İnsan hakları savunucuları: İşkenceye hayır 2023-07-04 19:40:11   İZMİR - İnsan hakları savunucuları, İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla düzenledikleri basın açıklamasında, işkenceye karşı taleplerine yer verildi.   İzmir’de insan hakları savunucuları ve hukukçular 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “İnsanlık onuruna sahip çıkıyor, işkenceye hayır diyoruz” yazılı pankart taşınırken sık sık “Susma haykır işkenceye hayır”, “İşkence insanlık suçudur” ve “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı. Açıklamaya siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.  Açıklamayı grup adına Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci okudu.   ‘İktidar tüm sorunları güvenlik sorunu haline getirdi.   Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getirdiğine dikkat çeken Coşkun, bu sebeple ülkenin işkence mekanı haline geldiğini ifade etti. Son süreçte gerçekleşen pek çok toplantı, yürüyüş ve etkinliklerde polis müdahalelerindeki işkenceye değinen Coşkun, İmralı Hapishanesi'ndeki izolasyona da dikkat çekerek şöyle devam etti: “İşkenceyi önleme yükümlülüğü öncelikle devletlere aittir. Bu nedenle de devletler, her şeyden önce işkenceyi bir sindirme aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeli, işkence suçlarını etkin bir biçimde soruşturmalı ve cezasızlıkla mücadele etmelidirler. Dolayısıyla insan hakları savunuculuğunun bir gereği olarak yıllardır sabır ve ısrarla dile getirdiğimiz bu kapsamdaki asgari talepleri siyasal iktidara bir kez daha hatırlatıyor ve ivedilikle gerçekleştirilmesini istiyoruz.”    Talepler sıralandı   İşkenceye karşı hak savunucularının mücadelesinin devam edeceğini belirten Coşkun taleplerini şu şekilde dile getirdi:   *İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni, işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Her şeyden önce, sıradan bir kural haline getirilmeye çalışılan cezasızlık politikalarına son verilmelidir.   *Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır.   *Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır.   *Gözaltı süreleri kısaltılmalıdır.   *Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı, BM İşkenceye Karşı Sözleşmeye ek Protokol (OPCAT) ve BM Paris Prensiplerine uygun, tümüyle bağımsız yeni bir ulusal önleme mekanizması oluşturulmalıdır.   *Kolluk Gözetim Komisyonu tarafsız ve bağımsız hale getirilmelidir.   *İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır.   *İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.   *Hapishaneler insan hakları ve hukuk örgütlerinin bağımsız denetimine açılmalıdır.   *CPT raporlarının tümü açıklanmalı ve tüm tavsiyelere uyulmalıdır.   Açıklama sloganlarla sona erdi.