‘İktidar birlikte yaşam idealine saldırıyor’ 2023-06-20 19:39:59     İZMİR - Onur Haftası etkinlikleri gerekçe gösterilerek İzmir Barosu'nun düzenlediği Onur Kahvaltısı’na yönelik saldırı girişimi ve baronun hedef gösterilmesine karşı açıklama yapan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, saldırıların birlikte yaşam idealine karşı olduğunu ifade etti.     İzmir Barosu tarafından Onur Haftası kapsamında 17 Haziran’da, Baro Bahçe'de düzenlenen Onur Kahvaltısı'na saldırı girişimi yaşanmıştı. Etkinlik esnasında Bahçe önünde bir araya gelen ve aralarında Vatan Partisi, TGB, AK Parti İzmir Gençlik Kolları ve Ülkü Ocakları üyelerinin de bulunduğu bir grup basın açıklaması yaparak baroyu hedef göstermişti. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, saldırı girişimine ve İzmir Barosu’nun hedef gösterilmesine karşı basın açıklaması düzenledi.    Açıklamaya Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu temsilcileri, siyasi parti ve kurum temsilcileri ile  çok sayıda yurttaş katıldı. Basın açıklamasında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına Aykut Akdemir söz aldı.   ‘İzmir Barosu hedef gösterildi’   115 yıllık tarihi olan İzmir Barosu'nun, iki hafta arayla iki ayrı saldırıya uğradığını hatırlatan Aykut, “Önce 2 Haziran'da baro önünde açıklama yapmak isteyen öğrenci ve avukatlara saldırı gerçekleştirildi. Ardından, İzmir Barosu'nun, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun barolara verdiği görevler çerçevesinde LGBTİ+ haklarını korumak ve savunmak, LGBTİ+'lara yönelik baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşı yaşamın ve eşitliğin yanında yer almak amacıyla tüm dünyada kutlanan Onur Haftası kapsamında düzenlediği etkinlik programı ve İzmir Barosu hedef gösterilmiştir. İzmir Barosu onur haftası programının ilk etkinliği olan onur ayı kahvaltısının yapıldığı Baro Bahçe önünde toplanan gerici ve faşist bir grup etkinliği provoke etmeye çalışmıştır" dedi.   İktidara seslendiler   Provokasyonun, LGBTİ+ bireyler ile LGBTİ+ hakları savunan kişi ve kurumları baskı altına almak için yapıldığını vurgulayan Aykut, "Bu gerici zihniyetin cüretkarlığını ve saldırganlığını, siyasi iktidarın seçim malzemesi yaptığı LGBTİ+ düşmanlığı ve nefret söylemlerinden aldığını, bu saldırıların topyekûn demokrasi kültürüne ve birlikte yaşama idealine karşı olduğunu unutmuyoruz. Demokrasi ve insan haklarından nasibini almamış, nefreti ve 'ötekileştirilenlere' saldırmayı bir yaşam biçimi olarak seçmiş, kendinden başka kimseye yaşam hakkı tanımayan bu güruha ve onları cesaretlendiren iktidara sesleniyoruz: Çocuklar, tarikat yurtlarında tecavüze uğrarken, evlilik adı altında cemaat üyesi adamların her türlü istismarına maruz bırakılırken; aileleri ya da devlet tarafından koruma altına alındıkları sevgi evlerinde çalışanlar tarafından psikolojik, fiziksel ya da cinsel olarak istismar edilirken; iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken sessiz kalanlar çocuk haklarından bahsedemez" diye belirtti.   ‘Derdiniz ne aile ne kadın ne de çocuk’   Her gün en az bir kadın öldürülürken İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranların, kadınların korunmasından bahsedemeyeceğini ifade eden Aykut, "Derdinizin ne aile ne kadın ne de çocuk olmadığını, bugüne kadar uyguladığınız politikalardan çok iyi biliyoruz. Hissettikleri kişi olabilmek için aileleri tarafından reddedilmeyi, toplum tarafından aşağılanmayı, dışlanmayı göze alan, kendi gibi olabilmek için ağır bedeller ödeyen LGBTİ+ bireyler ne sapıktır ne de hastalıklı ne de aile, kadın ve çocuk için bir tehdit. Burası, yıllardır, barış, demokrasi, haklar ve özgürlükler mücadelesinden vazgeçmeyen, boyun eğmeyen İzmir Barosu. Bir kez daha nefrete inat yaşasın hayat" diye konuştu. Açıklama sloganlarla sona erdi.