'Hasta tutsaklar serbest bırakılsın' 2023-12-02 15:13:55     ANKARA /İSTANBUL - Karabük Cezaevi'nde bulunan ağır hasta tutsak Ramazan Taşkıran’ın durumuna dikkat çeken Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, Ramazan'ın günde 15 saat diyalize girmesine rağmen, ATK tarafından ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verildiğini kaydetti. İstanbul'da yapılan F Oturumu'nda ise ağır hasta tutsak Yusuf Akbaba ve diğer tüm hasta tutsakların serbest bırakılması istendi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu, 482’nci haftada hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için şube binaları önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Hasta Mahpuslara Özgürlük” pankartı açılırken, açıklamayı İHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen okudu.   Tespit edebildikleri kadarıyla, cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak bulunduğunu söyleyen Nuray, hasta tutsakların durumlarının her geçen gün ağırlaştığını ve yaşam haklarının ihlal edildiğini vurguladı. Nisan ayında ATK tarafından verilen “cezaevinde kalabilir” raporuyla tahliye edilmeyen ve kanserin tüm vücudunu sardığı, ölümün kıyısına geldiğinde yoğun bakımda iken tahliye edilen Cemal Tanhan 41 gündür entübe vaziyette yaşam savaşı verdiğini anımsatan Nuray, ATK tarafından, “cezaevinde kalabilir” raporunun ardından, yeniden cezaevine girecek 81 yaşındaki Makbule Özer’in durumunu hatırlattı. ATK’nin ne tıbbi etik ne de insani değerlere göre hareket ettiğini kaydetti.   ‘17 yıldır ağır diyaliz hastası’   Karabük T Tipi Kapalı Cezaevin’de bulunan Ramazan Taşkıran’ın durumuna dikkat çeken Nuray, Ramazan'ın yaşadığı sağlık sorunlarını şöyle aktardı: “2022 yılın Ocak ayı başından bu yana revirde tek başına tutuluyor. 17 yıldır ağır diyaliz hastasıdır.  Yüzde 93 engellidir ve aynı zamanda görme ve işitme kaybı var. Diyaliz hastalığından kaynaklı olarak kalp ve tansiyon sorunları da bulunmaktadır. Günde 15 saat diyalize giriyor. Uzun yıllardır diyaliz hastası olmasından dolayı bağışıklık sistemi çok zayıf ve en küçük rahatsızlığı dahi çok zor geçiriyor. Yakalandığı her hastalıkta bünyesi daha da zayıflıyor. Bu nedenle hem beslenmesine hem de hijyenine dikkat etmesi gerekiyor, ancak bu olanakların hapishanede sağlanabilmesi imkansızdır. Ağır durumuna ve günde 15 saat diyalize giriyor olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu tarafından ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verilmiştir. Ancak durumunun tekrar tekrar ağırlaşması, enfeksiyon kapması, diyetine ve hijyenine dikkat edememesi nedeni ile hapishanede kalabilmesi imkansız hale gelmiş durumdadır. 13 Kasım 2023’te ayağı şiştiği için acile kaldırılmış ve şırınga ile yarım litre vücudundan iltihap çekilmiştir. Eşi tarafından 17 Kasım’da ziyarete gittiğinde ayakta duramayacak durumda olduğu gözlenmiştir.”   Vücudunda iltihabın neden toplandığına dair tespit yok   Doktorlar tarafından bir açıklama yapılmadığı için vücudunda neden iltihap toplandığının bilinmediğini, avukatları tarafından yapılan infaz erteleme talebine rağmen kabul edilmediğine işaret eden Nuray, Ramazan'ın 28 Kasım ATK’ye götürülmek istenildiğini ancak aşırı derecede güçsüz olmasından ve kelepçeli olarak yola dayanamayacağından gitmeyi kabul edemediği bilgisini paylaştı. Nuray, “Karabük’te en son hastaneye acil servise götürüldüğünde ‘Ayağının neredeyse kırılacak hale getirildiğini, o yola giderse öleceğini’ ifade etmiştir. Hapishanede hiçbir şekilde kalamayacak olan Ramazan Taşkıran acilen tahliye edilmeli; durumunun ağır olması ve kelepçeli olarak seyahat edemeyecek olması nedeniyle ATK tarafından dosya üzerinden karar verilmeli ve ailesinin yanında tedavisine devam edilmelidir” sözlerini kullandı.    Nuray son olarak, tutsakların yaşadığı tüm sorunların kalıcı bir şekilde çözülünceye kadar taleplerini  dile getirmeye devam edeceklerini kaydetti.    İstanbul   İstanbul'da ise İHD İstanbul Şube Hapishane Komisyonu, her hafta düzenlediği "F Oturumu'nun 610'uncusunu şube binası önünde gerçekleştirdi. Eylemde, 31 yıldır cezaevinde bulunan ağır hasta tutsak Yusuf Akbaba’nın durumuna dikkat çekildi. “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Yusuf Akbaba serbest bırakılsın” pankartlarının yer aldığı eylemde sık sık, “Yusuf Akbaba serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı. Açıklamaya çok sayıda insan hakları aktivisti katıldı. Açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Yürütme Kurulu üyesi Mehmet Acettin okudu.    Açıklamada, sırasıyla 6 ayrı cezaevinin ardından son olarak Denizli T Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen Yusuf'un ileri derecede diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastası olduğunu, yaşadığı hastalıklara bağlı ciddi görme kaybı yaşadığı dile getirildi. Açıklamada, Yusuf'un yeğeninin verdiği bigiler şu şekilde paylaşıldı: “Tek kişilik hücrede tutuluyor.  Diyabet hastası olmasına rağmen diyet yemeği verilmiyor, ayrıca yüksek tansiyon hastası ve kalp krizi riski bulunuyor. Şeker hastası olması nedeniyle ayaklarında yaralar var. Yürümekte zorlanıyor. Yüksek tansiyon hastası ama raporlu ilacı dahi verilmiyor. Hapishanede tüm hakları ellerinden alındı, keyfi hücre aramaları, yasaklar, kısıtlamalar yaşıyorlar, sağlık olarak sürekli ilaç ve tedaviye, bakıma ihtiyacı olmasına rağmen tek başına kendine bakmakta zorlanıyorken birde diyet yemeklerinin verilmemesi sağlığı için risk oluşturmaktadır. Yine başka bir sorun ise; hastaneye götürülmesi hastalıkları nedeniyle gelişen acil durumlarda çoğunlukla hastaneye götürülmediği, götürüldüğü durumlarda ise reçete edilen ilaçlarının verilmediğini tek başına temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı halde, tek kişilik hücrede tutulduğunu aktarmıştır.”   İnsan hakları savunucuları olarak Yusuf'un ve tüm hasta tutsakların sağlığa erişim haklarının engellenmemesi ve tedavi olabilmeleri için serbest bırakılmaları istenen açıklamada, yetkililere sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı.