Şiddetle Mücadele Ağı: İktidarın dili failleri cesaretlendiriyor 2023-07-14 14:28:10     AMED - Artan kadın katliamları ve şüpheli kadın ölümlerine ilişkin açıklama yapan Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, iktidarın kadın düşmanı politikalar ile kadın kazanımlarını hedef aldığını, söylemleri ile şiddeti körüklediğini belirterek bunun failleri cesaretlendirdiğini söyledi.    Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı kadına dönük şiddet mücadeleye karşı Rosa Kadın Derneği’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ağ bileşenleri katılırken “Haklarımızdan ve özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz” pankartı açıldı. Açıklamayı Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği (GÖÇ-İZDER) Eşbaşkanı Gulan Önkol okudu. Açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, kadına yönelik şiddetin artmasına, ve LGBT+’lara dönük hak ihlallerine dikkat çekildi.   ‘Ayrıcalıklı erkeklikle mücadelemiz yıllardır sürüyor’   Türkiye’de ve dünyada yükselen aşırı sağcı ve radikal politikalara değinen Gulan, her geçen gün kadınlara ve LGBTİ+’lara dönük erkek şiddetinin arttığı ve kadın kazanımlarına yönelik saldırıların yoğunlaştığı bir dönemin yaşandığını belirtti. Gulan, “Eylemlerimiz kriminalize edilerek hak savunucuları yıldırılmaya çalışılmıştır. Geldiğimiz nokta itibariyle karma eğitim, şiddetle mücadele politikaları, çalışma hakkı, anayasal eşitlik güvencesi ve ayrımcılık yasağı gibi en temel kazanımlarımız dahi iktidar ve birlikte çalıştıkları kişi ve kurumlarca her gün hedef alınıyor. Her gün yeni bir saldırı gerçekleşiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme süreci ile benzer şekilde kurgulanan bu ataerkil zihniyeti tanıyoruz. Şiddet faillerine koruma sağlayan bu ayrıcalıklı erkeklikle mücadelemiz yüzyıllardır sürüyor” dedi.   ‘6284 seçim vaadi yapıldı’   Amed’de kadınlara ve çocuklara dönük her türlü şiddete karşı mücadele eden kurumlar olduğunu söyleyen Gulan, “Şiddet faillerinin değil, hakları ve özgürlükleri için mücadele eden kadınların ve LGBTİ+’ların susturulmaya, yargılanmaya çalışıldığı bu dönemde burada seslenmek istiyoruz. 10 ili etkileyen deprem, seçim süreçlerdeki söylemlere kadınlar ve çocuklar tekrar hak ihlallerine maruz kaldılar. Bir yandan kentimizi ve beraberindeki 10 ili etkileyen büyük 6 Şubat depreminin yaraları henüz sarılamamışken bir yandan da gündemimize giren seçim süreci ve tekrar hak ihlallerine maruz kalmıştır. Bu dönemde Türkiye’nin bir bölgesinde insanlar barınacak bir yere, yiyecek bir yemeğe, içme suyuna dahi ulaşamazken; kadınlar ve çocuklar hijyenik koşullardan uzak barınma alanlarında bulaşıcı hastalık tehlikesi altında yaşamak zorunda kaldı. Ancak ülkenin geri kalanının ise seçim gündemiyle birlikte depremde yaşanan mağduriyetlere yabancılaştığı görülmüştür. Üstelik tam da kadınların, çocukların ve tüm dezavantajlı grupların korunmasının en çok gündeme alınması gerektiği dönemde tam tersine şiddetsiz bir düzenin teminatı olan 6284 sayılı kanunun kaldırılması vaadiyle seçim propagandası yapılmıştır” sözlerine yer verdi.   ‘Şiddet körükleniyor’   Son dönemde sık sık tartışmaya açılan “karma eğitim kaldırılmasına” ilişkin tartışmalara dikkat çeken Gulan, hem doğrudan Anayasa’nın laiklik ilkesinin hedef alındığını hem de bilimsel ve pedagojik açıdan hiçbir geçerliliği olmayan tamamen siyasi ve ideolojik bir tercih ile kız çocuklarının eğitim haklarına saldırı gerçekleştirildiğini ifade etti. İktidarın karma eğitimin engellenmesini, kız çocuklarının okullaşma oranını arttıracağı kılıfıyla süslemeye  çalıştığı ideolojilere vurgu yapan Gulan, “Evlilik yaşı gibi son dönem kadınlar üzerinden yürüyen bütün tartışmalar birlikte değerlendirildiğinde; bu zihniyetin neyi hedeflediğini açıkça ortaya koymaktadır. İşte tam da kadın düşmanı politikaların kazanımlarımızı hedef alan tüm söylemlerin arttığı bu ortamda kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+’lara dönük şiddetin körüklendiğini görmekteyiz. İktidarın kadın kazanımlarını açıkça hedef alan bu dili şiddet faillerini cesaretlendiriyor. Bunun yansımalarına her gün aldığımız bir başka vaka haberiyle tanık oluyoruz. Nitekim kentimizde Nisan ve Mayıs aylarında 4 kadın erkek tarafından katledilmiş ve 4 kadın ölümü ise kolluğa intihar olarak bildirilmiştir. Bizler, intihar olarak bildirilen şüpheli kadın ölümlerinin ekseriyetle kadın cinayeti olduğunu biliyoruz” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.