Gezi direnişi 10’uncu yılında 2023-05-28 09:07:40     Rozerin Gültekin    İSTANBUL - İktidarın kaybettiği, halkların kesintisiz mücadelesi sonucunda kazandığı direnişlerden biri olan Gezi Direnişi, 10’uncu yılında hafızalarda hala taptaze. Direnişin öncüleri olan kadınlardan geriye kalan fotoğraflar ise üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen cesaret ve mücadele pratiğini bir kez daha ortaya koyuyor.    İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı için, İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi ve 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı olmasına rağmen 27 Mayıs 2013 tarihinde, AKP iktidarı tarafından Toplu Kışlası’nı Taksim Yayalaştırma Projesi çerçevesinde imar izni olmadan yeniden inşa etme kararı verildi. Ancak iktidarın öngöremediği bir şey vardı, bu planları karşısında gelişecek olan direniş...   Yıkım karşısında filizlenen direniş    Gezi Direnişi, yalnızca Gezi Parkı savunması olarak görülse de iktidarın birçok politikasına karşı büyüyen bir isyan olarak gelişti. Halkların “artık yeter” dediği ve mücadeleyi yükselttiği direnişte, her kesimden halklar kendi rengi ve sesiyle yer aldı. 27 Mayıs’ta Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı gece 22.00 sıralarında yıkıldı, 5 ağaç yerinden söküldü. Taksim Dayanışması grubu üyeleri iş makinelerinin önüne geçerek daha fazla yıkım yapılmasını engelledi. Çok sayıda kişi parkta çadır kurarak sabaha kadar nöbet tutmaya başladı. Tarih 28 Mayıs’ı gösterdiğinde ise parkı savunmak isteyenlerin sayısı her geçen dakika daha da artıyordu. Öğle saatlerinde duvar yıkımına devam etmek isteyen ekip ile direnişçiler arasında tartışma yaşanırken, dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), şimdi ise Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder, parka gelerek direnişe destek verdi ve kepçenin önüne geçerek eylemciler ile bir kez daha yıkımı engellemeyi başardı.   Direniş projeyi durdurdu   Saldırılar karşısında git gide kalabalıklaşan direniş grubuna, hızla her kesimden katılım gösteriliyordu. 31 Mayıs sabahı erken saatlerde parktaki eylemcilere tekrar saldırıda bulunan polis, eylemcilerin çadırlarını ateşe verdi. Çadırların yakılma görüntülerinin dijital medyada yayınlanmasıyla birlikte binlerce kişi Taksim’e akın etti. Yavaş yavaş gelişen Gezi Direnişi kıvılcımı hayli belirginleşmişti. 31 Mayıs günü, Taksim’deki direniş Türkiye ve Kurdistan’ın dört bir yanına yayılmıştı. Başta Ankara ve İzmir olmak üzere yapılan eylemlere polis saldırıları gerçekleştirildi. Direnişin neticesinde yapılan bir başvuru sonrası, İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Her kesimden milyonlarca kişinin çıktığı alanlarda, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Direne direne kazanacağız” sloganları yankılandı. Direnişin sembollerinden biri de tencere ve tavaydı. Evlerinin camlarında, sokaklarda, parklarda ellerinde taşıdıkları tencere ile tavayı çalan milyonlar, dünyada ses getiren direnişin ikonik sembollerinden oldu.   Bir avuç insanın başlattığı direniş, kısa zaman içerisinde ülkenin dört bir yanına yayılmıştı. Komünal yaşamın örüldüğü ve sokakların iki ay boyunca direniş ile donatıldığı Gezi Direnişi, 10’uncu yılında. Direnişe damga vuran kadınları derledik.   Eylemcilerin, “Polis yoksa problem yok” yazılaması, direnişin amacını ortaya koyan söylemlerden biriydi. İktidarın olmadığı komünal bir alanda halkların yeni bir yaşamı kuracağının mesajını veren yazılıma direnişte vücut buldu. Yalnızca direnişe destek olmak adına gerçekleştirilen gönüllü tutum da direnişin sürmesini sağladı. İktidarın saldırılarına ise kurulan komünlerle yanıt verildi.    Direnişin öncüleri kadınlar   Gezi Direnişi’nin öncülerinden olan kadınlar, polisler tarafından hedef gösterilerek saldırılmasına karşı mücadeledeki öncü rolleri ile direniş tarihine isimlerini yazdı. Gülüşleri, talepleri, kendi direniş metotlarıyla iktidar ile erkek egemenliğe karşı yaşamın her alanında yer alan kadınlar bu sefer Gezi Parkı’ndaydı. O dönem yapılan röportajlar ve konuşmalarda da denildiği gibi Gezi’nin ruhu kadınlardan oluşuyordu. İktidarlar tarafından yıllarca sömürülen kadınlar yeniden direnişin simgesi olarak kendini var etmişti.    Geri adım atmayan kırmızı elbiseli kadın   Kırmızı elbiseli kadın ismiyle simgeleşen akademisyen Ceyda Sungur, bugün hala hafızalarda yer edinen kültlerden biri. Polisin biber gazlı saldırısı karşısında tüm heybetiyle bir adım dahi geri adım atmayan Ceyda, tüm dünya tarafından direnişte unutulmayan görsellerden biri olarak yerini koruyor. Ceyda’ya yakın mesafeden biber gazı sıktığı için yargılanan polis Fatih Zengin “yaralama” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından toplam 20 ay hapis cezası alırken, 600 de fidan dikmesine karar verildi.    Haklılık en büyük silahı oldu…   Gezi Direnişi’nin simgesi olan kadınların biri de elinde sapan ile direnen Emine Cansever. Emine’nin, iktidarın tüm saldırıları karşısında sapan ile direniyor olması büyük bir yankı uyandırdı. Emine’nin güç alarak direndiği şey elindeki sapan olarak görünse de direnişine olan inancı tüm kararlılığıyla ortadaydı... Haklılık, Emine’nin en büyük silahı olmuştu. Emine, 2017 yılında örgüt üyesi olma iddiasıyla tutuklandıktan sonra 2018 yılında serbest bırakıldı.    Kırmızı fularlı kadının mücadelesi   Antalya’da gerçekleşen Gezi Direnişi’ne katıldığı esnada gözaltına alınan ve kırmızı fularıyla sosyalizm propagandası yapmakla suçlanan Ayşe Deniz Karacagil de unutulmayan kadınlar arasında. Deniz, cezaevinde yaşadığı baskıdan dolayı tahliyesi sonrası PKK saflarına katıldı.   Polisin tazyikli suyuna kafa tutan Kate   Direnişin bir diğer simgesi ise TOMA’nın tazyikli su sıktığı Avustralyalı Kate Cullen’dı. İstanbul’a gezmeye gelen ve polis saldırısı ile karşı karşıya kalan Kate, bir röportajında direnişçilerin kendisine yönelik bir sorgulama yapmadan yardım etmesinden etkilenerek direnişe katıldığını açıklıyor. Gezi ruhundan çok etkilendiğini vurgulayan Kate, dünyanın bu direnişi duyması gerektiğinden ve kendisine yardım eden direnişçilere destek olmak için TOMA’nın önüne geçerek tazyikli polisin sıktığı su karşısında direnişin ölümsüzleşmesini sağlıyor.     Gezi’den Lîcê’ye direniş her yerde     Gezi Parkı eylemleri sırasında Ankara'da polis kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük'ün vurulduğu yerde “durma eylemi” yapan Yonca S. ise Amed’de Lîcê’nin Kayacık köyünde askerlerin katlettiği Medeni Yıldırım'ın vurulduğu yerde durma eylemi gerçekleştirdi.    Kurdistanlı kadınlardan destek   Kurdistan halkı da bu büyük direnişe dayanışma gösterenler arasında yer aldı. Gezi Direnişi gerçekleşirken Kurdistan’ın çeşitli kentlerinde de yine kadınlar öncülüğünde destek yürüyüşleri ve basın açıklamaları yapılarak direniş selamlandı.     ‘Gezi’den Lîcê’ye Gençlik Barışa Köprü Oluyor’   Lîcêli gençler de yaptıkları yürüyüşlerle direnişi selamlamaktan geri durmadı.   Her direniş Gezi’de yer aldı   Gezi Direnişi’nin başarıyla sonuç vermesinin en büyük nedenlerinden biri de Kurdistan ve Türkiye’deki tüm toplumsal olayları kapsamasından kaynaklanıyordu. Bunun bir örneği Barış için Gençlik Dayanışması’nın, “Gezi’den Lîcê’ye Gençlik Barışa Köprü Oluyor” şiarı ile gerçekleştirdiği çalışmaydı. Amed’in Lîcê ilçesinde 28 Haziran 2013 tarihinde Hêzan (Kayacık ) Mahallesi’nde kalekol protestosunda katledilen Medeni Yıldırım’ın, Paris’te katledilen Leyla Şaylemez’in, havan topuyla katledilen Ceylan Önkol’un, Hatay’da Gezi Direnişi’nde katledilenlerin mezarlarına ziyaretler gerçekleştirilmiş ve burada ortak bir amaç için mücadele ettiklerinin mesajı verilmişti. Aynı zamanda 2012 yılında DAİŞ’in saldırısına karşı başlayan ve Gezi Direnişi’nin sürdüğü sırada devam eden Rojava Direnişi için de dayanışma stantları kurularak destek mesajları verildi.    Direniş gölgesinde yeni yaşamı tartıştılar    Direnişin nasıl yaşam bulması gerektiğine ve halkın sorunlarına dair direnişin gölgesinde kadınlar öncülüğünde forumlar da gerçekleştirildi. Direnişi Gezi Parkı’ndan alarak semt sokaklarına taşıyan kadınlar ile HES’lere, nükleer santrallere, AVM projelerine karşı nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiğine dair ekoloji forumları düzenlendi.   Direnişin öznesi kadınlar   Bugün ise Gezi Direnişi’nin 10’uncu yılında kadınlar öncülüğünde milyonlara yayılan cesaret, mücadele ve direniş dinamiği hafızalardaki yerini koruyor.