‘Failler üzerindeki koruma kalkanını kaldırın’ 2023-06-22 13:14:35     ANKARA - Lice Katliam Davası’nın düşürülmesine tepki gösteren HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komsiyonu Eşsözcüleri, iktidara ve yargı makamlarına, “Lice katliamının tüm failleri üzerindeki siyasi koruma kalkanının kaldırılıp sanıkların yargılanması zorunludur” diyerek, failler üzerindeki koruma kalkanının kaldırılmasını istedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüleri Nuray Özdoğan ve Serhat Eren,  Lice Katliam Davası’nın düşürülmesine dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, davanın düşürülmüş olması bir kez daha Kürtlere karşı devlet eliyle işlenen suçlar ve katliamları cezasız bırakan politikalar sonucu olduğu belirtildi.   ‘Yargı sanıkları mağdur olarak gösterdi’   Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesini bahane eden devlet güçlerinin 22 Ekim 1993 tarihinde tarafından Lice ilçesinde yaşayanlara yönelik tek taraflı bir askeri saldırı başlatıldığı hatırlatılan açıklamada, “Bir gün boyunca ateş altına alınan Lice de aralarında 2 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 16 yurttaş katledilmiş, 35 tanesi yaralanmış, 402 ev 242 işyeri yakılarak yağmalanmıştır. Yaklaşık 20 yıldır tozlu raflara bırakılan dosya, Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca raflardan indirilerek, bir kısım deliller toplanmış, bir kısım tanıklar dinlenmiştir. Lice katliamı mağdurları ve vekilleri tarafından toplanılması talep edilen deliller toplanmamış, insanlığa karşı suç işleyen sanıkların tutuklanması talebi kabul edilmemiş, yargılama sürüncemede bırakılmıştır. Yargılama, olayı ve failleri tespit etmekten ziyade katillerin korunması amacına hizmet etmiş, mahkeme sanıkları mağdur, mağdurları sanık olarak gören bir pratik izlemiştir” denildi.    ‘Tüm beyanlara rağmen mahkeme sanığı akladı’   Katliama karar veren komutanların , askeri ve siyasi faillerin ,katliama doğrudan katılan diğer failleri görmeyen yargı makamlarının  tek sanık üzerinden davayı sürdürmekte ısrar ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Dosyada, olay yeri, arama ve el koyma tutanakları, bilirkişi raporları ve dönemin kaymakamı başta olmak üzere diğer kamu görevlilerinin müdahale gerektirecek herhangi bir çatışma olmadığına ilişkin beyanları ile mahkeme tarafından dinlenen yüzlerce Liceli yurttaşın insanları öldürüp yaralayan, ev ve işyerlerini yakıp yıkan, yağmalayan kişilerin asker ve polis olduğuna ilişkin tüm beyanlarına rağmen, mahkeme sanığı aklamış ve beraat kararı vermiştir. Temyiz mahkemesinin bozması sonrasında sanık Eşref Hatipoğlu’nun ölmesi üzerine mahkeme davanın düşürülmesine karar vermiştir. Devletin fail olduğu suçların yargılamalarında, beraat ve zamanaşımı kararları ile uygulanan cezasızlık politikası, davaların düşürülmesi ile başka bir boyut kazanmıştır” ifadelerine yer verildi.   ‘Sanıkların yargılanması zorunlu’   Açıklamada son olarak şunlar belirtildi: “İktidarlar değişse bile değişmeyen cezasızlık politikasındaki ısrar, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması önündeki en büyük engeldir. Evrensel hukuk normları içinde hareket ederek faillerin cezalandırılması lütuf değil zorunluluktur. Bu sözde yargılamalar ve ardı ardına ortaya çıkan hukuk felaketleri de gösteriyor ki, 90’lı yılların karanlığı hiç bitmedi; sadece konsept değiştirdi. 1990’lı yıllardaki, etnik ve politik soykırım ürünü ağır insan hakları ihlalleri ile yüzleşilmedikçe ve katliamların failleri etkili bir yargılama ile cezalandırılmadıkça demokratik barışçıl bir düzenin kurulması mümkün olmayacaktır. İlgili makamlara bir kez daha sesleniyoruz. İnsanlığa karşı suç niteliğinde olan Lice katliamının tüm failleri üzerindeki siyasi koruma kalkanının kaldırılıp sanıkların yargılanması zorunludur. Yüzleşilmeyen ve cezasız bırakılan her katliam, korunan ve/veya ödüllendirilen her bir fail ülkeyi ayrı bir karanlığa sürüklemektedir.”