CDK Eşbaşkanı Nurşen Nergiz: Gün Önderlik için ses olma günü! 2023-11-27 09:01:19     Marta Sömek    İSTANBUL - “Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesinde yer alan CDK Eşbaşkanı Nurşen Nergiz, “Ben bir kadın olarak özgürlüğümü, irademi ve her şeyimi Önder Apo’nun felsefesinden aldım. Önder Apo’yu okuduktan, tanıdıktan sonra bir kadın olarak kendimi çok ama çok güçlü hissediyorum. Özgürlüğümü Önderliğin özgürlüğünde gördüğüm için bu hamlede yer aldım. Bugün Önderlik için ses olma, sesimizi daha da yükseltme günüdür. Önderliğin sesini duymayana, özgürlüğünü sağlamayana kadar bize rahat yok” sözleriyle herkesi hamlede yer almaya çağırdı.   İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa siyasi çözüm için 10 Ekim’de, dünyanın 74 merkezinde “Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi başlatıldı. Küresel hamle kapsamında İsviçre'nin 11 merkezinde kurulan özgürlük komiteleri de hazırlıklarını tamamlayarak, Luzern kentinde oluşturulan komite tarafından çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. 3 Kasım günü Luzern’de PKK Lideri’nin posterleri ile özgürlüğünü talep eden dövizler taşıyan yüzlerce kişi, insan zinciri eylemi yaptı.   Luzern’de insan zinciri eylemi   Eylemde, Abdullah Öcalan’ın sağlığı, güvenliği ve yaşamına dair kaygıların arttığı dile getirilerek, “32 aydır Önderliğimiz üzerinde sürdürülen ağır tecrit politikaları söz konusu. 32 aydır ne avukatları, ne de yakınlarıyla görüştürülmeyen Önder Apo ile görüşme bir an önce yapılmalıdır. Önderliğimiz özgürlüğüne kavuşuncaya kadar her hafta kentin farklı bir merkezinde düzenleyeceğimiz eylemlerle hamleyi sahiplenmeyi sürdüreceğiz” sözleriyle seslenildi. Yine hamle kapsamında İsviçreli parlamenterlerle de görüşmeler yapılarak PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün gündemleştirilmesi noktasında adımlar atılması yönünde çok sayıda milletvekilinden söz alındı.   Luzern Demokratik Kürt Toplum Merkezi (CDK) Eşbaşkanı Nurşen Nergiz, hamleye katılma amacı, Abdullah Öcalan’ın paradigmasının kadınlar ve halklar için önemi ve fiziki özgürlük taleplerine ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. ‘Özgürlüğümü Önder Apo’nun felsefesinden aldım’   Başta Kürt halkı olmak üzere kadınların PKK Lideri’nin fikriyatı ve paradigmasından etkilendiğini belirten Nurşen, “Önder Apo, Kürtlerin var olması, Kürtlerin tüm dünyada tanınması ve Kürtlerin onur sahibi olmasını sağladı. Eğer bugün Kürtler kendilerini her yerde ifade edebiliyorsa, bir dil ve onur sahibiyse bu Önderlik sayesindedir. Hele de kadın şahsında. Ben bir kadın olarak özgürlüğümü, irademi ve her şeyimi Önder Apo’nun felsefesinden aldım. Önder Apo’yu tanımadan önceki halimle bugünkü halim arasında dünya kadar fark var. Çünkü gerçekten Önder Apo’yu okuduktan, tanıdıktan sonra bir kadın olarak kendimi çok ama çok güçlü hissediyorum. O yüzden kapitalist devletler Önder Apo’yu tehlike olarak görerek uluslararası bir komplo ile beynen değil tabii ki, fiziki olarak tutsak aldılar” şeklinde konuştu.   ‘Özgürlüğümü Önderliğin özgürlüğünde gördüğüm için…’   Her geçen gün ağırlaştırılmış tecridin derinleştiğini vurgulayan Nurşen, “Önder Apo üzerinde ağırlaştırılmış tecrit devam ettiriliyor. Son olarak da 33 aydır Önder Apo’dan hiçbir şekilde haber alamıyoruz. Önder Apo bizim kimliğimizdir, dilimizdir, toprağımızdır, var olma sebebimizdir. O yüzden Önder Apo’dan haber alana ve özgürleşene kadar üzerime düşen neyse onu yapacağım. Özgürlüğümü Önderliğin özgürlüğünde gördüğüm için bu hamlede yer aldım. Bilindiği gibi 10 Ekim’de resmi olarak 74 ülkede aynı anda Önder Apo için bir hamle başlatıldı. Ve bu dostlarımız öncülüğünde gerçekleştirildi. Dostlarımız da Önderliği kendileri için bir özgürlük alternatifi olarak görerek, Önderliğin özgürlüğünü istedikleri için bu hamlede öncü olarak yer aldı. Biz de bu hamleye destek amaçlı, amacına ulaşması nedeniyle biz Kürtler olarak bir bütün dostlarla beraber hareket edip bu hamleyi güçlendirmeye çalışıyoruz” sözleriyle hamleye katılma nedenini anlattı.   ‘Önderlik etrafında bir insan zinciri oluşturduk’   Tüm Avrupa ülkelerinde hamle kapsamında komiteler oluşturulduğunun bilgisini veren Nurşen, “Şu an İsviçre’de tüm kantonlarda, bölgelerde Önderlik komiteleri oluşturuldu. Bu komitelerin içerisinde de komisyonlar oluşturuldu. Komisyonların sözcüleri seçildi ve eylemsellik, halklarla görüşülüp hamleyi anlatma ve diplomasi ayağı ile üç dala ayrıldı. Şu anda diplomasi ayağı çok güzel yürütülüyor. Neredeyse her gün İsviçrelilerle görüşmeler oluyor. İsviçreli milletvekilleri ile birlikte toplu bir şekilde Luzern’de bir toplantı aldık. Bütün halkımız toplandı ve Önderliğin özgürlüğü için fikirlerini dile getirdi. İsviçreli milletvekillerinden de bu hamlede ellerinden gelen yardımı yapacaklarına dair söz aldık.  Aynı şekilde eylemsellik konusunda da her hafta bir eylemimiz oluyor. Önderlik etrafında bir insan zinciri oluşturduk. Neden insan zincirini seçtik? Çünkü Önderlik bir insan zinciri oluşturdu ve amacına da ulaştı. Şu an sadece Kürt halkı için bir kurtuluş değil, bütün ezilen halklar kendi özgürlüğünü Önderliğin özgürlüğünde görüyor ve fikirlerini benimsiyorlar. Bu bizim için bir insan zinciridir. Sadece Kürtlerden oluşan bir zincir değil, tüm halklar bu zincire katıldığı için biz de bir insan zinciri eylemi yapmak istedik” diyerek eylemlerinde insan zinciri oluşturma nedenlerini değerlendirdi.   Üniversite öğrencilerine PKK Lideri hakkında panel   Eylemlerinin birçok yerde büyük bir ses getirdiğini paylaşan Nurşen, “Birçok yerde anlatıldı, arandı ve o gün komiteyi de ilan ettik. Halkta bir ses, farkındalık ve uyanış yarattı. Birçok kişi aradı bizi, ‘nasıl bir katkımız olabilir, bu süreçte üzerimize ne düşer’ diyerek kurumlarımıza geldi. Örneğin eylemden sonra 20’ye yakın kişi kurumumuza geldi ve ‘bu süreçte ne yapabiliriz, üstümüze ne düşüyorsa yapacağız, eylemlerden bizi haberdar edin, gelip katılacağız’ dediler. Yine 11 Kasım’da Zürih’te yapılan gençlik öncülüğündeki eyleme otobüsler tutarak buradaki yurtseverler ve dostlarımızla katıldık. Komitede üç aylık bir planlama da çıkardık. Diplomasi ayağımız ile İsviçrelilerle görüşmeler yaptık. 24 Kasım’da İsviçre Üniversitesi’nde gençlere Önderlik hakkında bir panel düzenlenecek. İdeolojik olarak Önderliğe hakim olan arkadaşlar panelde saatlerce Önderliğin paradigmasını anlattı. Yoğun bir süreçteyiz, her saati değerlendiriyoruz” ifadeleriyle hamle kapsamında yaptıkları çalışmalardan bahsetti.   Kürt halkının mücadelesi için hukuk okuyor!   “Gençler her yerde Önderliği anlatıyor” diyen Nurşen, İsviçreli gençlerin olumlu anlamda etkilenmeler yaşadığını dile getirerek, “Gençler, ‘Sizi tanıdıktan sonra fikirlerimiz çok değişti. Ailemize ve yakınımızdaki insanlara anlatıyoruz’ diyorlar. Hukuk okuyan İsviçreli bir genç var, Kürtlerden etkilenmesi sonucu öğretmenliği bırakıp haklarımızı savunmak için hukuk okumaya karar verdiğini söylüyor. Kürtlerin hakkını savunmak için hukuk okumaya başlamış” dedi.   ‘Kilit nokta Önderliktir!’   Savaş politikalarının son bulması için çözümün adresinin İmralı olduğunun altını çizen Nurşen, şunları kaydetti: “Orta Doğu’da kanın durdurulmasının kilit noktası Önderliktir. Ne zaman ki Önderlikten haber kesildi, üzerindeki tecrit ağırlaştı, o zaman çok ağır saldırılar ve baskılar hem Kurdistan üzerinde hem Rojava’da hem de cezaevlerinde ve her yerde aşırı derece artıyor. Ne zaman Önderlik ile bir görüşme olsa, hemen bir barış ortamı oluşuyor. Her yerde barış görüşmeleri, iletişim, gidiş gelişler oluşuyor. Önderlik kilit noktadır. Eğer bugün Önderlik üzerinde ağır tecrit olmasaydı, cezaevlerinde de o kadar ağır baskılar olmazdı. Kurtdistan’da saldırılar, tutuklamalar, ev baskınları, ölümler olmazdı. Bugün devlet çeteleşmiş. Devletin eliyle toplumun ahlakı yerler altında. Fuhuş fazlalaşmış, madde bağımlılığı almış başını gitmiş, insanlar açız diye bağırıyor. Orta Doğu savaşı her gün daha da tırmanıyor. Bugün Hamas ve İsrail savaşı sürüyor, Rojava her gün bombalanıyor.   ‘Önderlik barışı, huzuru ve demokrasiyi sağlayacak!’   Eğer Önderlik ile bir görüşme olsaydı bunların önü kapanırdı. Çünkü gerçekten Önderliğin projesi Ortadoğu’nun barışıdır. Kapitalist devletler de bunu kendine tehlike olarak gördükleri için kapitalist devletlerin eliyle şu an Türkiye de onların gardiyanlığını yapıyor. Erdoğan onların piyonudur. O yüzden Önderlik ve halkı birbirinden koparıyorlar. Önderliğin sesini kesiyorlar ki savaşlarını daha da gürleştirsinler. Çünkü Orta Doğu onlar için bir pastadır. Kim bu pastadan ne kadar büyük bir pay alabilir savaşındadır. Ama hiçbir şekilde başarıya ulaşamazlar. Her yerde bir kaos var. İsrail ve Hamas, Rusya ve Ukranya, Orta Doğu’nun her yerinden kan akıyor, her yerinde savaş var. Bu kaosun, savaşların bitişi Önderliktir. Çözüm ve kilit noktası Önderliktir. Bugün Filistin’de çocuklar ölüyor diye ağlayanlara deyin ki gidin Önderlik ile görüşme yapın. Önderlik bu ölümleri durduracak, Önderlik Orta Doğu’da barışı, huzuru ve demokrasiyi sağlayacak. Orta Doğu’da bütün halklar, renkler, diller ve ırklar demokratik bir çatı altında herkes kendini özgür bir şekilde ifade edebilecek.”   ‘Önderlik zaten fikirleriyle özgür!’   Nurşen, “İktidarların felsefesi, ‘Bir ırk bir ırktan üstündür.’ Bu şekilde kendilerini yaşatıyorlar. Ama Önderlik öyle düşünmüyor. Önderliğin projeleri kapitalist devletler için bir tehlike olduğu için Önderliği tutsak aldılar. Fikirlerini asla tutsak alamazlar, Önderlik zaten fikirleriyle özgürdür. 60’a yakın kitap yazdı. Asla ve asla Önderlik tutsak alınamadı. Sadece fiziki olarak bizden ayırdılar. Ama fikirlerini her zaman bize aktardı. Ve gördüler ki o fikirler halklara ulaşınca halk mücadelesini geniş bir çapta sürdürdü. Bunu gördüklerinde de Önderliği halktan kopardılar. Aslında fikirlerini tutsak almak istediler. Önderlik tutsak değil, hepimizin evinde, kalbindedir. Her gün Önderliğin kelimelerini dile getiriyoruz. Önderlik dağlardadır, televizyonlarda yabancıların evlerindedir, alanlardadır. Onlar kendileri Önderliği yaşattılar” sözlerini kullandı.   Bir an önce görüşme yapılma çağrısı   Uluslararası komplo ve tecridin Abdullah Öcalan’ın paradigmasının halklara yayılmasına engel olamadığını vurgulayan Nurşen, “Önderlik bir destandır. Önderliği alıp İmralı Adası’na kapattılar. Önderlikten o kadar korkuyorlar. Önderlik gibi bir filozofu, eşi benzeri görülmemiş bir tecrit altına aldılar. Fakat bu şekilde de Önderliğin önünü kapatamadılar. Okyanuslar gibi akıp halka ulaştı. Beş savunmayla bir halkı yürüttü. Halk o savunmalar üzerinden mücadelesini devam ettirdi. Ve bugün yüzbinlerce gerillası var. Ona inanarak, ona fedai ruhu ile bağlanarak savaşıyor, mücadele veriyor. Önderlik böyle bir kişi. Önderlikle görüşme yapılsın. Herkes birazcık vicdan sahibiyse bu hamlede yer almalı ve bir şeyler yapmalıdır” sözleriyle herkese hamleye katılmaları yönünde çağrıda bulundu.   ‘Gün Önderlik için ses olma günüdür!’   Fiziki özgürlük talepleri için uzun zamandır mücadele yürüttüklerini aktaran Nurşen, “Avrupa’daki ayağımız çok güçlü. Hiçbir şekilde buradaki ayağımızı yok edemezler. Buradaki ayağımız bile Kurdistan’ı özgürleştirmeye yeter. Hamlede Afganlar, İsviçreliler, Almanlar ve daha birçok ülke yer alıyor. Herkes bu hamlede yer alarak bir şeyler yapıyor ve daha da genişletmeye çalışıyor. Çağrımız şudur, eğer çocuklarına iyi bir gelecek istiyorlarsa bir an önce Önderlik için sokaklara dökülsünler. Önderliğin özgürlüğü, Kurdistan ve Orta Doğu’ya çözüm için herkes elinden ne geliyorsa onu yapmalı. Bugün evde oturma, bireysel yaşama günü değildir. Bugün Önderlik için ses olma, sesimizi daha da yükseltme günüdür. Önderliğin sesini duymayana, özgürlüğünü sağlamayana kadar bize rahat yok, olmayacak, olmaması gerekir. Eğer Önderlik kendisini bizim için feda etmişse biz nasıl rahat oturacağız yerimizde. En çok da kadınlar, kadınlara çağrımdır” ifadeleriyle tüm kadınlara mücadelelerinde yer alması yönünde seslendi.