DBP: 13 Ekim’de Sayın Öcalan’ın sesini duyuralım 2024-09-30 12:01:28     AMED - DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, özel savaş politikalarına karşı 15 kente 3 bin 200 kadınla bir araya gelerek 73 atölye gerçekleştirdiklerini belirtti. Berivan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sesinin her alana ulaşması için 13 Ekim’de Amed’de, yapılacak mitinge katılım çağrısında bulundu.     Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, gündemdeki gelişmelere ilişkin DBP Genel Merkezi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi.  Berivan, toplantıda gündemdeki güncel gelişmeler ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridi değerlendirdi.    ‘Kadınların mücadelesini yerde bırakmayacağız’   Sözlerine, 2 yıl önce 4 Ekim’de Silêmanî’de katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Yayın Kurulu üyesi gazeteci ve akademisyen Nagihan Akarsel’i saygıyla anarak başlayan Berivan, Nagihan’ın yıllarca Kürt halkının verdiği özgürlük mücadelesinde, soluksuz bir mücadele yürüttüğünü dile getirdi. Berivan, “Orta Doğulu kadınların karanlıkta bırakılmış bilgelik tarihini açığa çıkarmak için çalıştı. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Katledilen hiçbir kadın arkadaşımızın mücadelesini yerde bırakmayacağız. Bugün cinsiyetçi, milliyetçi, din istismarcı erkek egemen sistem dünyanın her yerinde kadınlara yönelik saldırılarını devam ettiriyor. Afganistan’da kadınların sesini kısmak isteyen kadın düşmanı erkek egemen zihniyet, Süleymaniye’de Kürt gazeteci Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’i katlederken, İran’da gazeteci ve kadın hakları savunucusu Pexşan Ezîzî ile Şerîfe Muhammedî’yi idam cezası ile yargılıyor. Tüm kadın kırım politikalarına karşı Rojhilat’tan Hindistan’a, Afganistan’dan tüm Avrupa’ya, kadınların Jin Jiyan Azadî isyanı dünyanın her köşesinde yankılanıyor” dedi.     ‘Jin Jiyan Azadî felsefesi özgür ve güvenli yaşamın anahtarı’   'Jin Jiyan Azadî' felsefesinin çocukların özgür ve güvenli bir yaşam içerisinde yaşamalarının bir anahtarı olduğuna dikkat çeken Berivan, çocuklara dönük gerçekleşen suçların özel savaş politikalarından bağımsız düşünülmemesi gerektiğini kaydetti. Berivan, “8 yaşındaki Narin Güran cinayeti karanlık odakların kirli ilişkilerini ifşa etmiştir. Cinayeti soruşturmak için alanda olan arama kurtarma ekipleri, ilgili kurumlar Narin’i bulmak yerine adeta delilleri karartmak için ordaydılar. Cinayette ailenin nasıl da organize bir şekilde davrandıkları, ‘aile bizim dostumuzdur, bilmediğiniz şeyler var’ diyen AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu ile açığa çıkan ilişkileri, köy muhtarı olan Narin’in amcasının bahsettiği mermi ve silahlar, akıllara Hizbulkontranın cinayetlerini getiriyor.  Kürdistan halkının hafızası hala dipdiri. Karanlık odaklar el birliği ile gerçekleri karartmanın peşinde olsalar da bizler bu cinayetin karanlıkta kalmasına asla izin vermeyeceğiz. Kamuoyunu şeffaf biçimde bilgilendirmeyen zihniyet, olayı magazinleştirerek dosya bilgilerini sızdırıyor. Suça ortak olan tüm kişi, kurumlar yargılanıp cezalandırılana kadar gerçek adalet sağlanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.     ‘Özgür basın emekçilerini susturamazsınız’   Devletin özel savaş politikalarıyla toplumsal çürümeyi hedeflediğine vurgu yapan Berivan, Colemêrg’de yürütülen özel savaş politikasına değindi. Berivan,  “Bunu ifşa eden özgür basın emekçisi Rabia Önver’in evine baskın yapıldı ve arama kararı çıkartıldı. Çünkü iktidar bloğu Kürdistan’da kadın özgürlük mücadelesinden korkuyor, bizlerden korkuyor. Bu yüzden korucuların, üniformalıların, AKP’li siyasetçilerin yer aldığı bu çete grubunu yargılayıp cezalandıracağına, hakikati açığa çıkaran özgür basın emekçisi Rabia Önver’i susturmaya çalışıyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; hakikatin izinde olan özgür basın emekçilerini susturamazsınız. Hakkari’de yürütülen özel savaş politikalarına karşı kadın meclisimiz olarak Hakkari’de olacağız. Halkımızla olacağız. Bu politikaları toplumla birlikte boşa çıkaracağız” sözlerine yer verdi.     15 kente 3 bin 200 kadınla buluşuldu    Berivan konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kadın meclisimizin devletin özel savaş politikalarına karşı yürüttüğü çalışmalar devam ediyor. Kürdistan’da devam ettiğimiz özel savaş politikaları atölyelerimizi Türkiye’deki kadınlarla da yapacağız. Bugüne kadar Kürdistan’ın 15 kentinde üç bin iki yüz kadınla 73 atölye gerçekleştirdik. DBP olarak başlattığımız örgütlenme hamlesinde ise kadınların öncülüğünde toplumun tüm alanlarını örgütleyeceğiz. Örgütleniyoruz ve öz savunmalarımızı güçlendiriyoruz. Ahlaki politik toplumu inşa etmeye, toplumu savunmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Bizleri durduramayacaksınız.    Ağustos ayında 31 kadın katledildi    Ağustos ayında 31 kadın katledildi, 15 kadın da şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadın düşmanı rejimin erkek yargısı cezasızlık politikalarıyla erkek failleri korurken, aileyi kutsallaştırarak bu cinayetlerin gerekçesi haline getirmeye çalışıyor. Toplumun değerlerini çarpıtarak cinayetleri normalleştirmek istiyor. Erkek egemen zihniyetin kadınları katletmesine karşı bizler özgür eş yaşamı toplumun tüm mekanizmalarında yaşamsallaştırıyoruz.  Eşbaşkanlık sistemimiz, eşit temsiliyet yaklaşımımız kadınların yaşamın her alanında özne kılmaya devam ediyor. Katledilen tüm kadınların hesabını yürüttüğümüz mücadeleyle soracağız.    Komplonun üzerinden geçen 26 yıl    AKP-MHP iktidarının kadınlara, emekçilere, gençlere, çocuklara, toplumun tüm kesimlerine yönelik yürüttüğü düşmanlık siyaseti, Kürt halkının soykırımını gerçekleştirmeye dönüktür. 42 aydır haber alamadığımız Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit aslında bu soykırım politikalarının devamıdır. 9 Ekim 1998’de uluslararası güçler ve bölge ülkeleri tarafından Sayın Öcalan ‘a yönelik başlatılan uluslararası komplonun üzerinden 26 yıl geçti. Sayın Öcalan’ın çözüm tezleri Orta Doğu’daki savaşlara son verecek ve barış içerisinde bir arada yaşamın olanaklı mümkün kılacak önerilerdir. Uluslararası komplo sonrası sadece Türkiye ve dört parça Kürdistan’da değil bütün Orta Doğu’da savaşlar büyümüş çatışmalar derinleşmiştir. Sayın Öcalan’ın kapitalist modernite karşı demokratik moderniteye dayanan çözüm önerileri dünyadaki tüm çatışmaların son bulmasında oldukça etkili çözüm önerileridir. Toplumu savunmaya devam eden Sayın Öcalan’ın sesi tamamen kısılarak topluma ulaşması engelleniyor. Tam da bu nedenle DBP olarak ‘Savaşa Karşı Barış, Tecride Karşı Özgürlük Komploya Karşı Direniyoruz Özgürlük İçin Amed’te Buluşuyoruz’ sloganıyla 13 Ekim’de Amed’deyiz.     İktidar Kürt halkının her şeyine saldırıyor   AKP-MHP iktidarı dört parça Kürdistan’da savaş siyasetinde ısrarı tecrit uygulamasından ayrı düşünülemez. İktidar bloğu bir yandan Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırına devam ederken diğer yandan Güney Kürdistan’da KDP işbirliği ile ilhak ve işgal ile Kürt halkını göçe zorluyor, bölgeyi Kürtsüzleştirmeye çalışıyor. Her gün MİT eliyle onlarca Kürt siyasetçi, gazeteci, yazar katlediliyor. Başta Türkiye Dışişleri bakanının canlı yayında açıkça Kürdistan Bölgesel Yönetimini ve Irak'ta meşru olan YNK'yi açıkça hedef alması, sonrasında istihbarat eski başkanının açıktan suikast itirafı Nagihan Akarsel’i ve gazeteci Gülistan Tara ile Hêro Bahadîn’nin katledilişlerinin de itirafıdır. Bugün Irak'ta Kürt siyasetinde önemli şahsiyetlere yönelik suikast çağrısı, kriminalize etme çabalarını kabul etmiyoruz. 3’üncü Yol siyasetimizle onurlu bir barışı kadınların öncülüğünde sağlayacağımızı bir kez daha yineliyoruz.   Kadın özgürlükçü toplumu inşa ediyoruz   Kürtlerin halayını suç sayan, Kürtçe trafik uyarılarını silen, şimdi de Kürtçe dili üzerinde çalışma yürüten MED-DER’e, çok dilli yayın yapan Payîz Pirtûk , Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi ile çok sayıda eve baskın yaparak gözaltılar gerçekleştiren bu rejim bilsin ki, anadilimizle, halaylarımız türkülerimizle bizler varız. Dilimize, kültürümüze ve kimliğimize sahip çıkacağız. Kürt düşmanı asimilasyon politikalarınıza karşı varlığımızla, kimliğimizle, emeğimizle anadilimizde konuşmaya, yaşamaya mücadele etmeye devam edeceğiz. Dilimizi ve kültürümüzü savunmaktan bizleri alıkoyamayacaksınız. Bizle, tüm dünya kadın mücadelesine ilham olan kadın özgürlük mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz. Sadece isyan ve muhalefet ederek değil kadın özgürlükçü toplumu inşa ediyoruz.”