KESK’li kadınlar Amed’de 25 Kasım’ın startını verdi 2023-11-17 13:43:26     AMED - KESK Amed Şubeler Platformu Kadın Meclisi, 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Bizler emeğimizin gaspı ve bedenimizin denetimine dayanan sistematik tahakkümü kırmanın, ataerkil kapitalist sistemi ortadan kaldırmanın yolunun örgütlü kadın mücadelesini kararlılıkla sürdürmekten geçtiğini biliyoruz” mesajını verdi.   Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Amed Şubeler Platformu Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü etkinliklerinin startını, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 1 Nolu Şube’de yaptığı basın açıklaması ile verdi. Açıklamaya KESK bileşenleri katılırken, basın metnini Eğitim Sen 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu okudu.   ‘Daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor’   Dünyada ve ülkede sağ, muhafazakâr iktidarların, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürdüğünü söyleyen Saliha, “Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. LGBTİ+ örgütlerinden gelen raporlar nefret söyleminin de her geçen gün arttığını gösteriyor. Ama AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar artıyor. 2010’lardan bu yana yükselişe geçen sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan hükümetlerin politikaları ve izledikleri siyaset, toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırıyor. Karşımıza dikilerek ‘milli, yerel, geleneksel’ değerlerden bahseden otoriter, popülist liderler, patriarkal kapitalizmin devamını sağlamaya yönelik çabalarını, kadını eve hapsetmeye yönelik politikalarıyla sürdürüyor” dedi.   ‘İsyanımızı meydanlara taşıyacağız’   Erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarını ve haklarını savunduklarının altını çizen Saliha, her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sınırları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal Kardeşler’in 1960’larda Trujillo diktatörlüğünün devrilmesine yol açan direniş ve mücadelesini selamlayarak isyanlarını meydanlara taşıyacaklarını vurguladı. Saliha, “Erkek egemen siyasetin politikaları kapitalizmin, milliyetçi ve tekçi ideolojilerin saldırılarına hizmet ederken eşitsizlikleri yeniden üretiyor ve erkek devlet şiddetini meşrulaştırıyor. Bu nedenle bizler, kamu emekçisi kadınlar olarak erkek devlet şiddetine karşı her alanda yürüttüğümüz mücadeleyi emek, barış ve demokrasi mücadelesinden ayrı düşünmüyoruz. Haftalardır İsrail’in Gazze’ye her geçen gün artan şiddetli saldırılarına tanık oluyoruz. Savaşta öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Gazze’de savaş ve soykırım suçu işleniyor. İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, Filistin’den Rojava’ya kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada maalesef yalnızca bazı hayatlar kutsal sayılıyor” sözlerine yer verdi.   ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz’   Saliha, yıllardır sürdürdükleri mücadeleyle elde ettikleri en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedildiğini hatırlatırken, AKP’nin bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyetinin değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş olduğunu ifade etti. Şimdi de 6284 sayılı yasanın tartışılmaya açıldığına değinen Saliha, “Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” vurgusu yaptı.   ‘Güvencesiz çalışma yaygınlaşıyor’   Ekonomik kriz ve kadın yoksulluğuna da işaret eden Saliha, “Kadının tek istihdam biçiminin güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam olmasını sağlayan düzenlemeler yaygınlaşıyor. Türkiye’deyse AKP ve MHP iktidarının sermayeden, savaştan ve ranttan beslenen bütçe politikalarıyla ekonomik kriz derinleşiyor. Kadın emeğini güvencesizleştirecek politikalarına hız veren iktidar 2024 bütçesinde kadını güçlendirmeye sadece her yüz lirada 53 kuruş ayırıyor. İktidarın gündeminde kadın işsizliği ve yoksulluğu yok. İktidar örgütlü kadın mücadelesini hedef alan baskı, gözaltı ve tutuklamaları hız kesmeden sürdürerek, anayasal haklarımızı, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkımızı engelleyerek de kadına yönelik şiddeti farklı biçimlerde sürdürüyor. Bu yolla açıkça kadınların hayatına kastederek de olsa erkek egemen sistemi tüm mekanizmaları ile korumaya kararlı olduğunu göstermekten çekinmiyor. KHK’lar, haksız ve hukuksuz işten çıkarmalar, güvenlik soruşturması gibi uygulamaların yanında KHK ile ihraç edemediklerini de mobbing, sürgün ve şiddetle görevden el çekmeye zorluyorlar. İşyerlerinde taciz, mobbing, şiddetin sorumlularının hesap vermesini sağlayacak herhangi bir düzenlemeyse bulunmuyor” şeklinde konuştu.   ‘Vardık, varız, var olacağız’   Açıklamanın devamında Saliha, şu ifadelere yer verdi: “Bizler emeğimizin gaspı ve bedenimizin denetimine dayanan sistematik tahakkümü kırmanın, ataerkil kapitalist sistemi ortadan kaldırmanın yolunun örgütlü kadın mücadelesini kararlılıkla sürdürmekten ve yılmadan yükseltmekten geçtiğini biliyoruz. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Bu sorunlara çözüm üretecek politikalar yapılsın, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalksın istiyoruz. Kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz. Varız diyoruz, vardık ve var olacağız.”   Program açıklandı   Saliha, 25 Kasım programının içeriğine dair ise şunları söyledi: “Kayıp yakınlarını ziyaret, Barış Anneleri’ni ziyaret, Şenyaşar ailesini ziyaret, sendika şubemizde pankart, afiş, döviz boyama, şubelerde ve işyerlerinde panoların düzenlenmesi, işyerlerinde kokart takma ve basın açıklamalarının yapılması, KHK’li kadınlarla dayanışma buluşması, KESK’li tutsak kadınlara kart gönderme, Adıyaman’da kadınlarla buluşma, bisiklet turu, tiyatro gösterimi düzenlenmesi, panel,  duvarlara, kaldırımlara, caddelere sticker yapıştırma, ILO ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili imza metninin 24 Kasım’da TBMM’ye faks çekilmesi, gece yürüyüşü, DAKAP’ın kentte 25 Kasım etkinliklerine katılım sağlanması.”   Saliha, açıklamanın sonunda 25 Kasım dolayısıyla yapılacak etkinliklere tüm kadınları davet etti.