'Hiçbir şey insan yaşamından önemli değil’ 2023-05-24 20:32:29 İZMİR - İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, seçim propagandası için mültecileri hedef alan siyasi partilere tepki göstererek, hiçbir şeyin insan yaşamından önemli olmadığını hatırlatarak, “Dezavantajlı herhangi bir kesimi düşman ve öteki olarak gösteren hiçbir siyaset yüzde 99,9 oyla dahi seçilse meşru olmayacaktır” dedi.    İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, seçim döneminde mültecilere karşı artan ırkçı söylemlere yönelik Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. "Hepimiz mülteciyiz, ırkçılığa hayır" pankartı açılan açıklamada, "Dayanışma yaşatır", "İltica haktır", "Göçmen işçiler sınıfın parçasıdır" ve "Ne mülteci ne fakir, bizi asıl soyan yerli ve zengin" dövizleri taşındı.   'Zehirli dil bütün taraflara zarar verecek'   Açıklamayı yapan İzmir mülteci Dayanışma Platformu üyesi Meral Kaban, tarafların propaganda için tercih ettikleri dilin ilk seçimdeki uzlaşmacı, toparlayıcı dilden uzaklaştığını kaygıyla takip ettiklerini dile getirdi. Meral, "14 Mayıs’ta gerçekleşen seçimde milliyetçilik ve mülteci düşmanlığı siyaseti yaparak seçime giren adaya verilen oyların oranının ikinci tur sonuçlarını etkileyecek düzeyde olması ve sırf bu kitlenin oylarını alabilmek sebebiyle bizce toplumda nefreti körükleyecek, düşmanlığı çoğaltacak ve geri dönüşü olmayan üzücü olayların gerçekleşmesine sebebiyet verecek bir dil ile konuşulmaya başlandı. Mitinglerde, tv ekranlarında, sosyal medyada kullanılan bu zehirli dil toplumun en alt katmanında bulunan mülteciler için olduğu gibi aynı zaman ve sebeple hak talep eden bütün taraflara zarar verecektir" dedi.    ‘Yaşam hakkı ile ilgili kaygılar artıyor’   Ülkenin doğru bir mülteci politikasının olmadığını eleştiren Meral, Cenevre Sözleşmesi’ni hatırlatarak, "Hak ve adaletten yana olduğunu iddia eden tüm siyasi parti ve liderlerinin, mülteci haklarını tanımaları beklenirken, aksine her fırsatta ve yaşanan her olumsuzlukta mültecileri sorumlu tutmaları, onları ‘günah keçisi’ ilan etmeleri, hem nefret söylemi doğru değildir" diye belirtti. Türkiye'de nefret söylemi ile nefret suçu arasındaki mesafenin çokta uzak olmadığı vurgulayan Meral, "Yükselen ırkçılık, oluşturulan nefret iklimi, ona hizmet eden şoven dil ve söylemler düşünüldüğünde zaten dezavantajlı olan mültecilerin, gelecek ve de yaşam hakkı ile ilgili kaygılarının her geçen gün artarak devam etmektedir" ifadelerini kullandı.   'Tüm olumsuzluklardan bu dilin sahipleri sorumlu’   Meral, hiçbir seçim sonucunun insan hak ve yaşamından önemli olmayacağının altını çizerek, şunları söyledi: "Dezavantajlı herhangi bir kesimi düşman ve öteki olarak gösteren hiçbir siyaset yüzde 99,9 oyla dahi seçilse meşru olmayacaktır. Bizler mülteci hak savunucuları olarak, hangi siyasi cephe/ittifaktan geldiğine bakmaksızın, linç kültürüne hizmet eden bu söylemlerin derhal terkedilip, mülteci hakları başta olmak üzere,  gerçek sorunlara dair çözüm önerilerini  dillendirmeye davet ediyoruz. Zira haklardan yararlanmak için vatandaş değil, insan olmanın yeterli olduğunu belirtiyor ve  aksi halde yaşanan tüm olumsuzluklarda bu dil ve söylemin sahiplerinin sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz."    Açıklama slogan ve deyişlerle son buldu.