TJA Qoser'de 25 Kasım startını verdi 2023-11-17 15:20:28     MÊRDÎN - Qoser'de 25 Kasım’ın startını veren TJA, “Kadın düşmanı, toplum düşmanı politikalarına, İmralı’ da Demokratik Modernite Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinden geliştirdikleri tecrit politikaları ile başlamaktadırlar. Savaşsız, sömürüsüz, adil bir yaşam için mutlak tecridi kırıp kadın özgürlükçü yaşamı inşa etme kararlılığımızı belirtiyoruz” dedi.    Tevgera Jinên Azad (TJA), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde start verdi. Qoser Özgürlük Meydanı’nda gerçekleşen açıklamaya Mêrdîn il ve ilçelerinden çok sayıda kadının yanı sıra Amed, Şirnex, Êlih’ten (Batman) kadınlar katıldı. “Bi jin jiyan azadiyê ber bi 25ê Mijdarê ve” yazılı pankart açan kadınlar, Nagihan Akarsel, İpek Er, Deniz Poyraz ve katledilen kadınların fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşıdı. Kadınlar “Jin jiyan azadî”, “Ji qirkirina jinê re na” yazılı dövizler de taşıdı.   Açıklama metnini TJA Qoser Sözcüsü Jiyan Öner okudu.   ‘Emeğin örgütlü mücadelesini kadınlar birlikte yükselteceğiz’   25 Kasım’ın anlam ve önemi ile kadınların mücadele tarihine dikkat çeken Jiyan, erkek devlet şiddeti ile cezasızlık politikalarına vurgu yaptı. Kurdistan’daki ekolojik tahribata değinen Jiyan, kadın kazanımlarına yönelik saldırıların altını çizdi. Jiyan, “Nasıl ki kayyımların talan politikalarını daha önce boşa çıkarıp, kentlerimizi inşa ettiysek, eşbaşkanlık-eşit temsiliyet ile kentlerimizi yeniden inşa edeceğiz. Bütün ekonomiyi ve ekonomik kaynakları savaşa-ranta-yandaşa-yolsuzluklara aktaran iktidar her geçen gün kadın emeğini daha da sömürüyor. Kadın emeğinin özgürleşmesi için emeğin örgütlü mücadelesini; bütün kadınlar birlikte yükselteceğiz” dedi.   ‘Tecridi kırıp, kadın özgürlükçü yaşamı kuracağız’   “Tecridi kırıp, kadın özgürlükçü yaşamı kuracağız” diyen Jiyan, “Küresel, bölgesel ve yerel düzeyde şiddete, kadın kırım politikalarına ve erkek egemen sisteme itirazı örgütleyen kadın mücadelesinin önüne geçmek isteyen iktidarlar varlıklarının devamı için derinleştirdikleri, kadın düşmanı, toplum düşmanı politikalarına, İmralı’ da Demokratik Modernite Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinden geliştirdikleri tecrit politikaları ile başlamaktadırlar. Çeyrek asra yaklaşan tecrit politikaları, son dönemde mutlak tecrit biçimini almıştır. Tecridin derinleşmesi ile birlikte toplumsal sorunlar daha da derinleşmiş, çoklu krize dönüşmüştür. Orta Doğu’da savaş ve kaos politikaları günden güne daha da derinleştirilip, tüm temel hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Biz kadınlar biliyoruz ki, uygulanmak istenen tecrit, Sayın Öcalan’ın geliştirdiği kadın özgürlük paradigmasına ilişkindir. Kürt sorunu başta olmak üzere, Orta Doğu’ da yaşanan savaş ve kaosun çözüm adresi ve muhatabı Sayın Öcalan’dır” şeklinde konuştu.   Kadın mücadelesine yargı tacizi   Savaşsız, sömürüsüz, adil bir yaşam için mutlak tecridi kırıp kadın özgürlükçü yaşamı inşa etme kararlılığında olduklarına dikkat çeken Jiyan, kadın mücadelesine dönük saldırılara da değindi. Kadın mücadelesinin yargılanamayacağını belirten Jiyan, “Kadın düşmanı iktidar, kadın mücadelemize dönük saldırı politikasının bir ayağını da yargı eliyle yürütüyor. Eşbaşkanlık sistemi, kadın kurumları, parlamenterler, belediye eşbaşkanları, kadın gazeteciler, sanatçılar ve kadın aktivistler kriminalize ediliyor, tutuklanıyor. Adeta siyasi soykırım operasyonlarıyla yargısal şiddet uygulanıyor. Kadın mücadelesi kriminalize edilip, 25 Kasımlar - 8 Martlar dahi dava konusu yapılıyor. Hasta tutsaklar başta olmak üzere hapishanelerde faşizan ırkçı ve cinsiyetçi politikalar uygulanıyor. İnfazlar yakılarak, keyfi uygulamalar yaşanıyor” ifadelerini kullandı.   ‘Kadın özgürlük mücadelesi kazanacak’   Kadınlar olarak sloganlarıyla, zılgıtları ve renkleriyle burada olduklarının altını çizen Jiyan, “Çoklu kimliklerimizle bütünlüklü, farklılıklarımızla bir arada olacağız. 25 Kasımları da, kadın mücadelemizi de yargılayamazsınız! Bu 25 Kasım’ı aynı zamanda ‘Jin Jiyan azadî ile özgürlüğe doğru’ şiarı ile başlattığımız kampanya ile karşılıyoruz. 21’inci yüzyıl kadın özgürlük yüzyılı olacak diyoruz. Öyleyse yüzyılımızı kadın devrim çağına dönüştürmek için mücadelemizi, örgütlülüğümüzü kadınlar olarak birlikte gerçekleştirelim. Bu sorumluluk, Rojhilat’ta Jîna şahsında saç tellini isyana dönüştürdü, Başur’da Nagihan’ın bıraktığı miras oldu. Paris’te Evin’in, Sara’nın direnişi, Rojava’da kadınların inşa ettiği umut oldu. Bu temelde, ‘Jin jiyan azadî’ ile tüm dünya kadınları ile mücadelemizi birleştiriyoruz. Kadın öncülüğünde, toplumsal özgürlüğü büyütmeye, 25 Kasım’da tüm kadınları alanlarda, mücadelede buluşmaya çağırıyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi kazanacak” şeklinde konuştu.   ‘Dünyanın her yerinde ses çıkarmaya devam edeceğiz’   Ardından konuşan HEDEP Mêrdîn Milletvekili Saliha Aydeniz, bugünün mücadele günü olması için dünya kadınlarının az bedel ödemediğine dikkat çekerek, “Erkek-devletin militarist, cinsiyetçi zihniyetine karşı bu mirası, bu mücadeleyi o günden bugüne kadar taşıdık. Bu nedenle sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Eril zihniyet bizi engellemeye çalışıyor. Ancak erkek egemen zihniyet dönüp tarihteki Kürt kadın mücadelesine, dünya kadın mücadelesine baksınlar. Hiçbir zihniyet kadın mücadelesine engel olamaz. Çünkü kadınlar kadın özgürlüğü ve toplum özgürlüğü için mücadele ediyor. Onlar da kadının özgürleşmesini istemediği için tüm kazanımlarını cinsiyetçi zihniyet ve devlet zihniyetiyle yok etmeye çalışıyor. İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasının temel nedeni bu zihniyetin kendisidir. Bugün Kürdistan’da özel savaş politikaları kadına uygulanıyor. Çünkü topluma sunmak istedikleri tüm mesajları kadın üzerinden vermek istiyorlar. Bu nedenle kadın bedeni, kadın duruşu üzerinden mesaj vermeye çalışıyorlar. Ama iğrenç politikalarınızı kadın ve kadın bedeni üzerinden veremeyeceksiniz. Bu iğrenç politikalara karşı dünyanın her yerinde ses çıkarmaya devam edeceğiz” diye belirtti.   ‘Mücadelemiz öncelikle tecridin kaldırılmasına yönelik olacak’   Saliha, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Kürt kadını ‘Jin jiyan azadî’ felsefi ile Orta Doğu’da özgür bir yaşam inşa ediyor. Bu tüm dünyada örnek oldu. Kadınlar ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi ile mücadelesini büyütüyor. Ancak devlet tüm kurumlarıyla kadının özgürlüğüne karşı duruyor ve politika üretiyor. Bunu kayyım politikalarında da gördük. Kayyımın ilk yaptığı şey kadın kurumlarını kapatmak ve erkek atamak oldu. Bugün Kürdistan’da en çok yaşanan şiddet üniforma şiddetidir. Bunu Kürdistan’da yaygınlaştırmak istiyorlar. Kürt halkı, Kürt kadın tüm bu politikalara karşı üniforma şiddetine karşı mücadele etmeye devam edecektir. Kadına yönelik şiddet devlet eliyle gerçekleşiyor. Biz de buna karşı ‘Jin jiyan azadî’ şiarı ile sokaklarda olacağız. Tecrit devam ediyor. Mücadelemiz öncelikle tecridin kaldırılmasına yönelik olacak. Kadın gücünü kıramazsınız, hiçbir kurumunuzla kadın özgürlüğü önüne engel olamazsınız. Kadın ve toplum ittifakını gerçekleştirene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”   Açıklamanın ardından kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde HDP Qoser ilçe binasına doğru yürüdü.