‘İnsan diliyle vardır’ 2024-10-19 09:03:21     Neslihan Kardaş   WAN - Kürtçeye yönelik saldırılara ve Kürt halkına yönelik asimilasyon politikalarına ilişkin konuşan MEDYA-DER yöneticisi Berivan Canbey, insanın diliyle var olduğunu belirterek, “Dilimize sahip çıkmak için en önemli noktalardan birincisi çocukların Kürtçe öğrenmesini, ikincisi ise açtığımız dil kurumlarına halkın gelmesini sağlamaktır” dedi.   Kürdistan’da özel savaş ve asimilasyon politikaları ile Kürt dili ve kültürü hedef alınırken, son yıllarda bu yönlü saldırılar daha da yoğunlaştı. İktidarın Kürt diline, kültürüne, Kürt halkının varlığına olan tahammülsüzlüğü her gün farklı bir şekilde gözler önüne serilirken, Amed’te dil kurumlarına yönelik gerçekleştirilen saldırılar bu tahammülsüzlüğün bir kanıtı. Kürt halkının kendi dil ve kültürünü sahiplenmedeki mücadelesi ise iktidarın tüm politikalarını boşa çıkarmaya devam ediyor.   Bêdlîs’in (Bitlis) Tetwan (Tatvan)  ilçesinde kurulan Dil ve Edebiyat Derneği (Komaleya Ziman û Wêjeyê / MEDYA-DER) yöneticisi Berivan Canbey Kürt diline yönelik saldırılara ilişkin konuştu.   ‘Dilimizle yaşadıkça hiçbir savaşta yenilmeyiz’   Günümüzde dil ve kültüre yönelik şiddetin en önemli konulardan biri olduğunu vurgulayan Berivan, Kürt dili ve kültürünün yok sayılmasının özel savaş politikalarının en etkili yanı olduğunu söyledi. Berivan, “21’inci yüzyılda en önemli şey dildir. Bu sebeple en çok dile yönelik saldırılar oluyor. Çünkü ‘dilinden ve kültüründen koparılan bir halk yok olur ve tekniki savaşa ihtiyaç kalmaz’ düşüncesi var. Ama biz dil ve kültür alanında güçlendikçe, kendi dilimizi konuşup, kendi dilimizle yaşadıkça hiçbir savaşta yenilmeyiz. İnsan kendi kültürü ve dili konusunda kendini yeterince beslediğinde tekniki savaş da artık etkisiz kalır. Bu bir savaştır ve biz ne kadar bu savaşa karşı durup kendimizi savunursak o kadar güçleniriz” dedi.   ‘Önce dil bilince varmalı ve bu bilinci yaymalıyız’   Dile yönelik asimilasyon politikalarının yoğunlaşmasının en önemli nedeninin “dili yok olan bir halk yok olmaya mahkumdur” düşüncesi olduğunu ifade eden Berivan, “Kürtlere yönelik saldırıların amacı da halkı yok etmek olduğu için en çok dile ve kültüre saldırıyorlar. Kürdistan’ın dört parçasında da yürütülen dile yönelik saldırılar kişiyi yok etme amacındadır. Kürt kişiliğini öldürebilmek için önce dillerini yok etmeleri gerekiyor. Bütün milletler dilleri tanınıyor. Biz de başka bir dille kendimizi ifade edip tanıttığımızda Kürt olmaktan çıkıp başka bir millet oluyoruz. Bu yüzden dilin önemli olduğunu söylüyoruz. Ben kendimi dilimle tanıtıp, dilimle konuşmadığımda ‘ben Kürt’üm’ diyemem. İnsan diliyle vardır. Biz dilimizi yok saydığımızda aslında kendimizi yok saymış oluyoruz. Biz kendimizi yok saymadığımız sürece kimse bizi yok sayamaz. Kürt olmanın en önemli yanı dildir bu sebeple en büyük savaşlar dil üzerinden yürütülüyor. Bu sebeple önce dil bilince varmalı ve bu bilinci yaymalıyız. Bu bilinç yayıldığında insanlar en çok kendi dillerine sarılacak ve kendi dilini savunacaktır” sözleriyle konuştu.   ‘Kürtçeyi kendimizde yaşatmamız lazım’   Kürtçeye daha çok sahip çıkmak için her yerde dil kurumları açıldığına işaret eden Berivan, kurumların açılması dışında yapılması gereken en önemli şeylerden birinin de evde Kürtçe konuşmak olduğuna dikkat çekti. Berivan, “Kesinlikçe çocuklarımıza ilk olarak Kürtçe öğretmek gerekiyor. Çünkü çocuklar konuşmaya ilk başladıkları andan itibaren teknoloji üzerinden Türkçe öğreniyorlar. En önemli noktalardan birincisi çocukların Kürtçe öğrenmesi, ikincisi ise açtığımız dil kurumlarına halkın gelmesini sağlamaktır. İşimiz sadece kurum açmakla bitmiyor. Halkın kendiliğinden kurumlara gelmesi gerekiyor. Halkın kurumlara gelmesi için ekstradan bir çalışma yapmaya gerek kalmamalı. Halk dil kurumlarını sahiplenmeli. Bunun için de az önce belirttiğim gibi dil bilincinin yayılması çok önemlidir. Bizim Kürtçeyi kendimizde yaşatmamız lazım. Sadece konuşmak değil, yaşatmak gerekiyor. Mesela biz her eylemde artık Türkçe konuşuyoruz.  Artık kendi dilimize önem vermeli ve kendi dilimizle eylem ve etkinliklerimizi yürütmeliyiz” şeklinde kaydetti.