‘Jin Jiyan Azadî’ Konferansı: Birlik olmak ulus-devleti çözer 2024-01-21 21:20:27     HABER MERKEZİ - Jin jiyan azadî direnişinin öznelerinin ilişkilerini henüz güçlendirmediğine işaret eden Dr. Rojîn Mokriyanî, “Özgür ulus temelinde çözüm için birlik olursa, mevcut sorunların hepsinin kaynağı; yani ulus-devlet çözülür” dedi.   Komalên Azadiya Jinên Kurdistan (Doğu Kurdistan Kadın Topluluğu-KJAR), İsviçre’nin başkenti Stockholm’de 2 gün süren “Jin, Jiyan, Azadî” konferansı gerçekleştirdi. Çok sayıda ülkeden kadınların katıldığı konferansın ikinci günü de yoğun geçti. Konferans, İsveç ve Kanada Akademisi’nde eserleriyle bilinen Dr. Nîda Hoşeg’in konuşmasıyla devam etti.   Nîda, Orta Doğu kentlerinin, ekolojinin, yerleşimlerin tahrip edilmesinin yanı sıra ekoloji ve kadın devrimine dair konuştu.   ‘Ekofeminizm Rojhilatlı kadınların gündeminde’   Orta Doğu’daki egemenlerin, özellikle İran rejiminin, diktatörlüklerini sürdürmek adına İran ve Kurdistan’ın doğasını ve şehirlerini yok ettiğine dikkat çeken Nîda, “Milyonlarca insanın hayatı giderek daha fazla yok ediliyor. Geldiğimiz aşamada su içmek bile İran’da herkesin yapamayacağı bir şey. Doğal kaynakların herkesle paylaşılmaması toplumsal kesimler arasında büyük çatışmaların nedeni haline gelmiştir. Doğanın tahrip edilmesinin etkisi şüphesiz en çok kadınlar üzerine olmuştu. Toplumun tamamında bir kriz yaşandığında, toplumun hangi kesimi bundan daha çok etkileniyorsa, bu kesim direnişin ön saflarında yer alıyor. Ekolojinin tahribatından en çok kadınlar etkileniyorsa, doğa için direnişte de kadınların ön saflarda yer alacağını söyleyebiliriz. Bu noktadan itibaren feminist direnişin merkezinde artık ekoloji adına direniş alternatifi var. Ekolojinin bozulması nedeniyle işgal politikalarıyla kadınların göç edip topraklarını terk ettiğini, devletin onlara yönelik şiddetinin azalmadığını, bütün ülkeyi askeri sanayiye çevirdiklerini görüyoruz. Bu nedenlerden dolayı ‘ekofeminizm’ kelimesi artık İran ve Rojhilatê Kurdistan’daki kadınların gündeminde. Bu anlayış, Jîna Emînî’nin katledilmesi ve ‘Jin jiyan azadî’ isyanından sonra daha da güçlü bir şekilde gündeme geldi” dedi   ‘Ulus-devlet sistemi tartışılmalı’   Dr. Nîda'dan sonra İrlanda Cork College Üniversitesi’nden tahakküm, işgalcilik, milliyetçi iktidarın inşası üzerine çalışan Rojîn Mokriyanî söz aldı. Ulus devlet sistemine değinen Rojîn, her ne kadar dünyanın her yerinde kadın direnişinden bahsedilse de bu gerçek göz önünde bulundurularak ve direnişin birliği için, kendisini ekolojik, ekonomik, saldırganlık ve işgalcilik krizi üzerine inşa eden ulus-devlet sisteminin tartışılması gerektiğini söyledi.   Etnik soykırım, cinsel şiddet ve yıkım   Rojîn sözlerini şöyle sürdürdü: “İran coğrafyasında güncel sorunlar öyle bir hal aldı ki, tüm sorunların kökenlerine ve kaynaklarına birlikte bakıyoruz; tüm nedenler tek elden hakim olmak için bir araya geldi. Aynı zamanda bir ulus-devlet sistemidir. Mesela ulus-devlet-erkek egemenliği sistemi ile kapitalizm her yönüyle birleşmiş ve bunun sonucunda etnik soykırım, cinsel şiddet ve yıkım, emek sömürüsünün yanı sıra ekolojik yıkım da ortaya çıktı.   Birlik, ulus-devleti çözer   Jîna Emînî cinayetinin ardından öyle büyük bir isyan başladı ki, bütün dünya mutlaka kadın birliğini ve direnişini konuşuyor. Ancak bu direnişin tarafları ilişkilerini henüz derin ve sağlıklı bir şekilde güçlendirmiş değil. Ulusal sorun tartışılmadığı için toplumun her kesimi direnişte daha güçlü bir şekilde yer alamıyor. Mesela tüm isyan süreci boyunca Kurdistan ya da Belucistan sorunu hiç tartışılmadı. Direniş partileri bu temelde ortak bir dil ve söylem inşa edemediler. Ne yazık ki bu, gelecekte direniş kıvılcımını da bastıracaktır. Özellikle çokuluslu soruna çözüm bulunamaması, İran’ın sol grup ve fraksiyonları arasında büyük çatışmalara neden oldu. KJAR, ulusal sorunun çözümü için özgürlük hareketinin gerçek bir misyon ve paradigmaya sahip olduğunu, bu paradigmanın mimarının da Abdullah Öcalan olduğunu beyanında açıkça ortaya koymuştur. Özgür ulus temelinde çözüm için birlik olursa, mevcut sorunların hepsinin kaynağı; yani ulus-devlet çözülür.”