Mereş Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı 2023-12-23 16:20:22     SEMSÛR - İHD Adıyaman Şubesi, yaptığı açıklamayla Mereş Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı.    Mereş Katliamı’nın 45’inci yıl dönümü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şubesi tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. İHD Adıyaman Şubesi’nin bulunduğu konteyner’in önünde yapılan açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) katıldı. Açıklamada basın metnini, İHD Yönetim Kurulu üyesi Avukat Gülsen Taner okudu.    'Katliamın sorumlusu devlettir'   Katliamda yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başlayan Gülsen, faillere dönük cezasızlık politikasının uygulandığına dikkat çekti. Gülsen, “Maraş Katliamı’nın üzerinden 45 yıl geçti. 19 Aralık 1978’e kadar devam eden devlet içinde örgütlü yapıların eliyle 7 günde gerçekleşen Mereş Katliamı’nda 120 kişi vahşi yöntemler kullanılarak öldürüldü, binin üzerinde insan yaralandı, 552 ev yakılarak tahrip edildi, 289 işyeri yağmalandı. Katliamın bitmesi ile 26 Aralık 1978’de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Bu katliam da tıpkı diğer Alevi katliamları gibi devletin gözetiminde gerçekleşmiş, şehirdeki kolluk kuvvetleri, herhangi bir müdahalede bulunmamıştır. Bu yönüyle bu katliamın sorumlusu devletin kendisidir. Katliam faillerinin yargı önüne çıkarılmasında da her zaman olduğu gibi cezasızlık yolu tercih edilmiştir” diye belirtti.    'Maraş'taki anmalar yasaklandı'   Faillerden 68 kişiye ulaşılmadığı, fail oldukları bilinen bazı kişilerin ise milletvekili, bürokrat olabileceğine işaret eden Gülsen, faillerin bir kısmının  yargılansa da serbest bırakıldıklarını dile getirdi. "23 yıl sürmüş ve sonrasında 1991 yılında yapılan yasal düzenleme ile tüm failler serbest kalmışlardır. Oysa Maraş Katliamı ‘İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlar’ kategorisindedir. Sonraki yıllarda da devlet katliamla yüzleşmek ve onarıcı adalet mekanizmalarını kurmak yerine Maraş’ta yapılmak istenen anmaları çeşitli gerekçelerle yasaklamıştır. Sıklıkla darbelere ve geçmişte yaşanmış katliamlara atıfta bulunarak; darbelere karşı olduğunu ifade eden iktidarın; 12 Eylül askeri darbesine giden yolda devletin gözü önünde Maraş’ta gerçekleştirilen bu katliamın sorumlularının bulunarak yargılanmaları konusundaki duyarsızlığı darbeleri 'Allah’ın Lütfu' olarak gördüğünü bir kez daha kanıtlamıştır" dedi.    'Alevilerden özür dilenmeli'   Mereş Katliamı’nın aydınlatılması gerektiğinin altını çizen Gülsen, Alevilerden özür dilenmesi gerektiğini vurgularken, şöyle konuştu: “İktidara hatırlatmak isteriz, gerçek bir toplumsal barışın yolu, hakikatın ortaya çıkarılması ve geçmişle yüzleşmekten geçmektedir. Geçmişte yaşanan soykırımlar, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları aydınlanmadan ve bu suçlar nedeni ile resmi özür dinemeden toplumsal barışın kurulması mümkün gözükmemektedir. Bu nedenledir ki, Maraş Katliamı aydınlatılmalı, Alevilerden özür dilenmeli, sorumlular yargı önünde hesap vermelidir. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası hukuksal mevzuatta ve insan hakları belgelerinde 'İnanç Özgürlüğü' kapsamlı olarak tarif edilmektedir. Öte yandan Türkiye’nin yargı yetkisini tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2007 yılında vermiş olduğu Hasan- Eylem Zengin kararı iktidarın Alevi Yurttaşların talepleri konusunda ne yapması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır."   'Hesap sorulmasını istiyoruz'   Gerçeklerin halka açıklanması gerektiğini kaydeden Gülsen, katliamın bir suç olduğunu yineledi. Gülsen şöyle konuştu: "Maraş Katliamının 45. yıldönümü vesilesi ile bu katliamda hayatını kaybedenleri saygı ile anıyoruz. Siyasal iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Hakikat ve adalet için mutlaka bir komisyon kurulmalı ve böylece dünyada onlarca ülkede yapıldığı gibi Türkiye’de de gerçekler halka açıklanmalıdır. İnsan hakları savunucuları olarak hakikat ve adaletin sağlanmasında ısrarcıyız. Maraş Katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Maraş Katliamı başta olmak üzere tüm suçlar ile ilgili yaşayan faillerin yargı önüne çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istiyoruz" dedi.