Hasta tutsaklar Şivekar, Özge ve Halise için çağrı 2023-07-15 14:23:41   HABER MERKEZİ - İzmir, Ankara ve İstanbul'da hasta tutsaklar için yapılan eylemlerde bu hafta Şivekar Ateş, Özge Özbek ve Halise Aksoy'un bir an önce tahliye edilmesi istendi.    Cezaevlerinde tutulan hasta tutsaklar için İstanbul İzmir ve Ankara'da basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamalarda, hasta tutsakların durumuna dikkat çekilirken, bir an önce tahliye edilmeleri istendi.    İzmir    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için 2 haftada bir düzenlediği basın açıklamasının 278’incisini Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. “Hasta mahpuslar ölüyor, susma suça ortak olma” pankartı açılan eylemde, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Şivekar Ataş'ın sağlık durumuna dikkat çekildi.    Basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, 20 yaşındaki Şivekar Ataş'ın 2016 yılında Amed’de üniversite öğrencisiyken tutuklandığını aktardı. Cezaevine girdiğinde hiçbir sağlık sorunu olmadığını kaydeden Zafer, "Şivekar hapishane koşulları ve uğradığı hak ihlalleri nedeniyle birçok hastalığa yakalanmıştır. İHD'nin ağır hasta mahpuslar listesindedir. Annesinin belirttiğine göre Tarsus Hapishane'sinde iken işkenceler gördüğünü, bunun sonucunda gözlerinin morardığını, uygulamalara itiraz ettiği için 'süngerli odaya' götürüldü. Bunun sonucunda da vücudunda yaralar çıkmıştır. Şivekar'ın pandemi döneminde tedavisi yapılmamıştır" dedi.    Kalp kapakçığında çürüme var   Şivekar'ın kalp kapakçığında çürüme olduğunu ve ameliyat olması gereken bel fıtığı olduğunu söyleyen Zafer, "20 günde bir kalp kapakçığındaki çürüme nedeniyle iğne olması gerekirken pandemi döneminde yapılmamıştır. Annesi ile yaptığı son görüşmede, anne kızını tanımakta güçlük yaşadığını ani ve aşırı kilo kaybına uğradığını belirtti. Aynı zamanda raminde 2 kist çıktığını ve bunun için de ameliyat olması gerektiğini öğrenmiştir. Şivekar acilen ameliyat olmalıdır. Eğer aksatılır ya da geciktirilirse oluşacak olumsuzluklardan hapishane yetkilisi ve revir sorumlu olacaktır" diye belirtti.   Ankara   Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise eylemlerinin 462’nci haftasında Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsak Özge Özbek’in durumuna dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube binası önünde yapılan açıklamada, “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açıldı. Açıklamayı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen yaptı.   Cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsağın bulunduğunu söyleyen Nuray, Bu hastaların içerisinde kronik ve çoklu rahatsızlıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşı ve yaşamını tek başına idame ettirmeyecek durumda olanların cezaevlerinde ısrarla tutulmaya devam edildiğini kaydetti.   ‘Çoklu beyin tümörü, epilepsi, astım hastalıkları bulunmakta’   Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsaklardan Özge Özbek’in durumuna dikkat çeken Nuray,  Özge’nin ailesi tarafından İHD’ye 3 kere başvuru yapıldığını belirtti. Özge’nin Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Mezunu olduğunu ve üniversite öğrencisi olduğu yıllarda hakkında dava açıldığını ve dava sonucunda 6 yıl 3 ay hapis cezası verildiğini hatırlatan Nuray, “Tutuklanmadan önce de Diyarbakır Valiliğine memur olarak atanıp sosyal hizmetler uzmanı olarak çalışmaktaydı. Çoklu beyin tümörü, epilepsi, astım hastalıkları bulunmakta ve ayrıca depresyon tedavisi görmektedir. Beyninde tümör olması sebebiyle, İstanbul Acıbadem Hastanesinde açık beyin ameliyatı geçirmiş, hakkında yakalama kararı olması nedeniyle ameliyatının hemen ardından hastanede tutuklanmış ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürülmüştür” dedi.   ‘Hapishanede kalamaz raporuna rağmen ATK raporu kabul etmedi’   Özge’nin durumunun ağır ve yeni ameliyat olması nedeniyle yapılan başvurular sonucunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından 3 ay infaz erteleme kararı verildiğine işaret eden Nuray,  “3 Ay bittikten sonra kararı yeniden uzatılmamış ve tekrar tutuklanarak Gebze Kadın Kapalı Cezaevine götürülmüştür. Sağlık Bakanlığı Darıca Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 24 Aralık 2014 tarihli Sağlık Kurulunun vermiş olduğu kararda ‘Hapishane şartlarında kalması uygun değildir’ raporu olmasına rağmen, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından bu rapor kabul edilmemiş ve ‘Hapishanede kalabilir’ raporu verilerek sağlık hakkı ihlal edilmiştir. Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen raporda Nöroloji, Üroloji ve Psikiyatri doktorlarının imzası bulunmakta ancak asıl görmesi gereken Beyin Cerrahının bu kararda imzası yoktur” diye belirtti.   ‘Sağlıklı bir kontrol ve tedavi gerçekleştirilemiyor’   9 Haziran 2022 tarihinde Özge’nin durumu için yeniden Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yapılan başvuruda durum bildirir raporunda cezaevinde kalabilir raporu verildiğini dile getiren Nuray şunları ekledi: “Oysa Özge Özbek, cezaevinde sürekli şiddetli baş ağrıları çekmekte, denge kaybı yaşamakta ve tümörlerin duyu organlarına baskı yaptığından kaynaklı işitme kaybı problemleri yaşamaktadır. Hastane MR raporlarında beyninde birden fazla tümör bulunduğu için sürekli kontrol altında olması gerektiği, ameliyatını gerçekleştiren doktoru tarafından ailesine söylenmiştir. Ancak ne yazık ki sağlıklı bir kontrol ve tedavi gerçekleştirilemiyor. Daha önce Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 24 Aralık 2021 tarihinde heyet raporunda ‘cezaevinde kalamaz’ kararı verilmiş ve bu raporun 2 yıl geçerlilik süreci bulunmaktadır.”   ‘Tümörden kaynaklı yüzde 72 işitme kaybı yaşıyor’   Nuray, Özge’nin cezaevinde kaldığı sürece yaşadığı sağlık sorunlarını şöyle aktardı: “Cezaevinde kaldığı süre içerisinde hastalığı hızlı bir şekilde ilerledi ve epilepsi, vertigo gibi dengesizlik belirtileri olan hastalıklar da nüksetti. Beyi tümörleri organlara baskı yapmaktadır. Şu an tümörden kaynaklı olarak sol kulağında yüzde 72 işitme kaybı vardır, ellerde titreme, kimi zaman idrarını tutamama durumlar da meydana gelmiştir. Bu durum ileride görme, hafıza ve hareket kaybına neden olacaktır. 2023 yılı Ocak ayında tekrar heyet işlemleri başlatıldı. Gebze Cezaevi aracılığıyla ancak bir önceki MR ile karşılaştırıldığında tümörlerde büyüme ve çoğalma olduğu, hayati risk oluşturabileceği söylenerek ve acil bir şekilde 13 Ocak’ta Ankara’ya sevk edilmiştir. Ancak Gazi Üniversitesinden mahkum koğuşu olmadığından ameliyat olamayacağı, Gamma Knife (Lazerli Ameliyat) için de daha önce ışın tedavisi alan hücrelerin olumlu yanıt vermediğinden tek çözüm olarak 1 yıl sonra kontrol edilebileceği söylenmiştir. Bu süreç içinde Sincan Kadın Hapishanesinde tutulmaya devam edilmektedir.”   Tümörler hayati risk taşıyor’   Özge’nin bulunduğu yerde sık sık denge problemleri yaşandığından kaynaklı kafasını çarptığını, 10 Temmuz günü Özge’nin sabah uyandığında kafasını önce bazaya çarptığını ardından duvarda bulunan bağlamaya çarptığını dile getiren Nuray, “Oluşan şişlik nedeni ile önce kampüs hastanesine götürülmüştür. Çekilen tomografide çekilen bölümde beyinde kanama görülmüş ve 3 saat sonra tekrar tomografi çekilmiştir. Onda da kanamanın hala olması nedeni ile acil bir şekilde Etlik Şehir Hastanesine götürülmüştür. Travma yoğun bakımında müşahede altında tutulmuştur. Çekilen yeni tomografide ‘Kanın dağılmadığı, tümörlerin hayati risk oluşturduğu yapılacak tek müdahalenin cerrahi operasyon olduğu, bunun da yüksek ihtimalle koma veya ölümle sonuçlanabileceği’ bilgisi verilmiş ve dilekçe yazması istenmiştir. Kendisi de sonucu koma veya ölüm olabilecek bir ameliyatı talep etmediğini ifade ederek taburcu olmuştur” sözlerini kullandı.   ‘Özge Özbek’in hapishanede kalamayacağı raporlarında belirgin’   Özge’nin Ankara’ya tedavi amaçlı sevk edilmesine rağmen çekilmesi gereken MR’nin ancak 2 ay sonra çekilebildiğini ifade eden Nuray,  Özge’nin kimi randevularına da araç ayarlanmadı şeklinde gerekçelerle götürülmediğine vurgu yaptı. Nuray, “Doktorlar tarafından tümörler için patates kökü, mayın tarlası, karınca yuvası gibi tabirler kullanarak hızlı çoğaldığı ifade edilmektedir. Ayrıca panik atak başladığından hastaneye gitmekte zorlanıyor. Kimi zaman hastane sevkleri tekli ring araçlarıyla yapılmakta, bu durum da ham panik atağını tetiklemekte hem de tümörlerden ve epilepsiden kaynaklı olarak yaşamını riske atmaktadır. Mahpus olmasından kaynaklı olarak özel hastanelerde tedavisi yapılamıyor. Oysa daha önce ameliyatını yapan hastanede ve ameliyatı yapan hekim tarafından kontrol altında tutulması gerekirken tutuklanması hem tedavisini engelledi hem de hastalığının ilerlemesini sağlayarak durumunu daha da kötüleştirdi. Tek başına kalamıyor, mutlaka gözetim altında tutuluyor. Özge Özbek’in durumu oldukça kritiktir ve hapishanede kalamayacağı hem çekilen MR ve tomografilerde hem de raporlarında belirgindir” şeklinde konuştu.   ‘Zamanında tahliye olsaydı bugün durumu daha iyi olacaktı’   Özge’nin cezaevinde kaldığı her saat, her gün yaşam hakkı ihlaline neden olduğunun altını çizen Nuray, bir gün dahi cezaevinde kalamayacağı ortada olan Özge’nin acil olarak tahliyesini talep etti. Nuray, “Devlet yaşam hakkını korumak zorundadır ve tahliye etmeyerek bu sorumluluğunu yerine getirmiyor. Özge Özbek’in dışarıda tam teşekküllü hastanelerde tedavi edilebilmesi, kontrol altında tutulması için tahliyesi zorunludur. İnsan Hakları derneği olarak çeşitli tarihlerde Özge Özbek için yapmış olduğumuz açıklama, çağrı ve yazışmalarımıza rağmen bugüne kadar tahliyesi gerçekleştirilmemiştir. Zamanında tahliye edilseydi, bugün durumu daha iyi olabilecekti” ifadelerini kullandı.   İstanbul    İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu’nun, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenlediği “F Oturumu” eyleminin 590’ıncısı dernek binaları önünde gerçekleştirildi. Bu haftaki eylemde, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Halise Aksoy’un sağlık durumuna dikkat çekildi. Çok sayıda insan hakları savunucusu ve tutsak yakının katıldığı açıklamada, “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Halise Aksoy serbest bırakılsın” pankartları açıldı. Eylemde sık sık, “Hasta tutuklular serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganları atıldı.   Kurumlar cezaevlerine karşı sessiz!   Basın metnini ise İHD üyesi Yavuz Okçuoğlu okudu. Yavuz, tutsak yakınlarının derneklerine yaptığı başvurulara göre Türkiye’de cezaevlerinde hak ihlallerinin giderek arttığını ifade ederek konuşmasına başladı. Kurumların ise sessizliğini korumaya devam ettiğini vurgulayan Yavuz, bu nedenle de cezaevlerinde işkence, kötü muamele, infaz yakma, iletişim yasağı, hücre cezası gibi birçok uygulamanın sıradanlaşmaya başladığını sözlerine ekledi. “Zira bu sorunlara duyarsız kalanlar bu suçların faillerini de cezasızlıkla ödüllendirip, yeni suçlar için dolaylı olarak destekliyor” diyen Yavuz, “Özellikle hasta mahpuslara yönelik duyarsızlık akıldışı bir hal almış durumda” sözlerini kullandı.   Kelepçeli sevk dayatıldı!   Halise’nin diyabet, hipertansiyon ve kalp rahatsızlığı gibi birçok hastalığı olduğunu söyleyen Yavuz, tüm bunlara rağmen cezaevi yönetiminin bu duruma kayıtsız kaldığının altını çizdi. Yavuz “Halise Aksoy, diyabet nedeniyle görme yetisini tamamen kaybetme riski ile karşıya olup, iki defa ameliyat olmasına rağmen durumunda bir iyileşme olmamıştır. 3 aylık tutukluluğu süresince iki defa kalp krizi nedeniyle hastaneye sek edilmiş. Ancak kelepçeli sevk dayatmasına maruz kalmış, geçici tedavilerle geri gönderilmiştir” sözleriyle Halise’nin yaşadığı ihlalleri anlattı.   Kriz riskine rağmen ambulansta bekletildi   Halise’nin ilk olarak 19 Haziran’da fenalaşarak cezaevi revirine kaldırıldığının bilgisini veren Yavuz, doktorunun ise her an kalp krizi geçirebilme ihtimalinden dolayı hastaneye sevkini istemesine rağmen uzun bir süre kelepçe ile ambulans içerisinde bekletildiğini dile getirdi. Yavuz, “Götürüldüğü hastanede de kelepçesi açılmamıştır. Geçirdiği ameliyatlar sonrası gözleri sürekli yaşardığından, gözünü silmek zorunda olduğunu belirtmesine rağmen kelepçeleri çıkartılmamış, ağabeyinin anlatımı ile hastaneye gidip gelmesi de işkence noktasına gelmiştir” ifadelerini kullandı. Halise’nin 23 Haziran tarihinde yeniden kalp krizi riski ile hastaneye kaldırıldığını belirten Yavuz, buradan da geçici bir tedavi ile geri gönderildiğini paylaştı.   Derhal serbest bırakılma çağrısı   Halise’nin hastalıklarının, cezaevi koşullarına bağlı olarak hızla ağırlaştığını ve yaşamını tehdit eden bir noktaya geldiğinin altını çizen Yavuz, tüm yetkili ve ilgili kurumlara Halise’nin derhal serbest bırakılarak tedavi edilmesi gerektiği yönünde çağrı yaptı.