelerini istedi ve şunları ekledi: “Uluslararası kadın kurumları, kadınların siyasette yer almaları, şiddet görmemeleri, kadın haklarını geliştirmeleri, ekonomik olarak gelişimleri için seslerini yükseltmeli. Çünkü şiddetin devam etmesinin nedeni sessizlik. Uluslararası tüm kurumlarda yer alan kadınlar birlik olmalı, şiddete karşı sorumluluklarını yerine getirmeli. Efrîn’deki Türk işgaline karşı uluslararası alanda seslerini yükseltmeli ve Türkiye’ye baskı yapmalılar.”   Yarın: Mexmûr Kampı’ndaki şiddete karşı mücadeleyi anlattı