‘JINNEWS hepimizin aynası’ 2023-09-25 12:08:53     Zelal Tunç    WAN - JINNEWS’in 6’ncı yıl dönümünde tüm baskılara rağmen alanlarda olduğuna işaret eden kadın gazeteciler, "Bir kadın haber ajansının ötesinde olan JINNEWS için kadınlar bulunduğu her alanda dayanışma ve gönüllü muhabirlik yapmalı” çağrısında bulundu. Gazeteciler, kalemleriyle, renkleriyle, JINNEWS’in yanında olduklarını vurguladı.     Eril zihniyetin diline karşı, alternatif yayıncılığıyla kadın haberciliğinde, Jin Haber Ajansı (JINHA) ve Gazete Şûjin’den sonra 25 Eylül 2017’de kurulan JINNEWS, kadının yanı sıra çocuk, doğa ve bir bütünen toplumun sesi olmaya devam ediyor. Son dönemde erkek devlet şiddetine karşı yaşamın her alanında mücadele eden kadınlar başta olmak üzere toplumun sözünü yayıncılığıyla dünyaya duyuran ve Özgür Basın geleneğinden gelen JINNEWS için dayanışma çağrısında bulunan gazeteciler değerlendirmelerde bulundu.    Uzun yıllardır Kurdistan’da gazetecilik yapan Hamdiye Çiftçi Öksüz, “Mezopotamya topraklarının yaşama dair ilk nüvelerinin atıldığı topraklar olması sebebiyle kadınların bu topraklarda önemli bir sözü var. Günümüzde bunun en iyi anlatıldığı alanlardan birisi de gazetecilik mesleğidir. Yaşamın her alanında var olan kadının duygularını daha iyi aktardığını düşünüyorum. Bölgede kadın gazeteciler çok daha cesur. Bir haberin peşinden sonuna kadar giderler ve sonu ne olursa olsun o gerçeği ortaya çıkarırlar. Topluma direk gerçeği aktardıkları için toplumun bu anlamda kadın gazetecilere çok daha ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyorum. Gerçekleri su yüzüne çıkarmak için kalemini, fotoğraf makinasını bir an bile elinden düşürmez” ifadelerini kullandı.    ‘Kadın gazeteciler tehdit ve yargı kıskacında’   Kadın gazetecilerin hakikatin üzerine ısrarla gittiği için iktidarın da hedefinde olduğunu dile getiren Hamdiye, “Yazdığımız haberlerden kaynaklı gözaltı, soruşturmalar, yargılama sürecine maruz kalıyoruz. Kadın olmadan kaynaklı cinsiyetçi yönelimlere de maruz kalıyoruz. Günümüzde bu hakikatin peşini bırakmadığı için hala cezaevinde bulunan gazeteciler var. Ne olursa olsun tüm taciz, tehditlere rağmen alanlarda gazetecilik yapmaya devam edeceğiz” dedi.    ‘Erkekler ne hüküm verir’ diye düşünmeden…   Gazeteci Nimet Ölmez ise JINNEWS’e dair şu değerlendirmeyi yaptı: “’Erkekler ne hüküm verir’ diye düşünmeden onlarca editör, deneyimli muhabir ve gönüllü kadınlarıyla yola çıkan JINNEWS’in kuruluşunu kutluyorum. Erkek egemen sistemde, ana akım medyanın gölgesinde kalmadan kadınların tüm mücadelesini sırtlayan JINNEWS hepimizin aynası, hikayesi oldu. Türkiye'nin ilk kadın haber ajansı JINHA'nın da aralarında bulunduğu 15 medya kuruluşu 29 Ekim 2016'da 675 sayılı KHK ile kapatılmasının ardından açılan JINNEWS, bir nevi bu mirası da sahiplendi. O süreçte ajansları kapatılan kadınlar haber yazmaktan kadın cinayetlerinin faillerini teşhir etmekten ve şiddet çetelesi tutmaktan geri durmadı. Kadın gazeteciler dava takip etti, topladığı haberlerini çay evlerinde yazıp, haber toplantılarını oralarda yaptı.”     ‘Kadınlar JINNEWS’in yanında olmalı’    Türkiye’de hakkıyla gazetecilik yapmanın gazetecilik yapan herkesin çok iyi bildiğini vurgulayan Nimet, “Hele de kadın haberciliği bu zorlukları iki katına çıkarıyor. Kadın gazeteciler cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa ve şiddete varan dili haberin her aşamasında karşılaşıyor. Polisin engeli, tutuklama baskısına ek sahadaki erkek meslektaşlarımızın ‘kadınlar kamera kullanamaz orası tehlikeli siz gelmeyin’ gibi engellemeler de cabası. JINNEWS’i yıllardır takip ettiği kadın davalarını bir tane popüler gazeteci çıkıp kendi haberiymiş gibi servis edebiliyor” sözleriyle diğer medya organlarına tepki gösterdi.    ‘JINNEWS kadın ajansından çok daha ötesi…’    “JINNEWS’i sahiplenmek yetmez onların emeğini, haberlerini de görünür kılmak çok önemli” diyen Nimet, devamında şu sözleri kullandı: “İran’da rejim tarafından katledilen Jîna Emînî’yi, Elîh’te İpek Er’in intihara sürükleyen uzman çavuşu teşhir etmek ya da Şemzinan’da tecavüze uğradıktan sonra intihara sürüklenen Esra Y.’nin 2016 yılından beri süren davasını takip etmek inat ve kararlılık ister. Bütün bunları yazmak, duruşma salonlarında kadın gazetecileri açık hedef yapıyor. Çünkü onlar da biliyor ki hakkıyla gazetecilik yapmak bir nevi ateşten gömlek giymektir. Yöneticisi, editörü, muhabiri, kameramanı haberin her aşamasında kadınların olduğu JINNEWS’ten çok daha fazlası. Toplumun yarısı, tarihin parçası olarak biz kadınlar rengimizle sesimizle JINNEWS’in yanında olmalıyız.”    ‘Kadın ifşa ediliyor’    Günümüzde kadın haberciliğinin, kadın bakışıyla, kadının sözünün dolaşıma girmesinin, toplumu değiştireceği için önemli olduğunu vurgulayan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berivan Kutlu, daha önceki süreçlerde feministlerin “her şey dilde başlar” sözüyle eylemlerinin olduğunu ifade ederek, “Gerçekten her şey dilde başlıyor. Kadın haberciliği, kadınları mağdur duruma sokan, kadınları ikincil duruma getiren, nesneleştiren bakış açısına, erkek egemen bakış açısına karşı bir alternatif olarak oluştu. O yüzden kadın bakış açısıyla yazılan haberler çok önemlidir. Mesela daha önce şunu kullanıyordu herkes; bir kadın tecavüze maruz kaldığında ‘bu isimli kadın tecavüze uğradı.’ Ama şimdi biz kadın haberciliği sayesinde faili işaret eden, kadının orada bir suçunun olmadığını, kadının oradan edilgen olmadığını belirten bir habercilik anlayışıyla karşı karşıya geldik. Günümüzde de bunu sürdüren yapılar, kurumlar var. Bu yüzden kadının bakışının, kaleminin, sözünün habercilikte çok ayrı bir önemi var ve olması da gerekiyor” şeklinde konuştu.    ‘Kadının bakışı ve hissi her eylemde…’    “Kadın haberciliğini sadece kadınlar yapmalı” gibi bir algının olmaması gerektiğinin altını çizen Berivan, toplumsal cinsiyet bilincine erişen, demokratik konfederalizmi, özgür ekolojik yaşamı, eş yaşamı bilen erkeklerin de kadın haberciliği yapabildiğine dikkat çekti. Berivan, “Kadının bakışı ve hissi, her bir eyleme her bir alana farklı bir şekilde yansıyor. Elbette kadınların, kadın haberciliği yapmasıyla erkeklerin kadın haberciliği yapması arasında bazı temel farklar vardır. Kadının bir şeye bakarken hem duygusunu hem mantığını kattığı bir yerden kadın habere bakar. Hem mantığını kullanır hem duygusunu kullanır, o haberin arka planına bakar. Ve şunu da söyler; ben bu haberi yapıyorum, peki bu toplumu nasıl değiştirecek, nasıl yankılanacak? Ya da benim yaptığım bu haber, haber kaynağımı nasıl etkiliyor? Nasıl bir toplumsal sonuca çıkacak? O kadına ya da haber öznesine nasıl bir geri dönüş olacak? Bunları da hesaba katan bir yerden bakıyor” dedi.   ‘Kadın haberciliği daha titiz ele alıyor’    Erkek meslektaşlarının haberlere daha teknik yaklaştığına işaret eden Berivan, “Mesela kadın haberciliği ve çocuk haberciliğinde biz bazen 5N1K’ya yer vermeyiz, özneyi korumak içindir. Ama şunu görüyoruz, en son bunu somut bir şekilde Timur Soykan’ın haberinde gördük. 5N1K’nın hepsini vermişti ve psikolog tarafından, psikolojik olarak istismar edilen çocuklara dair her türlü bilgi verilmişti. Çocukların anne ve babalarının meslekleri, isimleri, nerede yaşadıkları, her şeyi verilmişti. Mesela o çocuğu tanıyan mahallesinden biri o çocuğun neler yaşadığını bilecek ve belki akran zorbalığına maruz kalacak. Ama kadın odaklı habercilikte böyle bir şey söz konusu olamaz. Çocuğu ve doğacak sonuçları korumak için bazı şeyleri vermeyiz. Böyle temellendirebiliriz arasındaki farkı” ifadelerini kullandı.    ‘Kadın gazeteciler hem devlet hem erkeğin hedefinde’    Alanlarda kadın gazetecilerin, erkek gazetecilere göre daha çok zorlandığının altını çizen Berivan, toplumda kadının fiziksel olarak daha kolay ezilebileceği ve bunun rahat bir şekilde yapılabileceği gibi bir bilincin olduğunu söyledi. Berivan şu ifadeleri kullandı: “Maalesef erkek meslektaşlarımız da biraz yapılıysa onlara yönelmeyen polis biz kadın gazetecilere yöneliyor. Bizi tırnak içerisinde daha kırılgan olarak gördükleri için bize yöneliyorlar. Aynı zamanda kendi kurumlarımızda çalışan insanlar da bunu yapıyor. Birçok kadın gazetecinin antidepresan kullandığını, doktora gidip tedavi gördüğünü biliyoruz. Çünkü patronları tarafından, iş arkadaşları tarafından mobbinge uğruyorlar. Kadın gazetecilerin ne giyeceği, ne zaman evleneceği, ne zaman hamile kalacağı bile birçok kurumda patronlar tarafından belirleniyor. Kilo alan kadın gazeteciler kameranın önünden arkaya çekiliyor. Spora gitmeleri için tavsiyeler veriliyor. Bir sürü şey var. Kadın gazeteciler alanda çalışırken hem devlet hem polis hem de çalışan arkadaşları tarafından daha çok zorluğa maruz kalıyor. Bunun temel nedeni toplumsal cinsiyet eşitliğini öğrenememiş olmaları.”    ‘Kadın gazeteciler daha çok alanda olmalı’    Kadınların toplumun her alanında olması gerektiği gibi basın-medya alanında da daha fazla yer alması gerektiğini dile getiren Berivan, bir haberin milyonlara ulaştığını ve milyonların bilincini etkilediğini kaydetti. Berivan son olarak sözlerine şunları ekledi: “Kadını suçlu gösteren, toplumun normları içinde suçlu konumuna düşüren her haber, aynı zamanda onu dinleyen herkesin bilinçaltına o mesajı veriyor. ‘Yemek yapmadığı için öldürüldü’ diye bir haber yaparsanız herkes şunu düşünmeye başlıyor: Bir kadın yemek yapmadığında şiddet görmeyi hak ediyor. Bunu yapan kişiler genelde erkek meslektaşlar oluyor. Bu yüzden kadın gazetecilerin daha çok alanda olması lazım. Kadın odaklı, kadın fikrinin odaklı olduğu gazeteciliğin daha fazla ön planda olması lazım. Kadınların daha fazla medya alanına yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.”