Pakize’nin mücadelesini annesi yürütüyor! 2024-01-03 09:03:03     Öznur Değer   ŞIRNEX - Sokağa çıkma yasağında Sîlopiya’da katledilen Pakize Nayır’ın ardından mücadelesini devralan annesi Behiye Nayır, yıllar geçse de acılarının hafiflemeyeceğini ifade ederek, “Devlet çocuklarımızı ne kadar katlederse de biz davalarından vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımız yeniden yeşeriyor” diyor.   Şirnex’in (Şırnak) S”ilopiya ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen ve 2 Mart 2016’da sona eren sokağa çıkma yasakları sırasında 4 Ocak 2016’da 3 Kürt kadın siyasetçi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ve Silopiya Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır’ın katledilişinin üzerinden 8 yıl geçti.   Tarih sayfalarına mücadeleleriyle not düşen 3 kadın siyasetçi, direnişi tüm kadınlara miras bıraktı. Bu kadınlardan Pakize Nayır, siyasi mücadele hayatına yeni başlayan ve kısa sürede halk üzerinde büyük bir etki yaratanlardan…         Küçük yaşında göç eder   Şirnex’in Silopiya ilçesine bağlı Ziristan köyünde 1990 yılında dünyaya gelir Pakize. Küçük yaşta ailesi Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesine göç eden Pakize, 6 yaşına kadar burada kalır. Ardından ise doğduğu topraklara, Silopiya’ya geri döner. İlkokulu Silopiya’da okuyan Pakize, 5 yıl okuduktan sonra okulu bırakır. Ardından ortaokulu dışarıdan bitirir. Emekçi kişiliğiyle bilinen Pakize, çocuk yaşında çalışmaya başlar. Türkiye’nin çeşitli metropol ve kentlerinde yıllarca mevsimlik tarım işçisi olarak çalışır, sonrasında da Silopiya’da kuaför dükkanı açarak ailesinin geçimini sağlar. Ve herkes emekçi kişiliğiyle tanır Pakize’yi.        Kobanê’den etkilenerek mücadeleye katılır   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarından etkilenerek politik bilincini siyasi alana taşıyan Pakize, siyasi ve toplumsal çalışmalara katılır. Kendini eğitmeye başlayan ve kısa sürede geliştiren Pakize, son olarak Silopiya Halk Meclisi Eşbaşkanlığına seçilir. Burada da son nefesine kadar mücadelesini sürdürür.   ‘Bugün bize ses verilmezse yarın çok geç olabilir’   Sokağa çıkma yasaklarının başlamasının ardından devlet şiddetini katıldığı televizyon programında teşhir eden Pakize, duyarlılık çağrısında bulunur. Pakize’nin son çağrısı şu olur: “Botan halkına soykırım dayatılıyor. Bugün bize ses verilmezse yarın çok geç olabilir. Devlet aklına sesleniyorum, aklınızı başınıza alın. Özyönetim ve özsavunma en temel hakkımız ve bu hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir hukukta, kanunda, inançta böyle barbar bir saldırı yoktur. Sesimin ulaşabildiği her yere sesleniyorum. Bu çığlığı duyun, yarın çok geç olabilir. İnanın Botan kazanırsa tüm insanlık kazanacak.”   Ardından yeni Pakizeler doğdu   Mücadeleye sığdırdığı kısa ama anlamlı yaşamında büyük izler bırakan Pakize, yeni doğan çocuklarda yeniden hayat bulur. Pakize’nin katledilişinin ardından kardeşi, doğan çocuğuna “Pakize” adını vererek onu yaşatır.   Mücadelesini annesi sürdürüyor   Pakize’nin annesi Behiye Nayır, Pakize’nin bıraktığı mücadele bayrağını sayısız kadın gibi devralanlardan. Pakize’nin katledilmesinin ardından mücadeleye aktif katılan annesi Behiye, Pakize’yi anlattı.   ‘Pakize güzel ve değerli bir kadındı’   Pakize’nin siyasi parti çalışmalarında yer alan güzel ve değerli bir kadın olduğunu ifade eden Behiye, davasına sevdalı olduğunu belirtiyor. Pakize’nin haksızlığın karşısında durduğunun altını çizen Behiye, “Pakize barışın, güzelliklerin oluşmasını istiyordu. Kobanê’de başlayan savaştan çok etkilendi Pakize. Uzun bir süre tesirinden çıkamadı. Kentimize yasak koyarak, tanklarıyla, toplarıyla şehirlerimize, mahallelerimize girdiler” diyor.   ‘İsrail’in Gazze’ye yaptıklarını onlar da bize yaptılar’   İktidarın şu anda İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarından bahsettiğini kaydeden Behiye, “Ama İsrail’in Gazze’ye yaptıklarını onlar da bize yaptılar. Onlar da tank ve toplarıyla şehirlerimize saldırarak ne bir ev bıraktılar, ne şehir bıraktılar ne de genç bıraktılar. İnsanları, evleri ateşe verdi. Yaşadığımız müddetçe bunu asla unutmayacağız. Bize yapılan zulmü unutamayız. Pakize gibi binlerce genç bu şehirde katledildi. Hala birçok aile cenazesini alamadı, cenazeleri evlerin altında kaldı. Kaçmayı onuruna yediremeyip kentinde kalan tüm gençler evlerin altında kaldı” ifadeleriyle süreci hatırlatıyor.   ‘Milyonlarca Pakize şehit edildi’   Kürt olduklarını ve hak, hukuk, insanlık için mücadele ettiklerini kaydeden Behiye, şunları söylüyor: “Pakize’den önce de PKK’den önce de Kürtlük davası vardı ve hala da var. Şeyh Sait zamanında PKK mi vardı? Teröristler miydi? Ayağa kalkıp ‘Ben Kürt’üm’ diyen herkes terörist oluyor. Hain insanlar zalimin dostu olmuş. Bu hainler de bu katliamın ve bu suçun ortağıdır. Çocuklarımız kimsenin evini basmadı, malını çalmadı, hırsızlık yapmadı. Çocuklarımız sadece haklarını istiyor. Ne zamana kadar bu zulüm sürecek? Tüm Kürtlere çağrımdır, birlik olsunlar ve bu zulmü kabul etmesinler. Çocuklarımız sadece bunu istiyor. Yüreğimiz yandı ama başka kimsenin yüreği yansın istemiyoruz. Canımızdan parça verdik ama yine de pişman değiliz. Çünkü insanlık için, insanlığın hakkı için verdik. Allah bizi Kürt yarattı. Gençlerin vicdanı, zulmü kabul etmiyor artık. Milyonlarca Pakize şehit edildi. Neden? Sadece haklarını istedikleri için. Binlerce insanımız bugün cezaevinde.”   ‘Ölüm bizim payımız mı?’   Yaşadıkları müddetçe çocuklarının davasının takipçisi olacaklarını vurgulayan Behiye, “Bizim çocuklarımız katledildi, başka kimsenin çocuğunun katledilmesini istemiyoruz. Barış istiyoruz. Bu da diyalogla ve masada olur. İhanetçi, korucu ailelere sesleniyorum; bu işleri bırakın hakkın, hukukun yanında yer alın. Zulümkarların arkadaşı olmaktan vazgeçin. Ölüm bizim payımız mı? Tutsaklık bizim payımız mı? Bunları kabul etmiyoruz” sözlerine yer veriyor.   ‘Pakize’yi ne unutabiliriz ne de acısı hafifler’   Behiye, Pakize’nin insanları sevdiğine ve cana yakın bir karaktere sahip olduğuna değinirken, kızının zulme karşı mücadeleye katıldığını hatırlatıyor. Pakize’nin DAİŞ’in saldırılarından etkilenerek çalışmalara katıldığını paylaşan Behiye, “Cenaze geldiğinde Pakize en öne giderdi cenazeyi almaya. Onlar bu ülkenin çocuklarıydı. Pakize çok emekçi bir kadındı. Bir kuaför dükkanı vardı ve kardeşine teslim edip çalışmalara katıldı. Pakize’yi ne unutabiliriz ne de acısı hafifler. Ben de kanımın son damlasına kadar davasının takipçisi olacağım. Pakize bol bol kitap okurdu. Kendini kısa zamanda çok geliştirdi ve eğitti. Arkadaşları okul okumadığına, sadece ilkokulu okuduğuna inanmazdı. Haksızlığı kabul etmiyordu. Pakize sadece bir siyasetçiydi, halkın içindeydi. Şehri terk etmedi ve ‘kimse şehri terk etmesin’ diyordu. Son gün Pakize şehit düştü” şeklinde anlatıyor Pakize’yi.   ‘Kimse cezalandırılmadı’   Sokağa çıkma yasaklarının ardından kimsenin geri adım atmadığını vurgulayan Behiye, Pakize ve arkadaşlarını katledenlerin ise hala cezalandırılmadığını belirtiyor. Behiye, “Cizîr’de o kadar insan diri diri yakıldı, kimse cezalandırılmadı. Roboskî’de o kadar insan katledildi, kimse ceza almadı. Hiç kimse bir gün bile tutuklanmadı. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Neden çocuklarımız katlediliyor” diye soruyor.     ‘Çocuklarımız yeniden yeşeriyor’   Pakize’nin katledilmesinin ardından doğan torununa “Pakize” adını vererek onu yaşattıklarını dile getiren Behiye şöyle konuşuyor: “Devlet çocuklarımızı ne kadar katletse de biz davalarından vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımız yeniden yeşeriyor. Biz hepimiz anneyiz. Bazı anneleri aslan yapıp, bazı anneleri ‘terörist’ yapması kabul edilemez. Askerde de dağda da ölenler bizim çocuklarımızdır. Annelerin gözyaşları aynıdır. Pakize bugün gitmiş gibi. 8 yıldır acımız dinmedi. Faillerin yargılanmasını istiyoruz. Çocuklarımızın hakkını arayacağız.”