Amed’de Gültan Kışanak için açıklama: Bir an önce serbest bırakın 2023-11-02 15:06:18     AMED - Tutukluluk süresi dolduğu halde tahliye edilmeyen Amed eski Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak için TJA öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, iktidara ve yargıya yaptığı çağrıda kendi iç mevzuatını uygulamasını ve Gültan’ın serbest bırakılmasını istedi.    Tevgera Jinen Azad (TJA) öncülüğünde, 7 yıldır  cezaevinde olan Amed eski Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı  Gültan Kışanak’ın tutukluluk süresinin dolmasına rağmen tahliye edilmemesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (HEDEP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve birçok kadın katıldı.   Açıklamanın Kürtçesini yerine kayyım atanan Farqin Belediye Eşbaşkanı Naşide Toprak, Türkçesini ise HEDEP Amed İl Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin okudu.   'İktidar kadınları pervasızlaştırmak istiyor'   Kürt kadın hareketi olarak kadın özgürlük mücadelesinin tarihinden aldıkları mirasın sınırların ötesine taşındığını ifade eden Pınar, "Erkek egemen ulus devletlerce ezilen kadınlara ilham olduk, olmaya da devam ediyoruz. Kadın özgürlükçü yaşamı inşa etmeye devam ettikçe, AKP-MHP faşist iktidarı kadınların kendini yönetme pratiğine yönelik saldırılarında giderek pervasızlaşıyor. Bu bağlamda Kürt kadın siyasetçilere yönelik baskıları arttırırken, özellikle cezaevlerindeki tutsak kadınlara yönelik hukuksuzluk hali de bir işkence biçimi olarak devreye konulmuştur. 2016 yılı ile başlayan ve başta kadınlar olmak üzere Kürt halkının kazanımlarına yönelik günümüze kayyım rejimi olarak güncellenen şark ıslahat planının uygulandığı gibi kadın kazanımlarına yönelmesinin örgütlü kadın mücadelesinin gücüne karşı duyulan korkudan kaynaklandığını biliyoruz" dedi.   ‘Gültan Kışanak rehin tutuluyor’   Sahip oldukları kararlılık, inanç ve örgütlülüklerinden korkulduğunu söyleyen Pınar, “İktidarın Kürt düşmanlığının uygulayıcısı konumundaki ‘yargı’ mekanizmasını Kobanê Kumpas davası ile kadının örgütlü gücü ve mücadelesinin toplumda yarattığı gücü kırma, kayyım rejimiyle yok edemediği örgütlü kadın kimliğini kriminalize etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle de Kürt kadın hareketi olarak yürüttüğümüz çalışmalara suç isnat edilmesi, aktivistlerimize yönelik gözaltı, tutuklama gibi durumlar artarak devam eden saldırı politikası da bu amaçtan bağımsız değildir. Bugün 168 kadının yargılandığı, siyasi yasak istendiği HDP kapatma davası ve Kobanê Kumpas Davası kapsamında da yargılanan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız, yoldaşımız ve TJA aktivisti Gültan Kışanak, antidemokratik mevcut Anayasa kapsamında dahi öngörülen tutukluluk süresi olan 7 yılı aşmasına rağmen rehin tutulmaya devam ediliyor.7 yılın dahi ‘istisnai’ tutukluluk süresi olduğu göz önüne alındığında Gültan’ın derhal bırakılması gerekmektedir" şeklinde belirtti.   'Rojava kadın devrimi unutulmamalı'   Pınar açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı: “Hukuksuzluğu, cezasızlığı bir yönetme biçimi olarak başta kadınlar olmak üzere tüm topluma dayatan gerici faşist iktidarı ve yargısını kendi iç mevzuatını derhal uygulamaya çağırıyoruz. TJA çalışmalarını, eşbaşkanlık modelimizi kriminalize eden, suç isnat ederek bizleri yargılamak isteyenlere karşı kadın örgütlülüğümüzü yükseltmeye her zamankinden daha çok kararlıyız! Suç isnat edilen kadın özgürlükçü yerel yönetim anlayışımız yalnızca Türkiye’de değil, DAİŞ karanlığının yarattığı yıkıma ve kültürel tahribata karşı yeniden inşanın nasıl ruh bulduğunu ortaya koyan Rojava kadın devrimini de bir kez daha hatırlatmak isteriz.   Aynı mücadele ve aynı örgütlülükteyiz   Ayrıca hukuksuzca tutuklanan Hüda Kaya’da görüyoruz ki demokratik siyasete saldırının hiç değişmediğini gösterdi. Biz Kadınlar olarak diyoruz ki; İçeride, dışarıda yaşamı tecrit altında tutmaya çalışan gerici faşist AKP-MHP iktidarına karşı hepimiz Gültan Kışanak’ız, Sabahat Tuncel’iz, Ayla Akat Ata’yız, Mukaddes Kubilay, Sara Kaya Dilek Hatipoğlu, Zeynep Bingöl, Leyla Güven, Sabite Ekinci, Hülya Alökmen, Nurhayat Altun  Rojbin Çetin, Ayşe Gökkan’ız ve daha nice kadın yoldaşımızın mücadele kararlılığıyla aynı duyguda, aynı örgütlülükteyiz. Nefesimizin yettiği, sesimizin ulaştığı her yerde ve daima 'Jin, Jiyan, Azadî' demeye devam edeceğiz."   ‘Kürtlerin yanında yer alanlar düşman olarak görülüyor’   Açıklamanın ardından söz alan Kobanê Davası avukatlarından Cemile Turhallı Balsak, iktidarın, kadınlara savaş açtığını belirterek, “Demokratik siyasette ısrar eden Kürt muhalefetini örgütleyen kadınlara karşı devletin ciddi bir saldırısı var. Eşbaşkanlık ciddi bir kazanım oldu kadınlar için. Çünkü iktidarın yaptığının aksine toplumu dönüştürücü ve öncülük edebilecek bir sistemin olması açısından kadınların öncülüğünde örgütleme sağlandı. Ciddi bir irade gücü ve kadınların toplumda görünür olması sağlandı. Böyle güçlü bir kazanım devletin ana hedefi haline geldi bu nedenle iktidar Kürt kadınlara hiçbir zaman saldırmaktan vazgeçmedi. Gültan Kışanak'a, Sabahat Tuncel’e, Ayla Akat Ata'ya ve diğer siyasetçi olan arkadaşlarımıza karşı yapılan saldırıları da bu yönde görüyoruz” sözlerine yer verdi.   ‘Hak mücadelesi ibadet kadar değerlidir’   Bugün Kürtler ve Kürtlerin yanında yer alanların devlet açısından düşman olarak görüldüğüne dikkat çeken Cemile, savunmalara nasıl müdahale edildiğine değindi. Cemile, “Yargılanan arkadaşlarımıza ve kadınlara süre sınırlandırması getirilirmiştir. Sorumlular belli, binlerce sayfa iddianame var ve savunmalar 3 günle sınırlı tutulmaya çalışılıyor. Savunma hakkına riayet edilmiyor. Sizin birey ya da vatandaş olarak hiçbir hakkınız yok deniliyor. En büyük seçme ve seçilme hakkı yargı kılıfıyla ihlal edilerek devam ediyor. Kadınlar karşısında böyle bir yargı şiddeti var. Kadınların iradesiyle bu kazanımları her yerde dile getirmeye devam edeceğiz. Bugün Hüda Kaya'nın ifadesi tüm Türkiye’ye mesaj vermesi açısından çok değerlidir. Hak mücadelesi bir ibadet kadar değerlidir diyor Hüda Kaya. Bunun için bugün Hüda Kaya tutuklanıyor. Bizler Kürt kadınlar olarak bu kazanımları sürdürmeye devam edeceğiz ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.   Açıklama, “Jin, jiyan, azadi” sloganıyla sona erdi.