Safiye Alağaş: Gazeteciler hakikatin izcileridir 2023-07-04 17:40:02     İSTANBUL – Atölye BİA’nın “İfade Özgürlüğünün On Yılı - İkinci Kitap: 2012-2022” kitabının tanıtım etkinliğinin moderatörlüğünü yapan ajansımız Haber Müdürü Safiye Alağaş, “Gazeteciler hakikatin izcileridir. Şu anda AKP iktidarına direnen bir avuç gazeteci kalmış durumda. Cezaevinde de cezalandırmanın cezalandırmasını yaşıyoruz” sözleriyle tüm baskılar karşısında gazetecilerin hakikati yazmaya devam ettiğini vurguladı.   Bianet bünyesindeki Atölye BİA, IPS İletişim Vakfı Yayınları bünyesinde Gökçer Tahincioğlu tarafından hazırlanan “İfade Özgürlüğünün On Yılı - İkinci Kitap: 2012-2022” kitabının tanıtım etkinliğini gerçekleştirdi. Beyoğlu’nda bulunan Atölye BİA binasında düzenlenen etkinliğe haber müdürümüz Safiye Alağaş, Bianet editörü Nadire Mater, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Şirnex (Şırnak) Milletvekili ve gazeteci Ayşegül Doğan, çok sayıda gazeteci, ekolojist, hukukçu, akademisyen ve insan hakları savunucusu katıldı.  Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün ele alındığı etkinliğin moderatörlüğünü, 15 Haziran’da tahliye edilen haber müdürümüz Safiye Alağaş yaparken, Gökçer Tahincioğlu ve Gülsüm Depeli de sunumlar yaptı.   ‘Bu eser Erdoğan’ın’   Etkinliğin açılış konuşmasını Bianet editörü Nadire Mater yaptı. Kitaba dair bilgi veren Nadire, “2010’dan itibaren pek çok arkadaşımızın katkısıyla yapılan bir kitap. Pek çok gazeteci ve yazar arkadaşımız da kitapta var. Bu eser kimin eseri derseniz, Erdoğan’ın eseri. AKP’nin 20 yıllık dökümünü burada görebilirsiniz. Bütün bu özgürlük ihlalleriyle pek çok arkadaşımız cezaevine girdi, hala cezaevinde olanlar var. Safiye arkadaşımız da yeni cezaevinden çıktı. İki kitap da bize Türkiye’de özellikle seçimden sonra bir şey söylemeye çalışıyor. Türkiye’de gazetecilik nerede ve yeni bir gazetecilik mümkün mü diyor. Yeni medya dönemi hepimiz için kolay gelsin, hep birlikte başka bir gazeteciliğin mümkün olduğunu söylüyoruz” dedi.   Hakikatin izcileri: Gazeteciler   Daha sonra etkinlik için sunum yapan Safiye Alağaş, kitabın AKP iktidarlığının 20 yıllık sürecini ele aldığını belirterek konuşmasına başladı. Gazetecileri “hakikatin izcileri” olarak tanımlayan Safiye, “Bu nedenle çok fazla baskı, gözaltı, sürgün ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyorlar. Bizler dahi fikirlerimizi çatıştıramıyor, bir yere varamıyoruz. Fikirlerin çatışması hakikate giden yoldur. Fikirlerimizi ne kadar çatıştırırsak hakikate o kadar yaklaşırız. Fakat Türkiye’de bunu yapamıyoruz. Gazeteciler bir şey söylediğinde, iktidarın hoşuna gitmediğinde gözaltına alınırız, tutuklanırız, manipüle ediliriz. Hakikat Türkiye’de perde arkasında kalıyor. Böyle olunca da Türkiye’de araştırmacı gazetecilik, nitelik çok fazla azalıyor. Çünkü AKP iktidarıyla birlikte saldırılar, fikirlerin tartışılması daha da arttı. Şu anda AKP iktidarına direnen bir avuç gazeteci kalmış durumda. Türkiye tarihinde iktidarlar gazetecileri sürekli kendi kıskacına almaya çalışıyor, son 10 yılda daha da arttı bu. Kitapta da bu ayrıntılarıyla var, bu yüzden çok değerli bir çalışma” ifadelerini kullandı.   ‘Cezalandırmanın cezalandırmasını yaşıyoruz…’   Yaklaşık 15 yıldır gazetecilik yaptığını söyleyen Safiye, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Şûjin ve JINNEWS’te çalıştığı süre boyunca çok sayıda dava açıldığını dile getirdi. En son da yargılandığı davadan, bir yıl önce 22 meslektaşı ile tutuklandığının bilgisini veren Safiye, 15 arkadaşının hala tutsak olduğunu, 11 Temmuz’da da duruşmalarının görüleceğini paylaştı. İlk duruşmalarının bu kadar uzun süreceğini tahmin etmediğini paylaşan Safiye, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Fakat Türkiye’de benzer olaylar çok var, uzun sürmesi şaşırtmadı bizi. Aynı zamanda cezaevinde de cezalandırmanın cezalandırmasını yaşıyoruz. Orada ikinci bir cezalandırma var. Tamamen izolasyon söz konusu. Arkadaşlarımız ilk tutuklandığında her şeyden izole edildi, mektuplarımız yokmuş gibi gösterilerek verilmiyordu. İletişim, sağlık açısından çok kötü, yayınlara ulaşamıyoruz.   Gazeteciler hakikati yazmakta ısrarcı!   Kendimi çok fazla izole edilmiş hissettim tutuklandığım bir yıl içerisinde. Sana sunulan televizyon kanalları, gazetelerle baş başa kalıyorsun. Biraz iradeli olmasan çok ağır psikolojik sorunlar yaşayabiliyorsun. Ailen görüşe gelirse çıkabiliyorsun, gelmezse hiçbir şekilde çıkamıyorsun. Spor ve hiçbir aktiviteye çıkamıyorsun. Rencide edici çok fazla muameleler vardı. Ters kelepçe uygulaması yapılıyordu.” Safiye, gazetecilerin tüm baskılara karşı ise hakikati yazmaktan vazgeçmediğinin altını çizdi.   Bellek ve hafızanın önemi   Safiye’nin konuşması ardından gazeteci Gökçe Tahincioğlu, kitap hakkında bilgi verdi. Gökçer, gazetecilik ve ifade özgürlüğünün de önemine değindi. Daha sonra akademisyen Gülsüm Depeli, “Bu 10 yıl, yüz yıl gibi yaşandı. Bunu unutmamak, akıldan çıkarmamak da mümkün değil. Çok travmatize olmuş bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Bunları kayda almak önemli, unutmamak gerekir. AKP’nin iktidarlığı çok büyük bir dönem” sözleriyle birçok baskı ve saldırı politikasının uygulandığını belirtti. İktidarın gazetecilere dönük saldırılarının raporlanmasının da önemli olduğunu vurgulayan Gülsüm, “Bellek olarak da bakmak çok değerli ve önemli bir deneyim. Kitap çok deneyimli çok yazarlı sesli bir deneyim sundu bize. Gazeteciler hakikatin izcileridir” diye belirtti.   Kitaplar tutsak gazetecilere gönderilecek   Daha sonra soru cevap bölümüne geçildi. Yeşil Sol Parti Şirnex Milletvekili ve gazeteci Ayşegül Doğan, kitapların cezaevlerindeki gazetecilere gönderilmesi önerisinde bulundu.   Kitapların tutsak gazetecilere ulaştırılacağının paylaşılması ardından etkinlik son buldu.