TJA’lı Xecê Şen: Kadınlar ‘Ben de varım’ diyebildi 2023-12-23 09:03:02     AMED - TJA’nın, “Bi jin jiyan azadiyê ber bı azadiyê ve” şiarıyla başlatmış olduğu kampanyaya dair konuşan TJA’lı Xecê Şen, şiddete maruz kalan kadınların, “Ben de varım” diyebilmelerini kampanyayla sağladıklarını söyledi.   Tevgera Jinên Azad’ın (TJA), 15 Eylül’de deklare ederek 20 Eylül’de startını verdiği “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve” şiarıyla başlattığı ve 8 Mart’ta sona erecek kampanya kapsamında çalışmalar sürüyor. İlk ayağında tecrit, özel savaş politikaları, cins mücadelesi, şiddet gibi çok sayıda konu başlığına dair atölye ve eğitim çalışmaları gerçekleştiren TJA, kampanyanın ikinci ayağını ise yerel seçimler öncesi çalışmalarla örgütleyerek yürütecek. Kampanya sürecine dair değerlendirmelerde bulunan TJA aktivisti Xecê Şen (Hatice Şen), kadın kurumlarının kadınlar için cesaret kaynağı olduğunun altını çizdi.   'Tecrit her kesimin üzerinde etkisini sürdürüyor'   Kampanyayı Riha’da deklare etme sebeplerine değinen Xecê, kampanyanın içeriğinden bahsederek, kampanyanın asıl amaçlarından birinin de PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmak olduğunu vurguladı. Xecê, “Kampanyanın Riha’da başlatılma sebebi, çok eski bir tarihe ve coğrafyaya sahip olmasıdır. Deklarasyon hem katılım açısından hem de içeriği bakımından zengindi. Kampanya 11 noktadan oluşuyordu. Bu noktalardan biri tecritti. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit her kesimden toplumun da üzerinde etkisini sürdürüyor. Tecridin kırılması, kampanyamızın başlıca amaçlarındandı. Bu süreçte özel savaş politikaları karşısında kadın özgürlüğü, direnişi büyütüldü. Yaşamın her alanından dil, kültür, toplum, şiddet gibi 11 noktayı esas alacak şekilde çalışma yürütüldü” ifadelerine yer verdi.   ‘Amaç, özel savaş politikalarını teşhir etmek’   Xecê, kampanyanın startının Şirnex’ten verilme sebebi olarak ise özel savaş politikalarına işaret etti. Şirnex’teki özel savaş politikalarına örnekler veren Xecê, “Hem asimile olup asimile etme politikaları hem de genç kadınlar üzerinden fuhuş ve birçok yolla yürütülen politikalar özel savaş politikalarındandır. Sakine Kültür’e Osmanlı Ocakları Şırnak İl Başkanı tarafından yıllarca şiddet uygulandı ve sonra da vahşi bir şekilde yakıldı. Bu tür olaylar Şirnex’te çok fazla oldu. Aynı zamanda Cudi doğasının talan edilmesi de aralıksız bir şekilde devam ederken, ağaçlar hem kesilerek hem de yakılarak vahşi bir saldırı yürütülüyordu. Şirnex’te startın verilme sebebi özel savaş politikalarının teşhir edilmesi ve bunun karşısında kadının direnişini Kurdistan doğasına sahip çıkma gerekliliği üzerinden büyütmekti” dedi.   'Çalışmalar güzel sonuçlar verdi'   Kurdistan ve Türkiye’de özgün ve karma eğitim atölyeleri düzenlediklerini kaydeden Xecê, “Kampanyanın diğer noktaları da ekonomi, ekoloji, kültüre yapılan vahşice saldırılar üzerinden yürütüldü. Deklarasyon oluşturulduktan sonra eğitim ve kendini eğitme, zihniyetini değiştirme ve ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle kendini yenileme çalışmaları kolektif bir şekilde yürütüldü. Kurdistan ve Türkiye’deki neredeyse bütün şehirlerde eğitim atölyeleri başlatıldı. Eğitim iki aşamadan oluşuyordu. Bunlardan birincisi kadınların kendini sevmesi, cinsiyet bilincini yükseltmek, etik, estetik esaslarını yaşamında düzenli kurmak. Diğer aşama ise karma eğitim şeklinde gerçekleştirildi. Burada da birlikte özgür bir toplum nasıl oluşturulabilir, zihniyeti nasıl değiştireceğimiz üzerine oldu. Toplumsal cinsiyet üzerine ve yine özel savaş politikaları gibi konular üzerine eğitimler verildi. Bu çalışmalar güzel sonuçlar verdi. Bu eğitimin ikinci bir ayağı ise halktı, mahallelerden köylere kadar çalışmalar ve eğitim yapılacak. 2’inci aşama hala devam ediyor” şeklinde konuştu.   ‘Kadınlar ‘Ben de varım’ deme cesareti buluyor’   Kampanya ile birlikte şiddete uğrayan ancak konuşmayan kadınların güç bulduğunu dile getiren Xecê şöyle devam etti: “Direnişimiz bu kampanyayla sınırlı değil. Direnişimiz her zaman her şekilde sürüyor. Kampanyanın özel esasları var. Bunlar özel savaş politikaları, Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve kendini eleştirmek ve bunu büyütmekti. Genel olarak şiddete maruz kaldığı ve tecavüze uğradığı halde, ‘Biz de varız’ demeye cesaret edemeyen kadınlar bu süreçte ‘Ben de varım’ deme cesareti buluyor. Bu süreçlerde Rosa Kadın Derneği gibi başvuru yapılabilecek kurumlarımız açıldı. Hukuki alanda da zorluk çeken, avukatı olmayan kadınlar Rosa Kadın Derneği, STAR Kadın Derneği, Mersin’de Mimoza Derneği, İstanbul’da Kadın Zamanı Derneği gibi kadınlara hem toplumsal, hem psikolojik hem de hukuki alanda destek veren kurumlara başvuruda bulundu.”   'Arkadaşlarımız TJA'dan yargılandı'   Xecê, kampanyanın Avrupa ülkelerine kadar uzandığını söylerken, TJA’nın kriminalize edilmesi üzerine de yoğunlaştıklarını ekledi. Xecê, “Bugün Kurdistan ve Türkiye’de tecridi kırmak adına Adalet Nöbeti var. Kurdistan’dan Türkiye ve Avrupa’ya kadar kampanyamız yürütülüyor. Bu tür eylemleri ilk kez yapan TJA’ydı. Konulardan biri de TJA’nın illegalize ve kriminalize edilmesi üzerineydi. Birçok arkadaşımız da TJA’dan yargılandı. Aynı zamanda TJA’nın meşrulaştırılması, mahkemelerde yargılanan arkadaşlarımıza sahip çıkma durumu iyi bir katılımla orada da yapıldı. Kampanyanın değişim ve dönüşüm adına toplum üzerinde büyük bir etkisi oldu. Birçok çalışmanın yapılmasına da yarar sağladı” dedi.   Çağrı   Son olarak kampanyalarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadar devam edeceğini söyleyen Xecê şu çağrıda bulundu: “Kampanyamız miting ve yürüyüşlerle 8 Mart’a kadar devam edecek. Mücadelemiz devam edecek. Kampanya hem genel olarak başladı hem de uluslararası olarak ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası başladı. Bu vesileyle tüm Kürt halkını ve demokratik güçleri bu kampanyalara katılmaya ve faşizm karşısında mücadele etmeye çağırıyoruz.”