Kadın Zamanı Derneği: 25 Kasım’da Mecidiyeköy’deyiz 2023-11-24 09:04:09     Marta Sömek    İSTANBUL - Kadın Zamanı Derneği üyesi Newroz Ünverdi, “Mirabal Kardeşler’in mücadele bayrağını devraldığımız bir gelenekten geliyoruz. 25 Kasım’da mücadele etmek için sokaklarda olacağız. Jin jiyan azadî” diyerek, tüm kadınları Cumartesi günü Mecidiyeköy Meydanı’na eyleme çağırdı.   Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına ve toplumun her alanında kadınların güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla 2020 yılının Temmuz ayında kurulan Kadın Zamanı Derneği, beş kadın platformunun da bileşeni olarak kadın mücadelesi yürütüyor. Dernek, Kürt kadınların, anadilleri önündeki resmi ya da fiili engellemeler nedeniyle kamusal alanın dışında kalmaları, sağlık hizmeti dahil en temel insan haklarına erişimde dahi zorluk yaşamaları, özel ve kamusal alanda ataerkilliğin sonucu olarak hem kadın olmalarından hem de etnik kimliklerinden dolayı çifte ayrımcılığa maruz kalmaları sorunsalı nedeniyle çalışmalarını Kürtçe ve Türkçe olarak sürdürmeye odaklandı. İstanbul’da yaşayan ve kendilerini anadilinde ifade etmek isteyen milyonlarca Kürt kadının bu ihtiyacını görerek yola çıkan dernek, çift dilli destek sunarak Kürtçe destek ihtiyacı olan kadınların da başvuru merkezi haline geldi.   25 Kasım’da Mecidiyeköy’de olacaklar   Dernek kurulduktan bir yıl sonra ise Kadın Danışma Merkezi faaliyete geçti. Danışma merkezi, saha çalışmaları ve savunuculuk olmak üzere üç temel ayağı bulunan çalışma ile kadınların şiddetle mücadele etme sürecinde ücretsiz sosyal, hukuki ve psikolojik desteğe ulaşabilecekleri, yaşadıklarını yargılanmadan paylaşabilecekleri, kadına yönelik şiddetle mücadele yolları ve yasal haklarına dair bilgi alabilecekleri Kürtçe ve Türkçe ilk başvuru noktası oldu. Dernek, Danışma Merkezi’ne ilişkin altı ay aralıkla rapor yayınlıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında da birçok çalışma ve etkinlik gerçekleştiren dernek, “İstanbul’da Yaşayan Kürt Kadınların Kendi Anadillerinde Şiddetle Mücadele Mekanizmalarına Erişimi” başlıklı saha çalışmasının da startını verdi. Öte yandan bu yıl 25 Kasım’a, “Kadına yönelik şiddet toplumsal şiddetten bağımsız değildir” şiarıyla giden dernek, Cumartesi günü saat 16.00’da Mecidiyeköy Meydanı’nda eylemde olacak.   Dernek üyelerinden Newroz Ünverdi, saha çalışmalarının içeriği, kadınların geri dönüşleri ve 25 Kasım mesajlarına ilişkin JINNEWS’e konuştu.   Mücadeleleri şiddetsiz yaşam   1930’dan 1961’li yıllara kadar Dominik Cumhuriyeti’nde varlığını sürdüren diktatör Rafael Trujillo’ya karşı üç kardeşin mücadele ettiğini söyleyen Newroz, “Mirabal Kardeşler’in diktatör ve iktidar tarafından katledilmesi sonucunda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü ilan edildi. Belki 60 yıl önce yaşanmış bir olaydı ama hala kadınların katledildiği, yok sayıldığı, kendi hayatları üzerinde sözlerini kuramadığı bir yaşamı farklı farklı topraklarda yaşadığını görüyoruz. Bizim mücadelemiz de bunu ortadan kaldırmak, kadınların kendi yaşamları üzerinde şiddetsiz ve sömürüsüz bir şekilde kendi sözlerini kurabilme, kararlarını verebilme mücadelesi veriyoruz” sözleriyle mücadelelerini ele aldı.   Saha çalışmalarına 25 Kasım’a giderken başladılar   Saha çalışmalarını ise özellikle 25 Kasım’da başlatmayı planladıklarının bilgisini veren Newroz, “Çünkü biz İstanbul’da Kürt kadınların maruz kaldığı şiddeti ortaya çıkarmak ve bu şiddeti engelleyebilecek bir yerde olmak amacıyla kurulan bir derneğiz. Çalışmalarımız da bu odaklı ilerliyor. Saha çalışmamızın başlığı da, ‘İstanbul’da Yaşayan Kürt Kadınların Kendi Anadillerinde Şiddetle Mücadele Mekanizmalarına Erişimi’. Biz 2020’den bu yana kurulmuş bir derneğiz. 2021’de Danışma Merkezi’mizi açtık ve çift dilli şiddet başvuruları almaya başladık. Şiddet başvurusu alırken bir yerden de kadınların şiddeti engelleyebilecek bir farkındalığını oluşturma çalışmaları da yürütüyorduk. Bunu atölyelerle, çeşitli etkinliklerle, mahalle ve saha çalışmalarıyla yapıyorduk. Bu saha çalışmamız da, iki yıllık süreçteki çalışmamızı içine katan bir saha çalışması oldu. Bağcılar, Beyoğlu ve Sultanbeyli olarak Kürt kadınların en yoğun yaşadığı üç farklı pilot ilçe belirledik” dedi.   Kürt kadınlar anadilinde mekanizmalara ulaşabiliyor mu?   Kadınların şiddetle mücadele mekanizmalarına anadillerinde erişim problemini gündemleştirmek ve bir rapor oluşturmak amacıyla saha çalışmalarını başlattıklarını dile getiren Newroz, “İlk olarak Beyoğlu ve Bağcılar ile başlayıp tamamladık. Sultanbeyli çalışmalarımız hali hazırda devam ediyor. Bizim sahada en çok gördüğümüz şey Mirabal Kardeşler’in katledilmesiyle başlayan 25 Kasım mücadelesi bugün Beyoğlu’nda, Hacıahmet’te, Bağcılar’ın birçok mahallesinde hala devam ediyor. Şiddet hala var ama kadınlar şiddetle mücadele etme yöntemlerine çok daha sarılarak yaşamlarına devam ediyor. Bu bize de umut oldu. Bunları birlikte çalıştığımız kadın örgütleri ve kurumlarıyla da paylaşıyor ve kendi arşivimizi oluşturuyoruz. Özellikle Kürt kadınlar, hem erkekten hem de devletten şiddet görüyor. Kadınlar, erkeğin maruz bıraktığı şiddet ile devlet mekanizmalarında hesap sorma çekincesi yaşıyor. Devlete de güvenmiyor çünkü devletten de şiddet görüyor. 90’lı yıllarda köyleri yakılmış ve zorla Türkiye’nin metropollerine göç ettirilmiş kadınlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla kadınların yanına gittiğimizde bu mekanizmaların varlığından bihaberlerdi. Biz de çalışmamızın bunu ortaya çıkarmak üzerine olduğunu onlarla paylaştık” diyerek çalışmalarının amacını anlattı.   Kürt kadınlar devlet ve şiddet mekanizmalarına güvenmiyor!   Saha çalışması sırasında kadınlardan, “Bu çalışma çok değerli. Ama biz bu resmi mekanizmalara ciddi bir güven problemi yaşıyoruz” yorumunu aldıklarını paylaşan Newroz, “Tam da bu noktada kadın örgütlerinin, kurumlarının bu çalışmaları yürütmesi, bu alanlara odaklanması çok çok önemli. Elbette mekanizmaları, haklarımızı zorlamak zorundayız. Çünkü onlar, kadın mücadelesinin tırnaklarıyla ilmek ilmek ördüğü mücadeleler sonucuyla elde edildi. Ama bir yandan da yereldeki, mahallelerdeki kadınların devletin mekanizmalarına olan güvensizliği de söz konusu. Bizim bu güvensizliği de ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun için bir baskı mekanizması oluşturması gerekiyor biz kadın örgütlerinin. Biz yola çıkarken bu kadar görünür değildi, sahaya indikten sonra bunu gözlemledik. Bu gözlem de bizim için çok çok önemli oldu. Kadınların geri dönüşleri, bildirimleri hep bu yöndeydi” dedi.   Çalışma 8 Mart’ta yayınlayacakları raporla sonlandırılacak   “Mirabal Kardeşler’in mücadele bayrağını devraldığımız bir gelenekten geliyoruz” vurgusunu yapan Newroz, “Çalışmamızı özellikle bu ayda başlatıp, İstanbul’da yaşayan Kürt kadınların maruz kaldığı şiddetin yanında kendi anadili ile kendisini ifade edememesinden kaynaklı ekstra gelişen bir şiddeti de teşhir ve ifşa etme odaklı bu çalışmayı yürütüyoruz. Kadınların kendilerini daha iyi açabildiği, ifade edebildiği bir saha çalışması oldu bizim için” şeklinde konuştu. Saha çalışmalarını 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde deklare edecekleri bir raporla sonlandıracaklarını dile getiren Newroz, “8 Mart’a kadar devam edilecek bir çalışma olacak. Bu sürece kadar belirlediğimiz mahallelerde çeşitli odak grup görüşmeleri yapacağız. Daha sonra da Kürtçe şiddet başvurusu aldığını dile getiren belediyelerle de görüşmeler yapacağız. Kendi elimizdeki veriler ile onların verilerini karşılaştıracağız ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair baskı alanını kurmaya çalışacağız” sözleriyle çalışmalarının 8 Mart’a kadar süreceğini belirtti.   25 Kasım’a çağrı: Mücadele için sokaklara!   25 Kasım’a iki gün kala tüm kadınlara derneklerinin, “Kadına yönelik şiddet toplumsal şiddetten bağımsız değildir” şiarıyla seslenen Newroz, “Bunu defalarca gördük, deneyimledik, biliyoruz, bununla mücadele de ediyoruz. 25 Kasım’da tam da bununla mücadele etmek için sokaklarda olacağız. Tüm kadınları da bizimle birlikte alanlara, sokaklara ve meydanlara bekliyoruz. Jin jiyan azadî” vurgusuyla herkesi Cumartesi günü saat 16.00’da Mecidiyeköy Meydanı’na eyleme çağırdı.