‘Bayram gelmiş neyimize’ dedirten tablo! 2023-06-27 09:17:28       AMED – Ekonomik krizin derin etkilerini yaşayan yurttaşlardan Nülifer Çetinkaya, “Bayramda gelen misafirlere ikram edecek bir şey dahi alamıyoruz eve. Kurban kesmek istesek de maddi durumumuz buna el vermiyor. Kurbanı geçtim artık tavuk eti bile eve alamaz olduk” diyor.   Türkiye’de ekonomik kriz ve arka arkaya gelen zamlar ile birlikte yurttaşlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz durumda. İktidarın sermayedarı gözeten politikaları sonucu yaşanan bu tablo ise yurttaşta hem maddi hem de manevi açıdan olumsuz etkiler bırakıyor. Kurdistan ve Türkiye’de bayram öncesi yapılan alışverişten ise krizin de etkisiyle adeta eser kalmadı. Bayram alışverişi bir yana, artık gündelik ihtiyaçlar dahi karşılanamıyor.   Bayram öncesi, Amed’de Nilüfer Çetinkaya isimli yurttaşın evine misafir olduk. Ekonomik krizin yaşandığı evlerden sadece biri olan Nilüfer’in evinde belki de asıl tablo, açtığımız dolabın içinde karşımıza çıkıyor. Boş dolap ile 4 çocuğunu doyurmaya çalışıyor. Diğer yandan Nülifer, krizin yaşattığı şartlar nedeniyle faturalarını ödeyemiyor. Elektrik faturası çok gelecek diye kışı kömür sobasıyla geçiren Nilüfer, duş almak için ihtiyaç duydukları suyu ise kışın soba üstünde, yazın da kazanda ısıtıyor. Nilüfer’e bu yıl Ocak ayında gelen elektrik faturası 401.90 lirayken, Mart ayında ise 1.058.00 lira geldi. Nilüfer, ekonomik krizin etkilerini anlatıyor.   ‘Verilen yardım günümüzü geçirmemize bile yetmiyor’   4 çocuğu bulunan ve engelli eşiyle beraber yaşayan Nülifer, krizin ailesinin hayatını alt üst ettiğini söylüyor. Kendisinin, çocuklarının yaşı küçük olduğu için, eşinin de engeli nedeniyle çalışamadığını dile getiren Nülifer, “Çocuklarım küçük ve hepsi okula gidiyor. Eşim engelli olduğu için yataktan kalkacak durumda değil. Çalışmak istesem de bu nedenler izin vermiyor. Eşim evde olduğu için tartışmalar da aralıksız sürüyor. Bu durum beni ruhen olumsuz etkiliyor. Devlet tarafından küçük miktarda bir yardım yapılıyor, fakat bu bizim günümüzü geçirmeye dahi yetmiyor” diyor.   ‘Çocuklarımın isteklerini karşılayamıyoruz’   Kendisini çocuklarına karşı mahcup hisseden Nilüfer, çocukları harçlık istediğinde veremediğini paylaşıyor. Nilüfer, “Bu durum karşısında ne kadar mahcup ve mutsuz olduğumuzu anlatamam. Ben de isterim ki durumu iyi olan aileler gibi çocuklarıma harçlık verip okula göndereyim. Okula beslenme çantasıyla göndereyim. ‘Anne kek yap okula götüreyim’ dediklerinde ne diyeceğimi bilemez duruma geliyorum. Çaresizce bahanelerle konuyu değiştiriyorum. Durumu iyi olan ailelerin çocukları okula kek getirdiğinde benim çocuğum götürmediğinde bunu büyük eksiklik olarak görüyor ve çocuğumun arkadaşı karşısında küçük düşmesi beni üzüyor” ifadelerini kullanıyor.   ‘Engelli maaşı ile geçinmeye çalışıyorlar’   Nilüfer, ailesinin tek geçim kaynağının, eşinin engelli maaşı olduğuna dikkat çekerken, şunları ekliyor: “Önceden pazara gittiğimde 100 lira ile bir ayın pazar alışverişini yapabiliyorken şimdilerde ise bin lira ile 2-3 poşeti dolduramıyoruz. Eşimin engelli maaşı pazar alışverişime bile yetmiyorken çocuklarımın eğitim masrafı, kıyafet ihtiyaçları ve özel ihtiyaçlarımızın hiçbirini karşılamıyor. Pazara gidince çocuklarım bir meyve istediğinde geri çevirmek zorunda kalıyorum. Hiçbir isteklerini karşılayamıyorum.  Bu yaşantının sebebi ben olmamama rağmen kendimi suçlu hissediyorum.”   ‘Bu bayram ikramlık dahi yok’   Nilüfer, Kurban Bayramı’nın gelmesiyle daha fazla stres yaşadığını söylüyor. Eski bayramların sevinç ve heyecanının olmadığını dile getiren Nilüfer, “Şimdi bayramın gelmesini istemiyoruz. Bayramda gelen misafirlere ikram edecek bir şey dahi alamıyoruz eve. Bayram yemekleri, tatlıları yapamıyoruz. Kurban kesmek istesek de maddi durumumuz buna el vermiyor. Kurbanı geçtim artık tavuk eti bile eve alamaz olduk. İhtiyacımız olan gıdaları gideremiyoruz” sözlerine yer veriyor.   Krizin etkisini derin yaşadığının altını çizen Nülifer, krizin ortadan kalkması için iktidarın bir an önce çözüm yollarını bulması gerektiğini belirtiyor.