‘Baskılara karşı mücadelede ısrarcı olmalıyız’ 2024-09-25 10:35:36     İSTANBUL - Kürt dil kurumlarına yönelik baskın ve gözaltılara karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Kürt Araştırmaları Derneği Eşbaşkanı Remziye Alparslan, “Kürt halkı, diline her zamankinden daha fazla sahip çıkmalı. Baskılara ve gözaltılara karşı mücadelede ve sahip çıkmada ısrarcı olmalıyız. Kendi dilimize, kimliğimize, kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmalıyız” çağrısında bulundu.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı bir soruşturma gerekçesiyle Amed'de dün sabah saatlerinde Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ve Anka Dil Kooperitifi ile çok sayıda eve polis tarafından baskın düzenlendi. Baskınlarda en az 25 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında dosyada gizlilik kararı bulunurken, 24 saat avukat kısıtlılık kararı da sona erdi. Amed başta olmak üzere birçok kentte protestolar düzenlenirken, tepkilerden biri de Kürt Araştırmaları Derneği’nden geldi. Dernek Eşbaşkanı Remziye Alparslan, Kürt dil kurumlarına yönelik baskın ve gözaltılara ilişkin ajansımıza konuştu.     ‘Kürt sorununun çözümsüzlüğü isteniyor’   Hem Kürt halkına hem de Kürtçe diline yönelik baskıların giderek arttığına dikkat çeken Remziye, Kürtçe eğitim veren derneklere ve Kürtçe yayınları satan kitabevine yönelik baskının, Kürt sorunundan bağımsız olmadığını ifade etti. Remziye, “Bu saldırılar, hem kişilere hem derneklere yönelik bir saldırıdır. Kürtçe eğitim veren derneklere yönelik baskılar gittikçe artıyor. Devletin tüm bu politikaları,  Kürt sorununun çözümsüzlüğünü istemesinden kaynaklıdır. Çünkü Kürt sorununun çözülmesini istemiyor. Kürt halkının statü sahibi olmasını bir çözüme kavuşmasını istemiyor. Devlet, Kürt halkının kendi dilini, kültürünü, değerlerini, varlığını ve derneklerini yaşatmasın istiyor. Bundan dolayı da baskılar giderek artıyor. Kürt halkına yaşamın her alanını daraltmak istiyor” dedi.   ‘Halk kendi köküne ve toprağına sahip çıkmalı’   “Dün yapılan baskınlarda da gördük ki, Kürtçe diline yönelik tahammülsüzlüğün bir sonucudur”  diyen Remziye, devletin Kürt halkına yönelik sürdürdüğü özel baskı ve saldırı politikalarının bir parçası olduğunu söyledi. Remziye, “Bütün bunları devletin politikalarından bağımsız ele alamayız. Yaşamın her alanında Kürtçe dilini kısıtlamak istiyorlar.  Büyük bir baskı yürütmek istiyor. Buna izin vermemeliyiz. Kürtçe dilinin kriminalize edilmesine izin vermemeliyiz. Baskılanmasına sindirilmesine ve yok edilmesine izin vermemeliyiz. Kürt halkı her alan da kendi diline ve derneklerine sahip çıkmalı. Kürt halkı bu kriminalize edilmeye çalışılan politikalara karşı kendi statüsünü ve kendi varlığını korumalı. Kendi köküne ve toprağına sahip çıkmalı” şeklinde konuştu.   ‘Mücadelede ve sahip çıkmada ısrarcı olmalıyız’   Gözaltı ve baskıları “Devletin sürdürdüğü savaş politikalarının bir parçası ve bunu  bağımsız ele alamayız” sözleriyle tanımlayan Remziye, iktidarın baskı ve saldırı politikalarına karşı Kürt halkının Kürtçe diline ve Kürtçe eğitim derneklerine sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Dayanışmanın ve mücadele etmenin her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunun altını çizen Remziye,  “Kendimize bu soruyu sormalıyız.  Türkçe her şeyi okuyor ve yazıyoruz. Neden kendi dilimizi bilmiyor, yazamıyor ve okuyamıyoruz? Neden kendi dilimizle kendimizi ifade edemiyoruz? Bu soruları kendimize sorduğumuzda her zamankinden daha fazla sahip çıkma ihtiyacı olduğunun farkına varacağız. Çünkü bu baskılar bize şunu gösteriyor; Kürtçe, yaşamın her alanından kaldırılmak isteniyor. Aynı zamanda Kürt kimliği de ortadan kaldırılmak isteniyor. Onun için tüm bu baskılara karşı biz de mücadelede ve sahip çıkmada ısrarcı olmalıyız. Kendi dilimize, kimliğimize, kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmalıyız. Her daim Kürt halkının statüsünü savunmalı ve istemeliyiz. Statüsüz kendimizi savunamayız” ifadelerine yer verdi.   ‘Gözaltı ve baskıları kınıyorum’   İktidarın yürüttüğü baskı, sindirme ve saldırı politikaları karşısında Kürt halkının mücadele etmesi gerektiğini ifade eden Remziye, konuşmasına şöyle devam etti: “Kürt halkı bu baskılara boyun eğmemeli.  Artık Kürt halkının statüsü, Kürt halkının isteği ve Kürt halkının varlığı doğru tanınmalı. Kürt halkının payına soykırım düşmemeli artık. Yüz yıllardır devam eden bu baskı ve sindirme politikaları Kürt halkının statü sahibi olmaması yönünde. Kürt halkı statüyü hak ediyor ve kazanmalı da. Mücadelesini de buna göre vermeli. Kürt halkı kendi isteklerini ve arzularını büyük bir ısrar ve yüksek bir sesle yükseltmeli. Nerede diline yönelik bir baskı varsa orada kendi diline sahip çıkmalı.  Baskı ve gözaltıları kınıyorum.  Kürtçe diline yönelik baskıların bir an önce ortadan kalkması için herkesin Kürt halkına ses vermesi gerekir. Kürt halkı baskı ve gözaltı saldırılarına karşı her zaman direndi, direnmeye de devam ediyor. Kürt halkı iradesiyle, söylemi ile bugün de hala kendi dediği üzerinde durmuştur ve durmaya da devam edecektir.”