Asrın Hukuk Bürosu: Asıl soruşturulması gereken tecrit uygulayıcılarıdır! 2023-06-26 15:09:43   İSTANBUL – Asrın Hukuk Bürosu, bir televizyon programında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin eleştirilmesi sonrası RTÜK’ün soruşturma başlatmasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması lazım. Asıl soruşturulması gereken İmralı tecrit rejimi ve bu rejimin uygulayıcılarıdır. Hükümete ve Adalet Bakanlığı’na açık çağrımızdır, BM İHK'nin tedbir kararına derhal uyulmalı, haber alamama hali ve işkence uygulamaları son bulmalıdır” çağrısında bulundu.   İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yapan Asrın Hukuk Bürosu, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın katıldığı bir programda müvekkilleri üzerindeki tecridi eleştirmesi sonrası RTÜK’ün soruşturma başlatmasına ilişkin yazılı açıklama yayınladı.   ‘Asıl soruşturulması gereken rejimin uygulayıcılarıdır!’   Açıklamada, önceki gün bir televizyon programında müvekkilleri Abdullah Öcalan ile içinde tutulduğu tecrit rejimi ile ilgili söylenen kimi sözlerin, iktidar ve kimi çevrelerce hukuka aykırı söylemlere konu edildiği paylaşıldı. “Öcalan'a uygulanan tecridin hukukta yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Aile ve avukatları ile bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi?” sözlerinin inceleme ve soruşturma konusu yapıldığının belirtildiği açıklamada, “Hakikatin ters yüz edilmeye çalışıldığı, İmralı'da olan bitenin gizlenmek istendiği, yine daha ağır saldırılara malzeme üretilmek istendiği anlaşılmaktadır. Fakat asıl soruşturulması gereken İmralı tecrit rejimi ve bu rejimin uygulayıcılarıdır. İmralı'da işkence ve insanlık dışı uygulamaların sistematik bir şekilde sürdürüldüğü bir süreç içinden geçmekteyiz. Sayın Öcalan'ın en doğal ve hukuki hakkı olan aile ve avukatları ile görüşmeleri yasa dışı gerekçelerle engellenmektedir. 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Sayın Öcalan ve yanında bulunan Sayın Ömer Hayri Konar, Sayın Hamili Yıldırım ve Sayın Veysi Aktaş'tan haber dahi alınamamaktadır” denildi.   Hükümet karara hala uymuyor!   “Özel İmralı statüsü gibi orada temel hak ve özgürlüklerin engellenmesi de İmralı'daki işkence biçimlerindendir” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Şu an içinse 27 ayı aşkın bir süre boyunca her türlü girişime rağmen Sayın Öcalan ve diğer müvekkillerden haber alınamaması, dış dünyadan tüm bağlarının koparılması, sağlık durumları ile tutulma koşulları hakkında hiçbir bilgiye sahip olunamaması İmralı'da işkencenin geldiği en şiddetli aşamadır. Yanlış ve gayri meşru olanın bu uygulamalar olduğu açıktır. Yine müvekkilimizin kişilik haklarına yönelik saldırıların da bu politikalardan ayrı olmadığı bilinmelidir. Hakim kılınmak istenen atmosferin aksine Sayın Öcalan'ın özgürlük ve demokrasiyi temsil ettiği milyonlarca insan tarafından deklare edilmiştir. 2006-2007 yılında Türkiye'de 3 milyonu aşkın insan TBMM'ye, 2013 yılında 10 milyonu aşkın insan da Avrupa Konseyine Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü talep eden imzalarını sunmuşlardır. İmralı'daki mevcut duruma karşı 2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne yapılan başvurumuz neticesinde BM İHK, 6 Eylül 2022 tarihinde verdiği tedbir kararını hükümete iletmiştir. BM İHK, ‘Avukatları ile herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan derhal görüştürülmeleri gerekmektedir’ şeklinde verdiği tedbir kararını 19 Ocak 2023 tarihinde hükümete yeniden hatırlatmıştır. Ancak hükümetin uymakla yükümlü olduğu uluslararası nitelikteki karara halen uymadığını görmekteyiz” vurgusu yapıldı.   Tedbir kararına derhal uyulması çağrısı   Bu karara uyulmaması ve diğer tecrit biçimlerinin sürdürülmesinin görevi kasten kötüye kullanma suçu ile birlikte işkence suçunu oluşturduğunun altı çizilen açıklamada, “Hükümete ve Adalet Bakanlığı’na açık çağrımızdır, BM İHK'nin tedbir kararına derhal uyulmalı, haber alamama hali ve işkence uygulamaları son bulmalıdır” çağrısı yapıldı.   Tecridi eleştirdi gözaltına alındı!   Öte yandan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi eleştirdiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla gözaltına alındı. Merdan Yanardağ, televizyon kanalına gelen polisler tarafından yayın sonrasında gözaltına alındı.