Kadın kadının kurdu değil yurdudur 2024-09-25 09:05:02     "Hem devletin yönelimleri hem de eril bakış açısına karşı mücadelelerini sürdüren kadınlar, kadın mücadelesi açısından en önemli mecra oldu. Kadınları gazetelerin üçüncü sayfalarındaki mağduriyetten çıkartıp, kadınların ses ve sözleriyle ekranlarda, gazetelerin manşetlerinde yer almalarını sağladı ve 'kadın kadının kurdu değil, yurdu oldu'."   Pınar Ural   İçinde bulunduğumuz yüzyılda dünyanın dört bir yanında güçlenen ve büyüyen kadın hareketleri, kazanımlar, özgürlük ve toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadeleyi yükseltiyor. Bunu da ataerkil sistem ve toplumsal yapılara meydan okuyarak yapıyor. Sadece söylemle değil, eylem ve hareketlilikleriyle “kadın kadının kurdudur” gibi sözleri yer bir ederek “kadın kadının yurdudur” diyerek, yapıyor.    Bu örgütlülük ve kararlılığın en büyük değişim ve dönüşüm yarattığı alanlardan biri kuşkusuz yıllarca eril zihniyetin hakimiyetinde bırakılan basın. Bu anlamıyla “3 kadın bir araya geldiğinde dedikodu olur”, “iki kadın asla bir arada yapamaz” algılarını yerle bir eden Kürt kadınların hakkını teslim etmek gerekir. İki kadın gazetecinin bir araya gelmesiyle atılan adım Amed’den tüm kentlere yayıldı. “Ve yazıyoruz... Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz” diyerek yola çıkan kadınlar, bir geleneğin de kurucusu oldu. Sahadaki duruşları ve yayıncılıklarıyla kadın mücadelesini kamuoyunda görünür kılan, erkek egemen medya sisteminde bir delik açan kadınlar, devletin yönelimlerine ise her yıl kuruluş şiarlarıyla cevap verdi.    Türkiye’nin ilk kadın haber ajansı olarak 2012 yılının 8 Mart’ında kurulan Jinha, 4 yıl sonra "darbe girişiminin" ardından 29 Ekim 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmasına kadın gazeteciler,  “Medyanın diline, çuvaldız niyetine” diyen Gazete Şûjin (Çuvaldız) ve “Kadının kalemiyle hakikatin izinde” diyen JINNEWS ile yollarına devam etti ve kadınlar başta olmak üzere tüm ötekilerin sesi oldu. Sadece medyanın eril dilini ve meslekteki temsiliyeti değil, yerellerdeki siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve kuruluşların da bakış açısını değiştirdi.    Hem devletin yönelimleri hem de eril bakış açısına karşı mücadelelerini sürdüren kadınlar, kadın mücadelesi açısından en önemli mecra oldu. Kadınları gazetelerin üçüncü sayfalarındaki mağduriyetten çıkartıp, kadınların ses ve sözleriyle ekranlarda, gazetelerin manşetlerinde yer almalarını sağladı ve “kadın kadının kurdu değil, yurdu oldu”.