EŞİK’ten MEB’e tepki: Asla vazgeçmeyeceğiz 2023-07-24 14:28:28     ANKARA - Mili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef alan sözlerine tepki gösteren EŞİK, laik eğitimin kalan son kırıntılarının yok edilmek istendiğini vurgulayarak, mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. Milli Eğitim Bakanı ve onu desteklemekte adeta yarışan bazı siyasetçilere, “Çocukları cinsel varlıklar olarak görmekten vazgeçin” diye uyardı.    Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, karma eğitimi hedef almasına, yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamada, kadın erkek eşitliği ve laiklik ilkesine dayanan toplumsal hayatı yok etme niyetiyle 21 yılda atılan geri adımların, Mayıs 2023 seçimleri sonrasında arka arkaya gelen açıklamalarla hızlandırıldığına dikkat çekildi.    “Bu niyette buluşanların; yaşayan örneklerini İran, Afganistan gibi ülkelerde gördüğümüz, kadınları toplumdan uzaklaştırma, erkeklere hizmet, soyun devamı rolüne hapsetme arzusu bir siyasi program olarak sürdürülüyor” diye belirtilen açıklamada, bu yöndeki fiili uygulamaları ve açıklamaları seçim kazanmak amaçlı söylemler ya da ekonomik çöküşün konuşulmaması için gündem saptırma girişimleri olarak yorumlamanın konuyu hafife almak anlamına geldiği vurgulandı.     ‘Laik eğitimin kalan kırıntıları da yok edilmek isteniliyor’   Yüz yıllar öncesinden kalma ideolojilerini, yasaların hiçe sayılarak büyün topluma dayatma cüretinin, “özgürlüğüne” sahip çeşitli oluşumların, kadın sanatçılara, sporculara, festivallere, her türlü kültür, sanat ve eğlence buluşmalarına hızla bir saldırı gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, “Çevreme duyarlıyım gibi anlamlı bir ismin ardına gizlenen yeni bir eğitim operasyonu olan ÇEDES projesi ile Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı görevlerinin bir bölümünü Diyanet işleri Başkanlığı’na devretti. Bu kapsamda bazı okullara öğretmenler yerine imamlar atandı. Bu siyasi programın en önemli başlıklarından birini oluşturan, laiklik ilkesi ve bilimsel karma eğitim tartışmaya açıldı. Kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında karma eğitimin ortadan kaldırılması ile laik eğitimin kalan kırıntıları da yok edilmek isteniliyor” ifadelerine yer verildi.   ‘Gerçekleri saptırmak yeni siyaset yapma alışkanlığı oldu’   Bakan Yusuf Tekin’in “Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin en baştaki argümanı, 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum' oluyor” diyerek laik eğitimin kalan kırıntılarını da yok etme niyetini beyan ettiğine dikkat çekilen açıklamanın devamında şöyle denildi: “Bakanın, kız çocuklarının okullaşmasında gerileme olup olmadığına ve bunun nedenlerine dair bilimsel veri sunmak gereği bile duymadan ortaya attığı bu niyet beyanına iktidar bloğu üyesi Büyük Birlik Partisi’nden gelen destek, el yükselterek ‘hastaneler de ayrılsın’ oldu. Geçmişinde, kadın haklarından yana olduğunu söylediği için işkenceyle kadın katli (Konca Kuriş) kara lekesi taşıyan, kadınları ‘sahiplendirmekten’ bahsedebilen, ‘kime göre, neye göre çocuk’ diyerek kız çocuklarının evlendirilmesini, yani çocuk cinsel istismarını onaylayan iktidar bloğuna mensup bir diğer partinin genel başkanı ise; ‘karma eğitim en fazla kız çocuklarına zarar veriyor’ diyerek kız çocuklarının eğitimini dert ettiğine inanmamızı bekliyor. Karma eğitimi ‘dayatma’ olarak niteleyen aynı partinin vekilleri henüz bir hafta önce mecliste kabul edilen infaz yasası ile çocuk cinsel istismarcılarının serbest bırakılmasına, faillerin zarar verdikleri çocuk ve kadınların hayatlarına dayatılmasına evet oyu vermişti. Avrupa Ülkeleri ve ABD de dahil birçok ülkenin karma eğitimi terk ettiği iddiası ise, son 21 yılda, gerçekleri çarpıtarak siyaset yapma alışkanlığının yeni bir örneği olarak kayıtlara geçti.”   ‘Destek yarışına girildi’   Destek açıklamaları bununla da kalmadığına işaret edilen açıklamada, henüz 57 gün öncesine kadar ülkeye demokrasi sözü vermiş olan muhalefetteki Millet İttifakına mensup Saadet Partisi’nin de, kadın erkek eşitliğinin demokrasinin önkoşulu olduğunu unutarak bakanın açıklamasını destek yarışında yerini aldığı kaydedildi.    ‘Kadınlara bilim değil nasıl ev hizmetçileri olunacağı öğretildi’   “Karma eğitime son vermek ve ‘kız okulları’ açmak kadınlara bilimin değil, nasıl itaatkar ev hizmetçileri olunacağının öğretilmesi, kadınları kamusal yaşamdan ve çalışma hayatından uzaklaştırma amaçlıdır” sözlerine yer verilen açıklamada, bu niyetin ayrıca, karma eğitimde, çalışma hayatında ve kamusal alanda başları örtülü olarak var olma mücadelesi vermiş ve halen başörtüsüyle kamusal hayatın içinde olan kadınlara da haksızlık olduğunun altı çizildi.    ‘Haklarımızdan asla vazgeçmiyoruz’   Kadınların kendilerini ve kız çocuklarını birer birey, birer insan ve hakları olan varlıklar olarak görmeyen, neredeyse karma hayatı toptan yasaklama eğilimindeki bu zihniyetin ülkeye verdikleri zararın bedelini fazlasıyla ödediğinin belirtildiği açıklamada, “Böylesi bir zihniyete dur demek, laik demokratik bir ülkede huzurla yaşamak isteyen, kadın erkek fark etmeksizin, her toplumsal kesimden herkesin öncelikli sorumluluğudur.  EŞİK platformu olarak, böylesine ağır bir süreçte bu sorumluluğun yaşamsal olduğunu hatırlatıyor; laik demokratik bir ülkede, eşit ve özgür bir hayat hayalimizden ve haklarımızdan asla vazgeçmiyoruz” diye vurgulandı.    Açıklamada, Milli Eğitim Bakanı ve onu desteklemekte adeta yarışan bazı siyasetçilere, kız çocuklarının okullaşmasını teşvik etmek istiyorlarsa şunları yapmaları önerildi:   “*Öncelikle çocuklara bakış açılarını gözden geçirip; onları sadece cinsellikleri olan varlıklar olarak görmekten vazgeçerek; her çocuğun hakları, hayalleri, geleceğe dair umutları olan bireyler olduklarını kabul etsinler.   * İki cinsin çocuk yaşta yan yana gelmesinde sakınca gören aileler var ise, onların çocuklara bakış açısını değiştirip dönüştürmeye, onları yüzlerce yıl geride kalan eğitim anlayışının etkisinden çıkarmaya çalışsınlar. Çocukların karşı cinsle birlikte büyümesinin ruhsal gelişimleri açısından zorunlu olduğunu görmeleri için bilimsel gerçeklere erişimlerini sağlasınlar.   *Yoksullaştırılan ve yaşanan ekonomik çöküşle boğuşan, çocuğuna defter kalem alamadığı ve beslenme çantasını dolduramadığı için okula gönderemeyen milyonlarca yoksul ailenin sorunlarına çare arasınlar. Yoksullaştırılan ve mahalle baskısına maruz bırakılan ailelerin çocuklarını, kız çocuklarının okula gönderilmesine açıkça karşı çıkan ve kendi çocuklarını dahi 6 yaşında evlendirmekte sakınca görmeyen tarikatların yüzyıllar öncesinde kalan ‘terbiye’ sistemine göndermek zorunda kalmalarının önüne geçsinler. Çocuklar ailelerin ‘malı’ değil ülkenin ve dünyanın geleceğine sahip çıkacak olan bireylerdir ve insan hakları hukukuna göre hakları vardır. Laik bilimsel eğitim bu hakların en başında gelir.   *Kız okulları açmak yerine 12 yıl kesintisiz, parasız, zorunlu temel eğitim sitemine geri dönülmesini sağlasınlar. Eğitim sendikalarının raporlarında da yer alan 4+4+4 eğitim sisteminin uygulanmasından sonra okulu bırakan kız çocuklarının nerede olduğunu, çocuk yaşta evlendirilip evlendirilmediğini takip etsinler. Her çocuğun temel eğitime katılıp katılmadığını takip etmek devletin birincil sorumluluğudur.”