Erkek-devlet şiddetine karşı alanlara çağrı 2023-11-24 16:33:20     HABER MERKEZİ - Kadına yönelik şiddete karşı günlerdir alanlarda olan kadınlar, yaptıkları etkinliklerle erkek-devlet şiddetine karşı kadınları alanları çıkmaya çağırdı.    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında son hazırlıklarını yapan kadınlar, birçok kentte basın açıklaması yapıp, bildiri dağıtarak erkek-devlet şiddeti, kadın katliamları ve özel savaş politikalarındaki artışa dikkat çekti. Kadınlar 25 Kasım’da birçok merkezde yapacakları yürüyüşlere de güçlü bir katılım için çağrı yaptı.    Êlih   Êlih (Batman) Demokrasi Platformu’nun kadın bileşenleri, Yılmaz Güney Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Savaşa, yoksulluğa şiddete sen de dur de!” pankartının açıldığı açıklamada, basın metnini İnsan Hakları Derneği Êlih Şube Eşbaşkanı Rumeysa Deniz Kaya okudu.     Kadınların yaşamın her alanında şiddete maruz kaldığını belirten Rumeysa, “ Ailede, okulda, evde, sokakta, gözaltında, köy baskınlarında, basın açıklamalarında, her yerde şiddet kadına yönelebiliyor. Derin yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar da en çok kadınları etkiliyor. 6 Şuba’ta yaşadığımız deprem felaketi ve sonrasında kadınlar, şiddete ve hak ihlallerine maruz kaldılar. Batman’da 19 Kasım’da büyük bir hasara neden olan sel felaketinde, bir kadın ve 3 çocuk yaşamını yitirdi. Dere yatağında ev yapmak zorunda kalan yoksul vatandaşlarımız selin kurbanı oldu. Derin yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar da en çok kadınları etkiliyor” dedi.   Kadına karşı şiddetin politik olduğunu dile getiren Rumeysa, “Devleti yönetenlerin kadınlara yönelik ya da toplumsal olaylarla ilgili kullandıkları şiddet ve nefret dili tüm toplumu kötü yönde etkilemektedir. Kullanılan bu nefret dili maalesef önce kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet olarak geri dönmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin politik olduğu bilincinde olarak bir kez daha toplumsal barışın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz kadınlar, şiddetsiz ve çatışmasız bir yaşam için insan hak ve özgürlükleri için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.   Mersin   Mimoza Kadın Derneği, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında dernek binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan dernek başkanı Çiğdem Göksoy, katledilen ve kaybettirilen kadınlara dikkat çekti. Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Bakanlığı’nın kadınların yaşamını korumaya yönelik önlem almadığını, savcılıkların da cezasızlık politikasını sürdürdüğünü belirten Göksoy, “Uzman çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan İpek Er intihar etti. Musa Orhan’ı tüm talep ve itirazlarımıza rağmen tutuklamadı. Munzur Üniversitesi’nde öğrenci olan Gülistan Doku'nun kaybolmasından sorumlu tutulan Zaynal Abarakov'a ilişkin etkin soruşturma yürütülmedi. Cezasızlık politikasından güç ve cesaret alan erkekler, kadınları sokak ortasında, evde, okulda, işyerinde kısacası her yerde akıl almaz yöntemlerle katletti. Özsavunmada bulunan kadınları müebbet cezası ile cezalandırdılar. Erkek şiddeti, devletin özel savaş politikası ile birleşerek kadına ve çocuğa yönelik saldırılar her geçen gün daha da arttı.”    Çiğdem, 2023 yılının ilk 10 ayında 350 kadının erkekler tarafından katledildiğine dikkat çekerek şunları belirtti: “Yaşamını yitiren 107 kadın şüpheli şekilde öldü. 243 kadının ölüm nedeni ise kadın cinayetleri olarak kayıtlara geçti. Mersin’de ilk on ayda 6 kadın cinayeti 4 şüpheli ölüm olmak üzere toplam 10 kadın katledildi.”   Çiğdem, tüm kadınları erkek-devlet şiddetine karşı yarın 18.00’da Kuşimato Sokağı’nda yapılacak 25 Kasım eylemine katılmaya çağırdı.    Wan    Van Barosu Kadın Hakları Merkezi 25 Kasım dolayısıyla kuruluşunu düzenlediği basın açıklamasıyla duyurdu. Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen açıklamaya barodan birçok kadın katıldı. Açıklama metnini merkez üyesi Avukat Mariye Bildirici Borazan okudu. 25 Kasım’ın tarihçesini kısaca değinen Mariye, “Mirabal Kardeşler’den bu yana kadınlar, tüm dünyada eşit ve özgür bir yasam için mücadele etmeye devam ediyor. Var olan mücadelenin yanında kadınların kazanımlarına yapılan saldırılar da aynı şekilde devam etmektedir” dedi.   Ülkede her gün onlarca kadın katlediliyor   Türkiye’de yasalar kapsamında yaşam hakkına birçok uygulama getirildiğini ancak bu uygulamaların “sadece teoride asayiş sorunu olarak” ele alındığına değinen Mariye, “Bunun en basit örneği ise; toplumun sadece yüzde 7'sinin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını savunmasına rağmen 20 Mart 2021'de gece yarısı Resmi Gazete'de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı feshedilmesidir. Türkiye'de her gün onlarca kadın, çocuk, LGBTI+ boşanmak istedikleri için, ‘hayır’ dedikleri için, yasalar etkin bir şekilde uygulanmadığı için, kolluk kuvvetleri görevlerini gerektiği gibi yapmadıkları için, yargı mercileri şiddeti önlemek yerine kadınların yaşam tarzını sorgulamaya devam ettiği için çalışma hayatındaki eşitsizlikler nedeniyle özgür bir yasam kuramadığı için, homofobi ve transfobinin bin bir çeşidi sebebiyle, savaşlarda ve göç yollarında şiddete, cinsel saldırıya maruz kalmakta, öldürülmektedir” ifadelerini kullandı.    22 ayda 234 kadın katledildi   Ülkede sadece 2023 yılının 22 ayında 234 kadının katledildiğini hatırlatan Mariye, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ekim 2023 Raporu’nda sadece Ekim ayında ise 19 kadının öldürüldüğü, 18 kadının şüpheli şekilde ölü bulunduğunu ifade etmiştir. Kaldı ki bu veriler sadece basına ve kamuoyuna yansıyabilir kısmıdır. Her yaştan, her şehirden, her kültürden öldürülen 234 kadın. Belki de bu açıklamayı yaparken bile sayı artmıştır” ifadelerine vurgu yaptı.   Şiddetin artarak devam etmesinin nedeni: Cezasızlık   Sözleşmelere ve yasaya rağmen, Türkiye'de her gün 5 kadının katledildiğini ifade eden Mariye, “Yasaların uygulanmaması veya geç uygulanması, toplumdaki cinsiyet eşitsizliği, uygulanan her türlü sosyal veya siyasal politika, kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasına sebep olmaktadır. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyu bu durum değiştirerek sürmeye devam edecektir” dedi.   ‘Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’ duyurusu   İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediklerine dikkat çeken Mariye, cezasızlık politikalarını kabul etmediklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, şu ana kadar Baro Kadın Komisyonu olarak yürüttükleri çalışmalarını “Van Barosu Kadın Hakları Merkezi” olarak sürdüreceklerini duyurdu.   Kadınlara çağrı!   Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bölgedeki kadın, LGBTİ+ bireyler için, daha yetkili bir merkez haline geleceklerini kaydeden Mariye son olarak; merkezlerinin sosyal medya hesaplarından ve merkezlerine bağlı avukatlara veya direk Wan barosu binasını ziyaret ederek mağduriyetlerine ilişkin başvurularını yaptıkları taktirde tüm hukuki süreçlerini ücretsiz bir şekilde takip edebilecekleri çağrısında bulundu.