Nafaka tartışmalarında asıl hedef ne? 2023-08-24 09:01:15     Melek Avcı    ANKARA - EŞİK Gönüllüsü Avukat Özlem Günel, nafaka tartışmalarında kamuoyuna yansıtılan “süresiz” iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu kaydederek, kadına verilen yoksulluk nafakasına ilişkin “Ortalama dosyalar üzerinden bir inceleme yapılmış ve ödenen nafakaların ortalama 300 lira olduğu ortaya çıkıyor” dedi.   Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz'da düzenlediği basın toplantısında nafaka hakkının sınırlandırılacağına dair bir açıklama yaparak, 6284 gibi Medeni Kanun’un da tartışmaya açmıştı. Aile Bakanı’nın yaptığı açıklamaların ardından 16 Ağustos'ta da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç nafaka hakkını, hatta Medeni Yasa'nın Aile Hukuku bölümünü toptan ele alacakları bir düzenleme hazırlığında olduklarını dile getirmiş ve kurulan bilim kurulunda yeni düzenlemelerin tartışıldığını belirtmişti. Kadınların hayatları ve haklarıyla ilgili kararların belirleneceği söz konusu bilim kurulunda ise kimlerin yer aldığı bilinmiyor.   Medeni Kanun’un hedef alınmasıyla birlikte Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) tartışmaları bertaraf etmek için çalışmalarını sürdürüyor. EŞİK Gönüllüsü Avukat Özlem Günel, nafaka tartışmalarına ilişkin iktidarın kamuda bilerek yarattığı algının gerçekliğini ve nafakanın asıl olarak ne olduğunu anlattı.   ‘Medeni Yasa için bilim kurulunda kimler var’   Nafakanın kadınların haklarıyla ilgili tartışmaya açılan ilk konu olmadığını dile getiren Özlem, hem İstanbul Sözleşmesi hem de 6284 Sayılı Yasa’nın ortaya atıldığını söyledi. Özlem, “6284 kadını koruyan bir yasa ama saptırılarak kamuoyuna aktarıldı. Sanki kadın beyan verince erkek hemen cezalandırılıyormuş gibi bir anlatı kuruldu. Ama öyle değil, kadının beyanını esas alarak kadını ve çocuğu şiddetten korumayı öngören bir yasa. Ancak etkin uygulanmadığı için kadınların ceplerinde koruma kararlarıyla şiddet gördüğünü ve katledildiğini gördük. Şimdi de Medeni Kanun ile ilgili boşanma kısmının yeniden düzenlendiğine ilişkin Adalet Bakanlığı bir açıklama yaptı ve bilim kurulunun hâlihazırda bunun üzerine çalıştığını söyledi. Fakat bu bilim kurulunda kimler var sorusuna açıklık getirilmedi. Biz sayın bakandan bilim kurulunda kimlerin olduğu, kadın derneklerinin, hukukçuların buraya dahil edilip edilmeyeceğini belirtmesini özellikle istiyoruz” dedi.    ‘Nafaka sadece kadına ödenmiyor’   Tartışmaya açılan nafakanın da tıpkı 6284 gibi çarpıtılarak tartışmaya açıldığını belirten Özlem, nafakayı şöyle anlattı: “ Nafaka, Medeni Kanun’da Madde 175’te ‘Yoksulluk nafakası adı altında düzenleniyor. Madde 176’da da kamuoyuna yansıtıldığı gibi ‘süresiz’ olmadığı düzenlenmiştir. Hangi durumlarda yeniden düzenleneceği veya kaldırılacağı da bu madde de yer alıyor. Boşanma davalarıyla birlikte ele alınan nafaka, temelde kadına ve çocuğa baba tarafından veya kusuru daha az olan kişiye ödeniyor. Yalnızca kadına değil, kusuru daha az olan yoksul kişiye ödeniyor. Yoksulluk nafakası zaten kadın istihdamının yüzde 30’lara düşürüldüğü, kadın yoksulluğunun git gide arttığı, anneliğin kadına bir kariyer olarak dayatıldığı yerde bu yoksulluk nafakasının kaldırılması düşünülemez.   Ortalama ödenen nafakalar 300 lira   Kamuya yansıtıldığı gibi birkaç ünlü üzerinden bir mağduriyet propagandası yürütülmeye çalışılıyor. Çok fazla nafaka veriliyormuş gibi, oysa Türkiye özelinde dosyalara baktığımız zaman çok büyük nafakalar ödenmiyor ve kadın temelde yoksulluğa düştüğü için bu nafaka ödeniyor. 2018-2019 yılları arasında İstanbul Barosu’nun yaptığı bir araştırma mevcut. Bu araştırmada ortalama dosyalar üzerinden bir inceleme yapılmış ve ödenen nafakaların ortalama 300 lira olduğu ortaya çıkıyor. 300 lirayı şuan ki enflasyona oranlasak bile bahsedilen fahiş rakamlar gerçekten çıkmıyor. Kadının eve hapsedildiği dönemde en azından kendisine bir hayat kurmasında bir yol açıyor. Yıllarca o evde erkeğe hizmette bulunmuş, erkeğe hizmette bulunmuş kadınlar için düzenlenmiş bir hukuki sistem.”   ‘Yoksulluk kalktığında nafaka yeniden düzenlenir’   Yoksulluk nafakası ile çocuğa ödenen iştirak nafakasının bir tutularak “süresiz” değerlendirmelerin yapıldığını belirten Özlem, bunun doğru olmadığını kaydetti. Özlem, “Yoksulluk nafakası kadına ödeniyor, iştirak nafakası ise çocuğa ödeniyor. Kamuoyunda ‘süresiz’ diye sürekli yansıtılan aslında çocuğa ödenen nafaka. O çocuk sadece kadına ait olmadığına ve babanın bakım yükümlülüğü devam ettiğine göre ödemekle yükümlü. Kadın evlendiği takdirde yoksulluk nafakası da madde 176’da zaten tanımlanıyor: evlenmese bile fiilen birlikte yaşadığı kanıtlandığı, yoksulluk ortadan kalktığı, kadın işe girdiği zaman temelde tekrar düzenleniyor. Süresiz değil. Gerçekten erkekler mağdur olduğunu iddia ediyorsa eğer nafakanın kaldırılması yerine mahkemeye başvurabilirler. Gerçekten söyledikleri bir durum varsa bu madde 176’dan faydalanabilirler ve hakim bu doğrultuda nafaka hakkında bir düzenleme yapacaktır” dedi.   Erkeklere tek taraflı ‘boş ol’ yetkisi   Adalet Bakanı tarafından dile getirilen “1 gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödeyen kişiler var” iddiasını değerlendiren Özlem, “Bir gün evli kalıp yıllarca nafaka ödeyen erkekler varsa Sayın Bakandan bu verileri kamuoyuyla paylaşmasını talep ediyoruz. Bu nafakaların dosya numaraları, az önce bahsettiğim gibi bu nafakaların çocuklara mı yoksa kadınlara mı ödendiği, sayıları nedir? Bunları paylaşırsa gerçekten bir mağduriyet var mı yok mu bunu toplum olarak hepimiz görürüz, çünkü biliyoruz ki nafaka konusunda asıl mağdur olanlar erkekler değil kadınlar ve çocuklar. Boşanma davalarının çok uzun sürdüğü bu yolla boşanma davalarının daha kısa süreceğini de söyledi. Davaların uzun sürmesinden kaynaklı da bir mağduriyet yaşandığı ve bu mağduriyetin giderilmesi için de hızlı boşanmaların düzenleneceği bakan tarafından söyleniliyor. Su şipşak boşanma anlamına geliyor; nafaka ve kusur incelemesi yapılmaksızın boşanmaya hükmedilmesi kadının ve çocuğun bir güvence olmadan aile konutundan uzaklaştırılması demek ki bu da kadın için ekonomik bir şiddet. Tek taraflı olarak erkeğe ‘boş ol’ yetkisinin verilmesi anlamına da geliyor ki bu da laik Medeni Kanun’un içinin boşaltılması anlamına geliyor. O nedenle kadınlar olarak talebimiz yasaları değiştirmesi değil yasaları uygulamasıdır” sözlerini kullandı.   Asıl hedef ne?   Şu an nafaka üzerinden bir tartışmanın yürüdüğünü ama asıl hedefin daha geniş olduğuna dikkat çeken Özlem şu şekilde konuştu: “Adalet Bakanı, aile hukuku üzerinden geniş bir çalışmanın yürütüldüğünü söyledi. Kamuoyunda görüyoruz, zaman zaman karma eğitim tartışmaya açılıyor, git gide kadın erkek arasındaki eşitsizlik makası açılıyor ve bunun tetikleyen politikalar yapılıyor, 6284 tartışılıyor, İstanbul Sözleşmesi zaten kaldırıldı. Nafaka da evet bir hedef ve bizler için önemli ama asıl hedefin laik Medeni Kanun olduğunu ve aile hukukun yeniden düzenleneceği görülüyor. Yeni yasama yılında bizi nelerin bekleyeceği konusunda kadınlar endişeli. EŞİK bu noktada, 3 yıldır olduğu gibi hem Meclis’te hem sahada yasalara dokunma uygula demeye devam edecek. Medeni Yasa, Anayasa ve 6284’e karşı her türlü saldırıyla mücadele etmeye devam edecek.”