‘Tüm sorunların çözümü İmralı’dan çıkacak söze bakıyor’ 2024-01-04 09:10:30     Pelşin Çetinkaya   AMED - İmralı’da tecrit uygulaması 8 yılı aşkın süredir devam ederken, İmralı’da tutulan Veysi Aktaş’ın kardeşi Sabiha Aslan, ülkede yaşanan sorunların tecride dayandığını ve bu sorunların bitmesinin de  İmralı’dan çıkacak tek bir söze baktığını dile getirdi.   İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'tan 25 Mart 2021 tarihinden bu yana  hiçbir haber alınamıyor. 34 aydır kendisinden haber alınamayan Veysi Aktaş’ın ailesi ve avukatlarının yaptığı görüşme başvurularına ya yanıt verilmiyor ya da kimi gerekçelerle başvurular reddediliyor. Her geçen gün ağırlaşan tecride karşı Kurdistan, Türkiye ve Avrupa kentlerinde hem tutsaklar hem de Kürt halkı öncülüğünde çeşitli eylem ve etkinliklerin gerçekleştirildiği “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası da devam ediyor.   Veysi Aktaş’ın kardeşi Sabiha Aslan, İmralı’da başlayan ve tüm topluma sirayet eden ağırlaştırılmış tecride dair konuştu.   ‘İmralı’ya ulaşma sürecimizde geçen 3 saat bir nevi tecritti’   İmralı’da tutulan kardeşi Veysi ile en son 2018’de görüştüğünü ifade eden Sabiha, “O görüşmeyi de yapmış saymıyorum. Bir insan 45 dakikada ne konuşabilir, ne ifade edilebilir ki” dedi. Abisi Veysi ile görüşmek için İmralı Adası’na ulaşana kadar çok kötü şartlardan geçtiğini dile getiren Sabiha, “Yol boyunca çok fazla aramalardan geçtik, yolculuğumuz sırasında denizdeki yolculuğumuz bir işkenceydi resmen. Bir nevi aslında o yol süreci bizim için 3 saatlik bir tecritti. İmralı ıssız, basık ve nemliydi. Orası normal bir cezaevi değildi” ifadelerini kullandı.   ‘Kürtçe konuşunca dinleme cihazı konuldu’   Sabiha, Veysi ile görüştüğü sırada da baskı altında olduklarını belirtirken, “Benimle birlikte 4 kişi İmralı’ya gittik. Orada kalan 4 kişinin ailesinden birer kişi görüşmeye gelmişti. Görüşmeyi 2’şerli 2 grup şeklinde yaptılar. 4 farklı oda vardı. Hepimizin görüş odası farklıydı. Hiçbirimiz birbirimizi görmedik. Sadece bir ara Önderliğin sesini duydum. Veysi ile görüşme odamız çok küçüktü. Odanın ortasında yuvarlak bir masa vardı. Veysi hatta Önderlik ile bu masada görüştüklerini de söyledi. Veysi’yle görüşme esnasında odada 2 kişi vardı ve yüzleri maskeliydi. Veysi’yle Kürtçe konuşmayı talep ettim. Bana neden Türkçe konuşmadığımızı söylediler. Ben de çocukluktan beri Veysi’yle Kürtçe konuştuğumuzu söyledim. Onlar da bize o halde dinleme cihazı bırakacaklarını söyledi ve masaya dinleme cihazı bıraktılar. Bana bir şey dediklerinde ya da ben onlara bir şey dediğimde benimle asla göz teması kurmuyorlardı. Aramadan görüşmeye kadar sorduğum hiçbir soruya cevap vermediler” sözleriyle görüş koşullarını anlattı.   ‘İmralı başlı başına bir tecrit merkezi’   İmralı’nın başlı başına bir tecrit merkezi olduğunun altını çizen Sabiha, tecridin sadece görüşmeme, haber alamama hali olmadığına dikkat çekti. Sabiha, “Orada ne hak, ne hukuk ne de adalet var. Evet, biz gittik sadece 45 dakikalık görüş yaptık ama bunu bir nimetmiş gibi görmemek lazım. Zaten bu bizim hakkımızdı” şeklinde konuştu. Sabiha, devletin kendisinin hukuksuzluk yaptığını belirterek, “6 ayda bir onlara disiplin cezası veriyorlar. O insanlar orada neyin disiplinsizliğini yapıyor? Asıl disiplinsizliği bu hakkı, adaleti, hukuku çiğneyenler yapıyor, onlara ceza verilmesi gerekiyor. 24 yıldır İmralı’da bir tecrit var” dedi.   ‘Deprem tehlikesi altında olan İmralı’da önlem alınmıyor’   Son dönemlerde ardı ardına yaşanan depremlere dair deprem uzmanlarının Marmara Bölgesi için uyarılar yapmasına rağmen kimsenin İmralı’yı konuşmadığını ve güvenlik önlemi almadığını kaydeden Sabiha, “Derhal bu kişilerin oradan tahliye edilmesi gerekiyor. O 4 mahkumun aileleri ve bir halkı var. Gece-gündüz onları merak ediyoruz. Deprem uzmanları bu tehlikeyi biliyor. Burada onları da sorumlu tutuyorum. Marmara’daki depremin tehlikesini anlatırken İmralı Adası’nda insanların olduğunu unutmamalılar. Bütün bu bilinen tehlikelere rağmen karşımızda bir muhatap bulamıyoruz” vurgusu yaptı.   ‘Neredeyse nefes alıyorlar diye disiplin cezası verecekler’   Sabiha, Veysi’yle görüşmek için her hafta kendisi ve avukatlarıyla başvuru yaptığını belirtirken, bu başvurulara karşılık hiçbir cevap alamadıklarını dile getirdi. Sabiha, ayrıca devletin İmralı’daki 4 isme, 6 ayda bir çeşitli bahanelerle verilen disiplin cezalarına da değinerek, “Neredeyse nefes almalarına bile disiplin cezası verecekler” sözleriyle tepkisini gösterdi.   ‘Tecrit herkese sirayet etmiş’   İmralı tecridinin Türkiye’ye bir artı getirmediğini aksine eksi getirdiğini dile getiren Sabiha, şunları söyledi: “Türkiye bitmiş durumda. Bütün sorunların sebebi de İmralı’daki tecrittir. Tecrit kaldırılırsa Türkiye de rahat bir nefes alır. Türk halkı da bizlerle bir tecrit altındadır. Ülkede açlık, ekonomik kriz, ekonomik sebeplerden dolayı intihar olayları yaşanıyor. Türkiye’deki her insan bunalımdadır. Bu hükümet insanlarda gülümsemeyi bitirdi. Bunların hepsi kendi kendine olan şeyler değil. Bunların yaşanmasının sebebi tecrittir. Bu sorunların çözümü İmralı’dan gelecek bir söze bakıyor.”   Sabiha, tecridin kırılması için cezaevinde açlık grevine giren siyasi tutsakları ve Adalet Nöbeti’ndeki aileleri selamlarken, tecridi kıracak olanın halk olduğunu, bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.