Kobanê Davası: Savcı da gizli tanıklardan biri oldu 2023-09-15 12:56:48         ANKARA - Kobanê Davası’nda savunma yapan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Yüksel Kocaman bu kumpasın başlatıcısıdır. 2019 sürecinden itibaren bu işle görevlendirilmiş, kumpas kurmakla görevlendirilmiş yargı elemanıdır” dedi. Bir diğer siyasetçi Meryem Adıbelli ise "Savcı da gizli tanıklardan biri oldu" diyerek, hazırladığı mütalaaya tepki gösterdi.    Kobanê’de DAİŞ’in saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde meydana gelen 6-8 Ekim 2014 tarihli protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 32’nci duruşmasının 4’ncü periyodu Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır  Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu yargılanan siyasetçiler davaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılırken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, duruşmada hazır bulundu.     Kimlik tespiti ile başlayan duruşma, tutuk incelemesiyle devam etti. Savcılık makamı, tutuklu siyasetçilerin tahliye taleplerinin reddine ve tutukluluk durumunun devamını talep etti. Tutuksuz sanıklar hakkında ise  yurt dışına çıkış yasağının devam etmesine, hakkında yakalama kararı olan siyasetçilerin kararlarının infazının beklenmesini mütalaa etti.    ‘Kocaman dosyaya ilişkin yetkilendirme yaptı’   Ardından söz alan tutuklu siyasetçi Ayşe Yağcı, mütalaada kendisine yönelik somut bir suçun olmadığını belirtti. 3 yıldır aynı sözleri tekrarladıklarını belirten Ayşe, “Evet, bu bir siyasi dava, hukuki karşılığı da yok. Türkiye’deki yargı sistemi ayaklar altında. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, bizim dönemimizde bu dosyaya ilişkin yetkilendirmeler yaptı. Bunun kiminle ilişkisi çıktı? Bir mafya ile ilişkisi çıktı. O dönem kendisine villa, araba alındığını itiraf ediyor. Bunu neyin karşılığında yapıyor? Herhalde onların pisliğini temizlemek için aldı. Türkiye’deki yargı bu haldeyken biz 3 yıldır ısrarla kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Bu hukuksuzluğa son verin sayın heyet” diye konuştu.      ‘Dosyada TMK kapsamında yargılama yapılmakta’   Daha sonra söz alan ve Kürtçe savunma yapan  Aynur Aşan, “Kürtler için Terörle Mücadele Yasası geçerlidir. Kürtlere bu yasa uygulanmaktadır .Bu Kürt halkının iradesiyle seçilen tamamı mevcut TMK ile yargılanmaktadır. Bu dosyada bütün çalışmalarımız TMK  çatısı altında toplanmıştır. Sonuç olarak, elinizde kadın özgürlük mücadelesi veren bu kadınları içeride tutmak için hiçbir gerekçe yok. Siz de biliyorsunuz ki açık ve gizli tanıkların söylediklerinden dolayı içeride tutulmam için gerekçe yoktur" dedi.    ‘Kocaman bu kumpası kurmakla görevlendirilmiştir’   Daha sonra söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı  Figen Yüksekdağ, tutukluluğun haksız ve hukuksuz olduğunu belirtti. Yargıda çarpıcı gelişmelerin yaşandığını kaydeden Figen, bunların bu dosyayı etkilediğini sözlerine ekledi. Yaşanan son gelişmede Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’ı anımsatan Figen,“Bu ilk defa yaşanan bir gelişme değil. Bunun nereye uzandığını, nereye uzanacağını bilmiyorum. Çünkü bu tarz dosyalar siyasi iktidarın güdümü altında sürdürülüyor. Pek yakında bu zaman kadar gördüğümüz gerçeklerin dışında başka gerçeklerin ifşa olduğunu göreceğiz. Çünkü bu kadar çok yürütülen hukuksuzluk bir yerden patlayacaktır. Yüksel Kocaman bu kumpasın başlatıcısıdır. 2019 sürecinden itibaren bu işle görevlendirilmiş, kumpas kurmakla görevlendirilmiş yargı elemanıdır” ifadelerini kullandı.    ‘Yargı cephesinde sarsıntı var’   Figen, söz konusu olayın basına yansıyan kısmına ilişkin ise şu sözlere yer verdi: “Bu tezgahı kuranlar bunu bütün ayrıntısı ile planlıyor. Bizim dosyamız bir ayrıntı değil. Bu kirli ilişkiler ağının merkezinde duran, tarafların oluşturması noktasında duran bir dava. Kirli işlerde kendilerine yol açmak isteyenler geçmişten bugüne Kürtlere, sosyalistlere saldırdılar ve Kobanê Kumpas Davası gibi davalar oluşturdular. Yüksel Kocaman da, böyle bir karakterdir. Bugün hala Yargıtay üyesidir. Türkiye böyle bir memlekettir. Yargıtay üyesi bugün böyle, bizim haklarımızı hukukumuzu çiğneyerek yükselir, yarın o Saray’dan lambur lumbur düşerler. Bu gerçeği herkes de biliyor ama siz burnunuzun ucuna bakarak, yargılama yapıyormuş gibi yapmaya devam ediyorsunuz. Siz o masaya tutunarak, ‘sarsıntı yok’ diyerek kendinizi telkin etmeye çalışın ama sarsıntı var. Bugün yargı cephesinde yaşanan korkunç olayları biz size daha önce de anlattık.     ‘Darbe mahkemesi’   Sırrı Süreyya’nın yargılamasını bu dava kapsamında durdurmadınız. Başka bir mahkeme aynı gün, Enis Berberoğlu için yargılamayı durdurma kararı aldı. Sizin uygulamanız hukuk ise diğer mahkemenin kararı nedir? Buna cevap verebilir misiniz? Enis Berberoğlu için hukukun gereği olarak yargılamanın durdurulması kararı verilirken Sırrı Süreyya Önder yargılaması neden devam ediyor? Cevap basit, çünkü bu normal bir mahkeme değil. Bir darbe mahkemesi. Bu ülkede hiç darbe mahkemesi görülmedi. Siyasi iktidar darbeyi hep sandığında taşıdı. Siz o sandıktan darbe uygulamalarından biri olarak karşımıza çıkarıldınız. Bir taraftan normal bir mahkeme, normal kararlar veriyor, diğer taraftan özel bir mahkeme, düşman hukuku, darbe hukuku perspektifinde bize yaklaşıyor. Sırrı Süreyya Önder’in yargılanması bunu göstermektedir.   Kirli ve karanlık ağ patlamaya  devam edecek   Bu iktidar IŞID’i ‘Bunlar kışkırtılmış çocuklar’ diyerek savundu. Ahmet Güneş, işlediği cinayet sabit olmasına rağmen serbest bırakılmış. Katliam taleplerini tahliye ettikten sonra planlamış. Bu memlekette maalesef adalet ve yargı kavramları birbirinden ayrıldı. Sivas katliamı davasında ağır ceza almış bir kişi Cumhurbaşkanı affıyla serbest bırakılıyor. Bir mahkeme kendi görevini adaletin görevi olarak görmezse bu tip kararları kendi konusu olarak almaz. Ama biz bunu söylemeye devam edeceğiz. Açık açık cinayetler işlediği sabit olan IŞİD'liler, HÜDA PAR’lılar serbest bırakıldı. Madımak katliamı zaman aşımından düşürüldü. Bunlar unutulmaz yargılamalar, tıpkı Kobanê davası gibi. Kürtler, sosyalist, kadın özgürlükçü bu memleketin yurttaşları bu yargılamayı unutacak mı? İşte toplumsal hafıza böyle böyle oluşturuluyor. Şimdi bu memleketin geleceğinden aydınlık bekleyeceğiz öyle mi? Bizi kullanarak kendi ikbaline basamak yapanlar başarılı olamayacak. Bu kadar büyük bir kötülüğün boşa çıkmaması mümkün değildir. Kobanê Kumpas Davası'nın etrafında oluşmuş bu karanlık ağ içerisinde bir dizi kir birikti ve bu kirlilik ileriki günlerde çok daha büyük olarak patlamayla devam edecek. Sonuçta siz de yakında muradınıza ereceksiniz ama emin olmayın. Bu zamana kadar tutuklu olan arkadaşlarımızın gördüğü zararı ne kadar erken sürede son verirseniz o kadar iyidir. Ben bu nedenle tutuklu arkadaşlarımın tahliyesini talep ediyorum.”   ‘Savcı da gizli tanıklardan biri oldu’   Daha sonra Kürtçe savunma yapan Meryem Adıbelli, Savcının iddianamede HDP için “legal görünümlü’ dediğinin altını çizerek şunları belirtti: “Savcı mütalaanın başından sonuna kadar HDP çalışanlarının bu şekilde suçlandığını gördüm. Herhalde savcı, gizli tanıklardan biri oldu. Çünkü mütalanın tamamında bize yönelik yorumlar yapmıştır. Sayın heyet bizim konuşmalarımızdan haz almıyor, bir şekilde bundan rahatsız da oluyorsunuz. Ancak bu denli büyük iftiralar karşısında sizin de bunu görmeniz gerekiyor. Savcı nerede ne duymuşsa, bu benim işime yarıyor diyerek tamamını toplayıp bu mütalaanın içine koymuştur.”   Duruşmaya, 14.00 itibariyle devam etmesi üzerine ara verildi.